Diyarbakır’dan seslendiler: 16 Nisan’da AKP’ye ‘Güle güle’ diyeceğiz

DİYARBAKIR - İzmir ve İstanbul'la eş zamanlı olarak düzenlenen Diyarbakır'daki halk buluşmasında konuşan DTK Eşbaşkanı Leyla Güven, Türkiye halkları açısından baharın özgürlüğe vesile olacağını vurgulayarak, “16 Nisan’da AKP’ye ‘Güle güle’ diyeceğiz” dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) bileşenlerinin referandumda yürütülecek “Hayır” kampanyasının startını verdiği Diyarbakır, İzmir ve İstanbul’daki halk buluşmaları coşkuyla devam ediyor. Canlı yayın üzerinden bağlantıların kurulduğu salonlardaki konuşmalar sırayla dinleniyor. Diyarbakır’da HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım, vekiller Nadir Yıldırım, Ziya Pir, Feleknas Uca, Sibel Yiğitalp, Nimettullah Erdoğmuş, Altan Tan, Mahmut Toğrul, Alican Önlü ve İmam Taşçıer’in salona gelmesi ile yükselen zılgıtlar ile salonda heyecan doruğa ulaştı. Bölgenin tüm renklerini barındıran Diyarbakır buluşmasında, İzmir ve İstanbul buluşmaları başta olmak üzere Rojava ve Avrupa halkları selamlandı.

Halk buluşmasına katılması beklenen görevden alınan Mardin Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Ahmet Türk sağlık sorunlarından dolayı katılım sağlayamadı. HDP eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ, DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel ile birlikte tutuklu siyasetçiler alkışlar ve zılgıtlar ile selamlandı.

SALON SLOGANLAR İLE YANKILANDI

Programın devamında Demirtaş ve Yüksekdağ’ın 7 Haziran seçimlerinden bu yana bölge temaslarından ve meclis grup toplantılarından derlenen fotoğraf ve görüntüleriyle hazırlanan sinevizyon gösterimi yapıldı. Ardından salondan “Tek adam rejimine ‘Hayır’” sloganları yükselmeye başlarken, kadınlar yeşil-sarı-kırmızı bayrakları dalgalandırdı. İzmir buluşmasında konuşan HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in konuşması büyük dikkatle dinlendi. Önder’in konuşması sırasında salondan “Bijî Serok Apo” sloganları yükseldi.

Önder’in konuşmasının ardından söz hakkının devredildiği Diyarbakır’da kürsüye çıkan DTK Eşbaşkanı Leyla Güven, katılımcıları, İstanbul ve İzmir buluşmalarını selamlayarak konuşmasına başladı. Tarihi günlerden geçildiğini vurgulayan Güven, “Bugün bu salondan tutuklu siyasetçi arkadaşlarımız ile birlikte olmamız gerekiyordu. Faşist devlet tarafından alıkonuldular. Fizikli olarak aramızda olmasalar da, ruhen aramızda düşünleri ile bir aradayız” dedi.

Güven tutuklu HDP eş genel başkanları ve tutuklu milletvekillerinin isimlerini sıralarken, salondan “Burada” şeklinde karşılık verildi.

Güven’in konuşmasından satır başları şöyle:

‘HALKLAR AÇISINDAN BAHAR ÖZGÜRLÜĞÜ GETİRECEKTİR’

“Mart ayı Kürt halkı açısından önemli bir aydır. 8 Mart ve 21 Mart’ı bir arada anarak, Sema Yüce yoldaşların mücadelesini selamlıyoruz. Nasıl ki Dehak’ın zulmüne karşı mücadele edildi, biz de bu mücadeleyi sürdürmeye devam edeceğiz. Bu güne kadar Kawa gibi zulmü kabul etmedik, bundan sonra da kabul etmeyeceğiz. Ya özgür yaşam ya özgür yaşam. Zulme karşı başkaldırarak, çalışmalarımız güçlendirmeliyiz. Kürt halkı ve Türkiye halkları açısından bahar özgürlük baharı olacaktır. Nergis çiçekleri gibi bahar özgürlüğü beraberinde getirecektir.

