DİYARBAKIR - Şengal’e dönük saldırıları değerlendiren TJA aktivisti Ayşe Gökkan, bunun yeni bir ferman olduğunu söyledi. Gökkan, 5 bin yıllık erkek egemenliği ve şiddet yöntemleri Êzidî kadınlara uygulandığını söyledi.
Tevgera Jinen Azad (TJA) aktivisti aynı zamanda Zorla Alıkonulan Kadınlar İçin Mücadele Platformu üyesi Ayşe Gökkan, Êzidi halkının yaşadıklarına dikkat çekerek, KDP-Türkiye ortaklığını değerlendirdi. Gökkan, son saldırının yeni bir ferman olduğunu vurguladı.
‘BM ALDIĞI KARARLARI UYGULAMIYOR’
Gökkan, Êzidî halkının 21’nci yüzyılda 74’üncü fermanı yaşadığını belirterek, bu fermanların yaşanmasının en büyük etkenlerinden Kürt ve Êzidî olmaları olduğunu söyledi. Şengal’de yaşanan insanlık dışı saldırıların Birleşmiş Miletler (BM) tarafından sivil katliam olarak tanındığını ve karar altına aldığını hatırlatan Gökkan, Êzidîleri koruyacak bir yöntem uygulamadıklarını sorunun giderek büyüdüğünü aktardı.
‘5 BİN YILLIK EGEMEN ŞİDDET ÊZİDÎ KADINLARA UYGULANDI’
Gökkan, DAİŞ’in 5 bin yıllık erkek eğmen emperyal patlaması ve şiddet yöntemlerini Êzidî kadınlara uyguladığını söyleyerek, pazarlar da sattığını, işkence ve tecavüz gibi birçok uygulamayı örnek gösterdi. DAİŞ’in saldırılarından sonra Türkiye’ye gelen ve kamplarda kalan Êzidîlerin farklı bir şey yaşamadığını anımsatan Gökkan, belediyenin vermiş olduğu kampta yaşayan Êzidîlerin de Kayyumlar ile saldırıların mağduru olduğunu vurguladı. Êzidîlerin Diyarbakır’dan gidişlerine 75’nci ferman olarak değerlendirdiğini ifade eden Gökkan, kamplarda yaşayan Êzidîlerin yaşadıklarını şu sözlerle anlattı:
‘ÊZİDÎLER AFAD KAMPLARINDA FERMANA MAHKÛM EDİLİYOR’
“Ferman içinde ferman yaşayan bir zulme tabi oldular. AFAD kamplarına gönderildiklerinde kandırılarak götürüldüler. İlk kayyum oraya gittiğinde ‘Size hiçbir şey yapmayacağız. Kaldırmayacağız’ demişti. AFAD Kamplarında özelikle güneş görmeyen tarafa koymuşlar. Çünkü onlar ibadetlerini sabah güneş ile yapıyorlar. Kampta kalan diğer yurttaşlar ile eşitsizliğe maruz kalıyorlar. İhtiyaçları karşılanmıyor. Politik olarak ferman içinde fermana mahkûm etmek istiyorlar. Kıyımları sürdürmek istiyorlar. Güneyde yaşananlar da aynı sorunla karşı karşıya. KDP’nin kendilerine yönelik baskıları anlatamıyorlar. Anlattıkları gibi kamplardan atılıyorlar. Orada da bir baskı altındalar. Ve daha kötü bir fermana maruz kalacaklarını düşünüyorlar” dedi.
‘KDP ÊZİDÎLERE ÖZELEŞTİRİ VERMELİDİR’
Gökkan, Şengal’de kadınlar öncülüğünde öz savunmayla yeni bir yaşamın oluştuğunu belirterek, oraya tekrar bir saldırının KDP tarafından yapılmasının kabul edilemez olduğunu vurguladı. Gökkan, KDP’nin Şengal halkını DAİŞ saldırısında katliamla yüz yüze bırakmasından kaynaklı özeleştir vermesi gerektiğini ve orayı terk etmesi gerektiğini söyledi.
