Kerkük tartışması Barzani ve Erdoğan için kazan kazan politikası mı?

ANKARA - Bir süre önce İstanbul’da astırdığı Federe Kürdistan Bölgesi bayrağının Kerkük’e asılmasına Erdoğan’ın tepki göstermesi, “Erdoğan ve Barzani açısından kazan kazan politikası” olarak değerlendiriliyor. HDP Kerkük’ün kaderine Kerküklülerin karar vereceğine işaret etti.

Türkiye referandumdan önce Kürtlerin gözünü boyamak için İstanbul’da havaalanına Federe Kürdistan Bölgesi bayrağını astı ama ardından Kürtlerin çoğunlukta olduğu ve Irak Anayasasının 140’ıncı maddesine göre, “oranın statüsünü halkın belirleyeceği” belirtilen Kerkük’te bölge bayrağının asılmasını kriz haline getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, adeta Barzani yönetimine ültimatom vererek, “O bayraklar inecek, yoksa bedeli ağır olur” şeklinde konuştu. Konuya ilişkin Irak yönetimi ve Federe Kürdistan Bölgesi yönetiminden peş peşe açıklamalar geldi.

İKİ TARAF AÇISINDAN KAZAN KAZAN POLİTİKASI MI?

Bu arada iki gün önce Anadolu Ajansı, “Kerkük’ün tartışmalı statüsüne” ilişkin geçtiği haberde, “Kürtlerin Saddam döneminde zulme uğradığı, göçertildiğini” hatırladı ve “Bu kez Türkmenlerin benzer bir durum yaşadıklarını” ileri sürdü. Üstelik referandum arifesinde bütün bu tartışmalar sürerken, karşı karşıya gelmiş iki taraf olan Federe Kürdistan Bölgesi Başkanı Mesut Barzani yönetimi ile Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan yönetimi, referandum konusunda “evet cephesinde” buluşmuşken kafalar karıştı. Sahadaki gözlemciler, Türkiye’nin tartışmaya müdahil olma biçimini ve Barzani’nin bir süre önce Ankara’da oluşu ve ardından yapılan açıklamalar üzerinden her iki taraf içinde “kazan kazan politikası” olarak değerlendiriyor.

ÖZER: HAKLARIN KENDİ KADERİNİ TAYİN HAKKI VAR

Akademisyen Ahmet Özer de, Kerkük sorunun Irak’ın iç meselesi olduğunu hatırlatarak, “Bir kere her milletin kendi kaderini tayin etme hakkı var” dedi ve Türkiye ile Federe Kürdistan Bölgesi arasında gelişen ilişkilere dikkat çekti. Tartışmanın “referandum öncesine denk gelmesine” vurgu yapan Özer, “İktidarın bu çıkışını biraz referandum öncesi iç kamuoyuna yönelik bir çıkış olarak görüyorum. Hep başkalarına bizim iç işlerimize karışmasınlar diyorlar. Buda Irak’ın iç işi biz niye karışıyoruz? Kerkük’ün demografik yapısına bakıldığında da gidilecek bir referandumda meclisin aldığı karar doğrultusunda bir karar çıkacak. Zaten orada daha önce IŞİD’in saldırılarına karşı halkı Kürdistan Bölgesel Yönetimi savunma güçleri savundular” dedi. Aynı şekilde Musul, Rakka gibi bölgelerde de halkın kendi kaderine karar vereceğini belirten Özer, ayrıca iddia edildiği gibi Kerküklü Türkmenler ile Arapların da Kürtlerle barış içinde yaşamaktan yana olduğunun altını çizdi. Özer, “Biraz milliyetçi oyları yükseltmeye yönelik böyle bir çıkış olarak değerlendiriyorum. Cumhurbaşkanı o bayrakları indirin dedi. Kürdistan bölgesel yönetimi temsilcisi Bağdat’ta o bayraklar inmeyecek dedi. Ne olacak şimdi? Dış politika meselelerinin iç politika meselesi yapılmaması gerekiyor” şeklinde konuştu.

