HABER MERKEZİ - HDP'li vekiller ve yöneticiler, eş genel başkanları ve milletvekillerinin tutuklanması sonrası "halk buluşmalarını" sürdürüyor. Mersin’deki buluşmada konuşan HDP'li vekil Mahmut Toğrul, hükümetin baskılarını, “1930’lu yılların Almanya”sına benzetti.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Adana, Mersin ve İzmir başta olmak üzere birçok kentte "halkla buluşma" toplantıları organize ediyor. Adana’daki buluşmada konuşan milletvekili Meral Danış Beştaş, "Türkiye dış ve iç politikada çöküşü yaşıyor. İçeride söyledikleri dış dünyada tepkiyle karşılanıyor" dedi.

HDP PM Üyesi Sultan Güneş Özcan da, AK Partinin kadın politikalarını eleştirerek, "Biz kadınlar bu kadar yoğun saldırıların karşısında kadın özgürlüğü için yapacağımız tek şey örgütlü olmanız ve kadın mücadelesini daha da büyütmemiz gerekir. Örgütlülükten güç doğar, güçlü olan bir yapıda her zaman başarı sağlar" diye konuştu.

1930'LARIN ALMANYASI

Mersin’de yapılan toplantıda konuşan Antep Milletvekili Mahmut Tuğrul ise, "Yüzyıllık tekçi, egemenci, asimilasyoncu zihniyetin yok olmayla karşı karşıya olması diğer sebebinin ise Ortadoğu'nun yeniden şekillenmesi" olarak yorumlayarak, tekçi zihniyete karşı PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın ortaya koyduğu çok dilli, dinli, kültürlü projeye dikkat çekti. Türkiye egemenlerinin bu gidişattan korktuğu için 30 Ekim 2014'te yapılan MGK ile önüne geçmeyi hedeflediğini ve bir “çöktürme planı” oluşturduğunu hatırlatan Toğrul, "Bu savaş sürecinde uygulanan model aslında 1930'ların Almanya'sında Hitlerin uyguladığı uygulamalardır" dedi.

HİÇBİR BELEDİYE BIRAKMADILAR

İzmir'de düzenlen bir panele katılan Urfa Milletvekili Osman Baydemir de, "HDP bütün dünyada ilgi odağı haline dönüştü. HDP barajı fazlasıyla aştı ve Türkiye'de bir kırılma noktası oldu. 8 Haziran sabahı halkların iradesi tanınmaması nedeniyle 2 yıldır bu zulmü yaşıyoruz. Diğer bir neden başta Rojava olmak üzere Ortadoğu'da Kürt halkı statüsüne adım adım yürüdü. AKP Kürtler statü sahibi olmasın diye 2 yıldır bu acıyı yaşatıyorlar" diye konuştu. Baydemir, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kürdistan'da tek bir belediye başkanını bırakmadılar. 74 yaşında Ahmet Türk'ü cezaevine koymak barış talebine özgürlük talebine kibrit suyu dökmek gibi bir şeydir.”