DİYARBAKIR - Diyarbakır'da partisinin kongresinde konuşan DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, “Bu ülkeyi kan gölüne çevirenlere sesleniyoruz. Gidin İmralı’ya görüşmelere başlayın ve bu işi konuşarak çözelim” dedi. Kürt partilerine de seslenen Yüksek, ulusal birlik vurgusu yaptı.
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Diyarbakır İl örgütü 4’üncü Olağanüstü Kongresi’ni gerçekleştirdi. Kayapınar Spor Kompleksi’nde gerçekleşen kongre öncesi komplekse çıkan tüm yollar zırhlı araçlarla kapatılırken, kompleks içi ve etrafında ise DBP’lilerce geniş güvenlik önlemleri alındı. DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, HDP Milletvekili Feleknas Uca, Barış Anneleri, TJA, DTK başkanlık divanı üyeleri ve yüzlerce yurttaşın katıldığı kongrede, salon DBP bayrakları ile donatılırken platforma PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın posteri asıldı.
İlk olarak söz alan HDP Milletvekili Feleknas Uca, Kürtlerin dört parçasındaki kazanımlarına dönük saldırıların olduğunu belirterek, “Bu kongre ‘Siyasetçileri tutuklarsak Kürt halkı korkacaktır’ diyenlere büyük bir cevaptır. Yılmayacağımızın en iyi göstergesidir” dedi.
‘DİRENİŞ BÜYÜK OLACAKTIR’
Uca’nın ardından söz alan DBP İl Eşbaşkanı Hafize İpek, tutuklu bulunan DBP İl Eşbaşkanı Ali Şimşek’in cezaevinden kongreye gönderdiği mesajı okudu. Şimşek mesajında, “Bizler bu halkın evlatları olarak vicdani ve ahlaki sorumluluğumuzu yerine getirmekle mükellefiz. Yaşanılır bir dünya için verilen bu onurlu mücadelenin bir neferi olmak kadar değerli bir şey olamaz. Saldırı ne kadar büyük olursa olsun direnişte bir o kadar büyük olacaktır” diye belirtti.
Daha sonra kürsüye çıkan DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek ise, yeni seçilecek olan yönetime başarılar dileyerek, “Yaşanan siyasi soykırım operasyonları neticesinde yönetimlerimizde sık sık yaşanan boşlukları bizlerde kongrelerle doldurup, özgürlük için mücadelemizi aksatmadan sürdüreceğiz” dedi.
‘HALKA HİZMET DIŞINDA BİR SUÇLARI YOK’
Konuşmasına tutuklanan Kürt siyasetçilere selam göndererek sürdüren Yüksek, “Arkadaşlarımız Türkiye’de demokratik bir mücadele yürüttüler ve bu nedenle tutuklandılar. AKP ve onun medyasının geliştirdiği karalama ve iftiraların hiçbirinin doğru olmadığını başta Amed halkı olmak üzere tüm Kürdistan halkı iyi biliyor. Tüm belediyelerimize kefiliz. Arkadaşlarımızın halka hizmet için canlarını dişlerine taktıklarını biliyoruz. Bu ülkeye demokrasiyi, bu ülkeye özgürlüğü getirebilmek için mücadele etmişlerdir. Ne belediyenin hizmetlerini iddia edildiği gibi başka işler için kullanmışlardır ne de siyasi ilkelerimizi. Bütün bu arkadaşlarımızın halka hizmet dışında başka bir suçu yoktur. AKP’nin suç olarak saydığı, bu arkadaşlarımızın canla başla halka hizmet etmeleridir. Eğer Erdoğan’a biat etselerdi şu an dışarıda olurlardı” diye konuştu.