KERKÜK’TEKİ MİLLİ İRADEYE SAYGI DUYMAK LAZIM

Türkiye’nin “Bizim orada Türkmen kardeşlerimiz var” sözlerinin altını çizen ve “Türkiye’de de 20 milyon Kürt yaşıyor ve Irak’taki Kürtlerde buradakileri kardeşi olarak görüyor” diyen Özer, “Akrabalık bağları Türkmen açısından nasıl varsa burada da var. Türkiye’nin de Kürt meselesini artık bir tehdit olarak değil birlik beraberlik meselesi olarak görmesi lazım. Zaten Türkiye’nin Barzanilerden başka dostu kalmadı” dedi. Kerkük’ün nüfusunun 70-80’inin Kürt olduğunu, geriye kalan yüzde 20-30’unun Arap ve Türkmenlerden oluştuğunu belirten Özer, “Halkın iradesine saygı duyulması lazım. Burada da hep milli irade demiyorlar mı? O zaman milli iradeye saygı gösterilmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.

TÜRKİYE BAŞKALARININ İÇ İŞLERİNE KARIŞMAMALI

HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım ise, Kerkük meselenin gündeme gelmesini ve Türkiye’de tartışılma biçimini “ucuz bir referandum” malzemesi olarak değerlendirdi. “Ne AKP’liler ne evet yanlılarına buradan ekmek çıkmaz” diyen Yıldırım, “Türkiye ve mevcut yönetim, kendi egemenlik alanları dışındaki bir yere karışmayı ve müdahale etmeyi, oranın iç işlerine karışma hakkını nereden buluyor. Kimse Kürt düşmanlığı üzerinden başkalarının işine burnunu sokmasın” dedi.

‘ERDOĞAN’IN DEĞİL IRAKLILARIN NE SÖYLEDİĞİ ÖNEMLİ’

Irak Başbakanı Haydar El Abadi’nin de “Kerkük’ün kaderine Kerküklüler karar verir” sözlerini ve “Türkiye iç işlerimize karışmasın” çıkışına işaret eden Yıldırım, “Bizim için Kerkük konusunda, Erdoğan’ın, Binali Yıldırım ve Bahçeli’nin ne dediğinden ziyade Irak halkının onayını almış Haydar El Abadi’nin söyledikleri önemlidir. Bunun ötesi bir Kürt fobisi ve Kürt düşmanlığıdır” dedi.

‘KERKÜK HALKLAR KENTİDİR’

HDP’li kimliği ve bir siyasetçi olarak, “Kerkük’ün Kürdistan sınırları içinde bulunan ve ağırlıkta Kürtlerin yaşadığı bir halklar kenti olduğunu” belirten Yıldırım, “Şimdi halkmışlar güya oradaki halkların haklarını savunuyorlar. Kerkük’e Kürdistan Bölge bayrağının asılmasına karşı çıkanlar, Saddam orada katliam yaparken, yüzbinlerce kürdü yerinden yurdundan ederken neredeydiler. Ayrıca size ne nereye ne bayrağı asılacağından? Papua Yeni Gine’nin bilmem hangi bölgesine ne bayrağı çekildiğinde sizi ne kadar ilgilendiriyorsa, Kerkük’e hangi bayrağın asılacağı da sizi o kadar ilgilendirir” dedi.

TÜRKEŞ’İN MEZARINI ZİYARET ETMESİ İLE BAYRAĞA TEPKİ GÖSTERMESİ AYNI

Yıldırım, “Erdoğan’ın Kerkük’e bayrak asılmasını bu kadar gündemine almasıyla Alparslan Türkeş’in yıllar sonra ilk kez mezarını ziyaret etmesi aynı siyasetin parçasıdır. Şimdi mi aklınıza geldi Türkeş’in öldüğü” diye konuştu. Ayrıca, Yıldırım Irak Anayasasının 140’ıncı maddesine de işaret ederek bu madde de açıkça, “Kerkük’ün kaderine Kerküklüler karar verir” denildiğini hatırlattı.