Kürdistan’ın kalbi Amed’ten, İzmir ve İstanbul’u selamlıyoruz. Halklarımıza seslenmek istiyoruz. AKP’nin politikalarına mecbur değiliz. 15 yıldır halkların başına bela olan AKP’yi göndermek mümkün. 7 Haziran tecrübemiz var. Seçim barajı tartışmalarına maruz kaldık. Halklar el ele vererek, barajı onların başına geçirdi. Bunu hep birlikte başardık. Bu referandum seçimlerinde güçlü bir ‘Hayır’ koşulları mevcut.

‘KÜRT SORUNU NE BAŞBAKANLAR NE BAKANLAR GEÇİRDİ…’

AKP, içte ve dışta bütün politikaları ile ülkeyi büyütmek değil, küçük olsun benim olsun mantığı ile iktidarını korumaya çalıştı. Bu nedenle 16 Nisan son derece önemli. 16 Nisan ile kalabileceklerini düşünüyor. Dış politikada Türkiye hak ettiği yerde değil. Türkiye’nin bir çok sorunu var ama en önemli sorunu Kürt sorunudur. AKP toplumu oyalayarak, her şeyi manipüle ederek, çökertme planını devreye koydu. Bunun başına İçişleri Bakanı Soylu’yu getirdi. Kürt sorunu ne başbakanlar bakanlar geçirdi. Bu güne kadar Kürt sorununu çözüme kavuşturmadı. Kürt sorununun çözümü gençler ve kadınlar ile gerçekleşecektir.

Türkiye’nin ekonomisi çökme noktasına geldi. Rakamlar ile oynanarak kriz yok havası yaratmaya çalışıyorlar. Binlerce esnaf kepenk kapatmak zorunda kaldı. AKP buna rağmen 16 Nisan’a giderken, farklı noktalarda halkların gözünü boyamaya çalışıp krizi göstermemeye çalışıyor. Krizin çok derin olduğunu görmek gerekiyor.

’16 NİSAN FIRSATI İLE AKP’NİN SONUNU GETİREBİLİRİZ’

Türkiye’nin bir diğer önemli sorunu kadın sorunudur. AKP döneminde yüzde bin 400 artış gösterdi. Kadınların ne giyeceğine kadar dil uzattı. Kadın sorunu bugün içinden çıkılamaz hale getirildi. Kadınlar olarak 16 Nisan’da fırsat var diyoruz ve tekçi zihniyetçi AKP’nin sonunu getirebiliriz diyoruz. Kadınlar yaşamın her alanında vardır ve bundan sonra da var olmaya devam edecektir. 16 Nisan’da AKP’ye güle güle diyeceğiz.

‘AKP SÖZÜNÜ TUTMADI’

İşsizlik sorununda ise artık mızrak çuvala sığmıyor. KHK’lar ile akademisyenler, sağlıkçılar ve emekçiler görevden uzaklaştırıldı ve ihraç edildi. AKP 15 yıl boyunca mağduriyet politikası ile iktidarda kalmayı başardı. 16 Nisan’da gerçek mağdurlar sahaya inerek AKP’den hesap soracak. Ülkemizdeki farklılıklara ilişkin AKP inançlara saygı sözünü verdi. Ancak hiçbir açılım sonuca ulaşmadı. Bu zihniyet ile çözüm sağlanamaz. Bugün Aleviler başta olmak üzere bütün inançlar 16 Nisan’da AKP’ye cevap verecektir.

‘KADINI YENİDEN VAR EDEN ÖCALAN İÇİN ‘HAYIR’ DİYECEĞİZ’

Kürt kadınlarının ‘Hayır’ için onlarca sebebi var. Bugüne kadar Kürt kadınını yedi kat yerin dibinden var edebilen Sayın Öcalan üzerindeki tecridi kırabilmek için Hayır diyeceğiz. Cizre’de cansız bedeni buzdolabında saklanan Cemile için Taybet Ana için, Miray Bebek için Hacı Lokman Birlik İçin ‘Hayır’ diyeceğiz.

‘KÜRDİSTAN’DA BOYKOT YOK, SANDIĞA GİDECEĞİZ’

Kürdistan’da boykot ve sandığa gitmeme söylemlerine itibar edilmemelidir. Asıl Kürdistan halkı sandığa gidecektir. Kimse Kürdün nasıl sandığa gideceğine yorum yapmasın. Kürdistan’da boykot yok, sandığa gideceğiz. Kürtler ‘Hayır’ diyecek.”

