DBP: AKP FETÖ dosyalarını sürdürüyor

DİYARBAKIR - “KCK Ana Davası” kapsamında üye ve yöneticilerine verilen cezalar ile Kürt siyasetinin kazanımlarına savaş açıldığını belirten DBP Eş Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Arslan, "AKP, FETÖ'cülerin açtığı dosyaları devam ettirmek ve kendi çıkarları için cezalandırmaktan geri adım atmamıştır" dedi.

Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), “KCK Ana Davası” kapsamında üye ve yöneticilerine verilen cezalara ilişkin Diyarbakır'daki Genel Merkez İrtibat Bürosu'nda basın toplantısı düzenledi. Toplantıya DBP eş genel başkan yardımcıları Mehmet Arslan ve Fikriye Aytin ile DBP Hukuk Komisyonu üyesi avukat Şivan Cemil Özen katıldı. Açıklama Mehmet Arslan ve Fikriye Aytin tarafından Kürtçe ve Türkçe okundu. 2009 yılında Kürt sorununun sivil çözümü ve sivil siyasetin esas alınmasına dönük başlayan süreci hatırlatan Arslan, 13 Nisan 2009’da PKK’nin ateşkes ilanı ve devamında 27 Mart yerel seçimlerinde Kürt siyasetinin sağladığı başarıya değinerek, 14 Nisan 2009’de “KCK operasyonları” adı altında Kürt siyasetine yönelik operasyonların başladığını söyledi.

“KCK” operasyonları ile birlikte Kürt siyasetinin demokratik siyasette ısrara karşı tutuklamaların başladığını dile getiren Arslan, bugün de aynı mantıkla tutuklamaların devam ettiğini belirtti. Arslan, “Kürt siyasetçilerin tutuklanma gerekçeleri, silahlı örgüte yönetici ve üye olmak iddiaları ile tutuklanmışlardır. Bu siyasetçilerin ev aramalarında bırakın silah bulmayı bir çakı bile bulamamışlardır” diye konuştu.

‘AKP, FETÖ DOSYALARINI SÜRDÜRÜYOR’

AK Parti’nin operasyonlara ilişkin “KCK operasyonlarını FETÖ’cüler yapmıştır” açıklamasını hatırlatan Arslan, “AKP, FETÖ’cülerin açtığı dosyaları devam ettirmek ve kendi çıkarları için cezalandırmaktan geri adım atmamıştır. 2009 döneminden bu yana 10 bini aşkın Kürt siyasetçi tutuklanmıştır. Şike, Balyoz ve Ergenekon kumpas davaları gibi davalarda, bu davaların oluşum aşamasında izlenen yol ve yöntemlerin yargı gücünü eline alan FETÖ tarafından usulsüz bir biçimde dinleme ve sahte belge oluşturma durumunu göz önünde bulundurarak bu davalar beraat ile sonuçlandırılmasına rağmen, söz konusu Kürtler olunca AKP yargıyı zorlayarak, hukuk ve yasaları çiğneyerek Kürt siyasetçilerine karşı bir cezalandırma yoluna gitmiştir. AKP’nin Kürt karşıtlığı politikasını açıklamaya somut bir örnektir” dedi.

‘SİYASAL KAZANIMLARA SAVAŞ AÇILMIŞTIR’

7 Haziran seçimleri ve sonrasında Kürt siyasetçilerine dönük düzenlenen operasyonlara değinen Arslan, “Kürt siyasetçilerine ve Kürt siyasal kazanımlarına yönelik darbe girişiminden farklı olmayan yöntemlerle halkın iradesi görmezden gelinerek, belediyelere kayyım atanması milletvekillerinin, belediye başkanlarının, meclis üyelerinin, partimizin MYK ve PM üyelerinin tutuklanması, AKP’nin aslında bir bütünen Kürt siyasetine yaklaşımının tasfiye temelinde olduğunu ispatlar niteliktedir. 2009’da Kürt siyasetine karşı operasyonlarını FETÖ ile ortaklaşa yapsa da, bugün tek başına Kürt siyasal kazanımlarına savaş açmış, Kürt siyasetini ortadan kaldırmaya yönelik bir çaba içerisindedir” şeklinde konuştu.

‘KÜRTLERİN STATÜSÜNE KARŞI TAHAMMÜLSÜZLÜKTÜR’

AK Parti’nin, Kürt siyasetinin demokratik çözüm çabalarına karşı siyaset kanallarını kapatma çabası içerisinde olduğunu ifade eden Arslan, “Bir yandan Sayın Öcalan ile görüşmeler sürerken, diğer yandan dalga dalga Kürt siyasetçilerine yönelik soykırım operasyonları devam etti. Günümüzde de başta partimizin eş genel başkanları Sebahat Tuncel ve Kamuran Yüksek’in de aralarında bulunduğu Kürt siyasetçiler her gün yapılan operasyonlar ile tutuklanarak cezalar yağdırılmaktadır. Türkiye’de yargı ve hukuk hükümetlerden bağımsız karar verememiştir. Türkiye siyaset tarihine bakılınca, Kürtlere yönelik soykırım ve inkar politikaları bugüne kadar uygulana gelmiştir. Son olarak 2014 yılında devreye konulan Çökertme Planı ile de bunu görmek mümkündür. Asıl tahammülsüzlük Kürtlerin statü sahibi olması ve Ortadoğu’da gelişmelerin belirleyici aktörlüğüne karşıdır. Bu kararı tanımıyoruz” diye kaydetti.

‘HÜKÜMET DEMOKRATİK ÇÖZÜM YÖNTEMLERİ GELİŞTİRMELİDİR’

Hükümete demokratik siyasete dönme çağrısında bulunan Arslan, “Hükümetin bir an önce Kürt siyasetine ve siyasetçilerine yönelik içerisine girmiş olduğu bu tutumdan vazgeçmesi gerekiyor. Mahkemelerde hukuk ve yasalar görmezden gelinerek, zoraki siyasi kararlar ile cezalandırma yönteminden vazgeçmelidir. Kürt sorunu baskı ve güvenlikçi yaklaşımlar ile çözülemeyeceğinden dolayı, bir an önce tekrar Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan ile yapılan çözüm görüşmelerini başlatarak, demokratik çözüm yöntemleri geliştirmelidir” dedi.