‘KDP-TÜRKİYE SALDIRISI YENİ BİR FERMANDIR’
DAİŞ saldırısının üzerine KDP’nin yaptığı saldırının insanlığın kabul etmeyeceği bir zulüm olarak değerlendiren Gökkan şöyle konuştu:
“Tarihte böyle bir şey yoktur. Sen onları pazarlarda satan tecavüz edenlere karşı savaşmıyorsun kaçıyorsun, daha sonra gelip koruyacağım adı altında tekrar saldırıyorsun. KDP’nin 3 Mart’ta yaptığı saldırı yeni bir ferman, bu saldırının özelikle KDP ve Türkiye anlaşmasında yapılması tüm Kürtler açısından çok daha yaralayıcı.
‘ÊZİDÎ KADINLAR DİRENİŞTE’
Êzidî kadınların kendilerine yönelik gerçekleştirilen soykırım politikalarına karşı inanılmaz bir direniş içerisinde olduklarını belirten Gökkan, dünya kadınlarına örnek teşkil eden bir konumda olduklarını kaydetti. Êzidî kadınlara yapılan saldırıların tüm dünya kadınlarına yapıldığını vurgulayan Gökkan, “Şengal’e saldırı da kadınlar kurban edilmişse, kadınlar bunun öz savunmasını en güçlü bir şekilde yapacaktır” dedi. 12 Mart’ta Êzidî kadınlar için yapılan uluslararası konferansta dünya kadınları Êzidî kadınların direnişini, öz savunmasını tartıştığını anımsatarak, konferansın sonuç bildirgesinde en temel şeyin Kürtlerin birlikteliğinin mutlaka olması, KDP saldırıların bir an önce vazgeçmesi. Êzîdxan’ın özerk statüsünün uluslararası alanda kabul edilmesi sonucuna varıldığını aktardı.
‘ÖNCE ÊZIDÎ KADINLAR UYANIR SONRA GÜNEŞ DOĞAR’
Gökkan, “Êzidî kadınların ‘Önce Êzidî kadınlar uyanır sonra güneş doğar’ sözü onların direnerek kazanacağını gösteriyor. Geçmişte bir yaşam sözüdür. Bu duyguyla örgütleniyor olmaları dünya kadınlarına da moral oluyor. Êzidî kadınların KDP saldırılarını direnerek püskürttü. Geri adım attırdı” dedi.
‘KADINLARI SATAN DAVAYA TAKİPSİZLİK VERİLDİ’
Türkiye’nin Êzidî kadınlar politikasına dikkat çeken Gökkan, “Antep’te tespitli kadınların ne kadara satıldığının faturası var. Hata bu faturayla mahkemeye başvurmamıza rağmen, dava takipsizlik kararı aldı. Bu Türkiye’nin kadın pazarlığında ortak bir anlayışta olduğunu bir kez daha gösteriyor. Uluslararası mahkemeye taşımak istiyoruz. Şu anda bütün kadınlar bunun için seferber olmuş. Uluslararası alanda sorumlu ve suçluların yargılanmasını istiyoruz” dedi.
‘YAPILAN AÇIKLAMALARA DA DAVA AÇILDI'
Zorla Alıkonulan Kadınlar Platformu’nun Êzidî kadınlar için yaptığı çalışmaları da değerlendiren Gökkan, şunları ifade etti: “3 Ağustos Şengal saldırısının Dünya Soykırım Günü olması için mücadelemiz sürüyor. Birçok saldırıya da uğradı platform, Şengalli kadınların öz savunması ve özerkliğine ilişkin yaptığımız tüm açıklamalara dava açıldı. Bütün bunlara rağmen mücadelemiz devam edecektir.”
Gökkan ayrıca, KDP’nin saldırısını dünyaya duyurmak için Şengal’de olan gazeteci Nujiyan Erhan’ın katledilmesini de kınayarak, “Orada yapılan saldırı hiçbir Kürt’ün affedeceği saldırı değil. Kürtler birlik olmalı” diye konuştu.