‘BARIŞTA VAR OLAMIYOR, SAVAŞA SARILIYOR’
Tutuklanan siyasetçilerin ve KHK’lerle kapatılan sivil toplum kuruluşlarının varlık nedenini “Bu ülkenin kangrene dönmüş sorunlarını siyasetle, sivil yollarla çözmektir” diye tanımlayan Yüksek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kürt sorununu ve ülkenin diğer sorunlarını sivil siyaset ile çözmek istedik. Peki ne oldu da bu noktaya geldik? Ne oldu da siyasete bu kadar müdahale edildi. AKP başından beri Türkiye ve dünya halklarına yalan söyledi. Tutturmuş terörle mücadele, kurtuluş savaşı diye gidiyor ama esas şeyi saklamak istiyor. Daha 2013’te bir çözüm süreci başladı ve Sayın Öcalan ‘Bu sorunları artık demokratik yollarla çözelim’ dedi. ‘Birlikte yaşamaya hazırız, konuşarak çözelim’ dedi. Hükümette yanaştı, 2 yıl boyunca da bir insanın burnu kanamadan sorunlar konuşulabilindi. Ama ne hikmetse başarı müzakeresinin ilan edileceği vakitlerde cumhurbaşkanı sahneye çıktı ve ‘Artık süreç müreç yok’ dedi. Ve 7 Haziran seçimlerinden önce HDP’ye dönük bombalı saldırılarla savaşa başladı ve o gün bugündür binlerce insanımız hayatını kaybetti. Bir o kadar evsiz kaldı ve cezaevine atıldı. Nedir bunun amacı? Tek başına bir hükümdarlık kurmaktır asıl amaç. Baktı ki savaş olmuyorsa kendisi geriliyor ve savaşa başladı. Bunu gizliyor, bunu saklıyor. AKP barış ortamında büyüyemiyor, kendini halka kabul ettiremiyor ve bu yüzden savaşa sarılıyor.”
'HANGİ HÜKÜMET BAŞARDI?'
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın kardeşi Mehmet Öcalan’ın bayramda gerçekleştirdiği görüşmeyi hatırlatan Yüksek, “Görüşmede Öcalan ‘Ölümlerden, ülkede yaşanılanlardan dolayı gece uyuyamıyorum. Ben hala olduğum yerdeyim, müzakere masasında oturuyorum’ demişti. Biz de bu ülkeyi kan gölüne çevirenlere sesleniyoruz. Biz de önderliğimizin durduğu yerde duruyoruz. Gidin İmralı’ya görüşmelere başlayın ve bu işi konuşarak çözelim. Öldürerek, dernekleri kapatarak nereye varacağınızı sanıyorsunuz. Eğer böyle biteceğini sanıyorsanız dönersiniz 1990’a, 1980’e bakarsınız, binlerce insanımızı katlettiniz. Bitti mi bu mesele hayır bitmedi. 40 yıldır bu savaş devam ediyor. Her hükümet savaş politikalarıyla saldırmaya başladı. Hangi hükümet başardı?” diye konuştu.
‘HALKIMIZ UMUDUNU KAYBETMESİN’
Kolombiya’daki barış görüşmelerine dikkat çeken Yüksek, şöyle devam etti: “52 yıl savaş oldu bakın ne aşamaya geldiler yine barış masasına dönmediler mi? Biz de ‘Kolombiya da olanlar ülkemizde de olabilir’ diyoruz. Peki nasıl olacak. Sivil siyaseti ortadan kaldırarak barışı nasıl sağlayacaksınız? Hep silaha, savaşa sarılarak barışı nasıl sağlayacaksınız? Biz demokratik siyasal çözümü gerçekleştirelim istiyoruz ama Erdoğan politikalarıyla bu yolu dinamitlemek üzeredir. Ama halen sivil çözüme zerre kadar ihtimal varsa bu da bizim siyasi duruşumuzdan kaynaklıdır. Biz bu umudu büyütmek istiyoruz. Halkımız bu umudunu kaybetmesin biz barışı, özgürlüğü aramaktan vazgeçmeyeceğiz. Bir gün bu topraklara barış, özgürlük ve adaleti getireceğiz. Kimse bizim duruşumuzu başka türlü yorumlamamalı. Bizim bu duruşumuz halkımıza olan bağlılığımızdandır.”
KÜRT PARTİLERİNE BİRLİK ÇAĞRISI
Yürütülen savaş politikalarının sadece DBP’ye yönelik olmadığını tüm Kürt halkına yönelik olduğunu vurgulayan Yüksek, Kürt partilerine birlik çağrısında bulundu: “Ben başta Amed olmak üzere tüm dört parça Kürdistan’da siyaset yapan Kürt siyasi partilere birlik çağrısında bulunuyorum. Çünkü bu mesele hepimizi ilgilendiren bir meseledir. Bu mesela AKP-HDP-DBP meselesi değildir. Bu mesele tüm Kürtlerin meselesidir. Güney’deki, Rojava’daki, Doğu’daki Kürdi partilere, Kürdistan’ın kalbi Diyarbakır’dan sesleniyorum. Artık birlik zamanıdır. Aramıza nifak tohumları sokmak istiyorlar evet ama bizler de bir olmayı, yan yana durmayı başarabilmeliyiz.”
Yüksek’in konuşmasının ardından faaliyet ve mali rapor okunarak, delegasyon tarafından kabul edildi. Yapılan seçimlerde Ruken Emine Akça ile Zeki Baran DBP İl Eşbaşkanlığı'na seçildi.