Uluç Gürkan: 'Evet' kampanyası için Türkiye’nin itibarını yerle bir ettiler

ANKARA - Meclis eski Başkanvekili Halis Uluç Gürkan, Avrupa ile çıkarılan krizin, “Evet kampanyasını desteklemeye” yönelik zorlama bir kriz olduğunu belirterek, “Bu uğurda Türkiye’nin itibarını yerle bir ettiler” dedi.

Türkiye’nin Avrupa ile yaşadığı kriz, "Evet" cephesi için referandum kampanyasının temel konusu olmaya devam ediyor. Türkiye Almanya ve Hollanda’ya yönelik “Nazizm suçlamalarını” sürdürüyor. Buna karşın Avrupa Birliği (AB) ülkelerinden de, “Türkiye’nin AB üyeliğinin hayal olmaya doğru gittiğine yönelik” açıklamalarda bir birini izlemeye başladı.

EKONOMİK KRİZ DERİNLEŞECEK

Yaratılan krizin orta ve uzun vadede, Türkiye ekonomisine yönelik yansımaları ise esas olarak vatandaşı ve ekonomik krizi derinleştireceğine yönelik ekonomistlerden gelen uyarılarda arttı. Yaz sezonunun başlaması ile birlikte Avrupa’dan gelecek olan turistlerin sayısında ciddi bir artış bekleniyor. Buna karşın hükümet yetkilileri, kendi kitlesinin başlayan ekonomik kaygılarına karşılık körfez sermayesini işaret ederek, “alternatif olarak Türkiye’ye yüklü miktarda sermaye girişi olacak” şeklinde açıklamalarında bulunuyor.

YILDIRIM’IN AÇIKLAMASI

Yaşanan krizi değerlendiren Meclis eski Başkanvekili Halis Uluç Gürkan, yaşananları, “Bu krizin çıkmış olması ve zamanlaması tesadüf değil, biraz zorlanmış bir kriz” sözleriyle değerlendirdi. Gürkan bu konuda özellikle Başbakan Binali Yıldırım’ın, 6 Mart günü bir TV kanalında, “Hollanda’daki referandum etkinliklerinin 14 Mart’tan sonra olabileceğini, Hollanda seçimlerinden önce bazı duyarlılıklar olduğu” yönündeki sözlerine işaret ederek, şunları dile getirdi:

BU ÖNCEDEN HESAPLANMIŞ BİR KRİZ

“Bu şunu gösteriyor. Konu Hollanda yetkilileri ile konuşulmuş ve bir tür uzlaşmaya varılmış. Yani bu Hollanda’daki seçimlerinden sonra değerlendirelim diye… Bu açıklamadan sonra Dışişleri Bakanı tarafından bir zorlamaya dönüştürüldü. Giderim gidemem tarzında bir polemiğe dönüştü. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun uçağının Hollandaya inmesine izin verilmeyince Almanya’da bulunan bir bakanımız önceden Hollanda yetkililerine haber verilmemeksizin birden bire gitmeye kalktı. Burada yaratılan kriz Türkiye’nin itibarı konusunda can yakıcı sonuçlar ortaya koydu. Türk bakan Almanya’dan Hollanda’ya diplomatik pasaport olsa dahi bir damga işleminden sonra giriyor. Bırakın bir Bakanı Hollanda’daki herhangi bir Türk vatandaşının Türk konsolosluğuna girişinin engellenmemesi gerekiyor. Bunun Hollanda yetkilileri ile zoraki ve karşılıklı bir sürtüşmeye dönüştürmek ve bir bakanın Hollanda da yaka paça sınır dışı edilmesini körükleyecek ortamı yaratmanın ciddi sıkıntıları var. Türkiye’nin itibarı uluslararası düzeyde ciddi düzeyde zarar görmüştür.”

ÇUVAL GEÇİRME OLAYININ DEVAMI

Ayrıca, yaşanan bu krizin, Türkiye’nin itibarının düşürülmesi itibariyle, “Kuzey Irak’ta Türk askerlerinin başına çuval geçirilmesi” olayına benzeten Gürkan, Türkiye’nin geçmişte bu tür olaylara karşı gereken ağırlığı koymaması nedeniyle bu tür yaklaşımların sergilendiğini dile getirdi.

Ayrıca hükümetin yurttaşlarına karşı gösterilen benzer yaklaşımlara karşı tepkisiz kaldığını, işin ucu kendisine dokununca kriz çıkardığını belirten Gürkan, daha önce kendisiyle birlikte Yunanistan’a gitmeye çalışan bir heyetin sınır dışı edildiğini, hükümete başvurmalarına rağmen bu konuda hiç bir adım atılmadığını söyledi.

BUNUN EVET LEHİNE KULLANILMASI KABUL EDİLEMEZ

Daha önce, İsrail, Rusya, Suriye, Mısır ile yaşanan ve daha sonra “Türkiye’nin geri adım attığı” krizleri de hazırlatarak, “Geçmişte yaşadığımız olaylarda da görüldüğü gibi, Referandum öncesi yurt içinde bazı ulusal duyarlılık yüksek tutmak evet oyları lehine bir kazanım için bu kriz artırılacak ama referandum sonrasında bir biçimde bu olay kapatılacak. Ciddi olan konu Hollanda tarafı da bu krizi seçim için kullandı bizde de referandum için kullanma eğilimi kullanıyoruz. Diplomatik ilişkiler onuru, ağırlığı, caydırıcılığı söz konusu olduğunda bunun bir referandum hesabında kullanılması kabul edilemez bir olaydır” diye konuştu.

Kenan Kırkaya - dihaber