Güven’in konuşmasının ardından söz hakkı İstanbul’a verildi.

ERDOĞMUŞ: 16 NİSAN’DA SADECE TÜRKİYE DEĞİL BÜTÜN CİHAN ŞAHİT OLACAK

Daha sonra Diyarbakır'daki halk buluşmasında kürsüye çıkan HDP Diyarbakır Milletvekili Nimetullah Erdoğmuş, katılımcıları Türkçe ve Kürtçenin Kirmanckî (Zazaca) lehçesinde selamladı. Erdoğmuş'un konuşmasından satır başları şöyle:

“Referandum kampanyasının başlangıcında ve Fatiha’sında bulunanlara selam olsun. Amed’ten bütün özgürlük aşıklarına selam olsun. Coğrafyamız çok zengin, kültürel ve tarihi mirası içerisinde barındırıyor. Böyle bir coğrafyada sefaletin hüküm sürmesi asla ve asla bu coğrafyanın tarihine, halklarına ve inançlarına mal edilemez. Ancak hüküm süren iktidarlar, bu zenginlikleri sömürmek için, kendi tekellerinde bölüştürmek için böyle gerçek dışı bir iddia ortaya attılar. Deniliyor ki; eğer sizin medeniyet ve uygarlığınız böyle zengin bir mirasa sahip ise niçin sizde kavga ve sefalet bitmiyor. Biz de diyoruz ki; demokratik zeminde, 21. yüzyıl dünyasında bunun çürütüleceği günün başladığını buradan yeniden ilan ediyoruz.

En kutsal görevlerimizden bir tanesi; İslami ve ümmetini fetihçilikten, ganimetçilikten, iktidar sultan Müslümanlığından, onların sömürüsünden, istismarından kurtarmanın zamanının geldiğini ilan ediyoruz. Bütün ilahi dinlerin bir iddiası vardır ve son din olan İslamiyet’in de iddiası budur. İlahidirler, İbrahimidirler ve hakikati dünyaya anlatarak misyonlarını sürdürdüler. Hukuk ve hakları gösteren bu pusuladır. Hak demek için, adaletin ve eşitliğin olması gerekiyor. Hakkın hakikatin, olmazsa olmaz iki temel maddesi vardır. Biri eşitlik diğeri adalettir. Eğer bugün eşitlik ve adaletten bizi mahrum bıraktılarsa, İslam dünyasının oturup kendi muhasebesini yapması gerekiyor.

Bizim anayasa anlayışımız, anayasa metninin başına ‘Özgürlüğün dokunulmazlığı’ olmazsa olmazımızdır. Çünkü özgürlük kimi sistemler için tehdit olarak tanımlanırken, bizim için özgürlük uğruna can vereceğimiz en büyük gayemizdir. Onlar, kampanyayı başlatırken anayasa maddelerinin üzerine ilave ederek meydanlara çıktılar. Özgürlük karşısında idamı darağacını vaat ettiler. Soruyoruz hükümete; siz idamdan ne ümit ediyorsunuz? Amed’ten haykırıyoruz; biz Amed halkı olarak, Şeyh Said efendinin Dağkapı Meydanı’nda darağacına arkadaşları ile beraber çekildikleri günden bu yana idamınızdan darağacınızdan korkmayız biz. İşte o gün bugündür, kazmamız elimizde sizin kem salan ağacınızın kökünü getirdik.

Gençlere, ‘Sizleri mebus yapacağız’ diyorlar. Siz saçları yaşlarından önce ağaran ne istediğini ve nasıl bir özgürlük sevdalısı olduklarını hala anlamadınız mı? Kadınların 8 Mart kutsal günlerini kutlarken, kadınları siz tanımadınız, kadınlar vicdanın sesidir. O vicdanın gizli sesini gümbür gümbür ‘Hayır’ ile duyacaksınız.

Amed’ten sesleniyoruz; sizin o kötürümleştirdiğiniz o gövde bu halkın varlığından çıktı. Yeniden dirilişe 16 Nisan’da sadece Türkiye halkları değil bütün cihan şahit olacak.”

Erdoğmuş’un konuşması ardından salondan “Direne direne kazanacağız” sloganları yankılandı.

Diyarbakır'daki halk buluşması Erdoğmuş’un konuşmasının ardından yurttaşların “Hayır” halayı çekmesiyle son buldu.