ANKARA - Çorum’da referandum mitingde konuşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, konuşmasının büyük bölümünü CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na yüklenerek gerçekleştirdi. Erdoğan, “Senin geldiğin havalimanında da on binler vardı o akşam. Sen niye kaçıp gittin?” dedi.
Referandum çalışmaları kapsamında Çorum Abide Meydan’ında düzenlenen mitinge katılan Cumhurbaşkanı Tayip Erdoğan, konuşmasının büyük bölümünü CHP lideri Kemal Kılıçdaroğluna yüklenerek geçirdi. Erdoğan, "FETÖ'nün gazetelerinde daha önce 'Türkiye'de darbe olursa tankın üzerine ilk ben çıkarım' diyordu. 15 Temmuz gecesi senin geldiğin havalimanında da on binler vardı o akşam. Sen niye kaçıp gittin? Sen de orada vatandaşınla beraber olsaydın ya? Niye kaçtın gittin? Bu iş yürek ister, yürek. Bu iş kürekle olmaz, yürekle olur" diye konuştu.
‘ÇORUM ŞEHİT VE GAZİLER DİYARDIR’
Erdoğan, sözlerini söyle sürdürdü: “Çorum sadece son 2 yılda 20 şehit verdi. 15 Temmuz darbe girişiminin savuşturulmasında kanlarıyla yine destan yazdılar. 15 Temmuz gecesi FETÖ'cü hainlere sokakları, meydanları, kışlaları dar edenler yine bu toprakların çocuklarıydı. O gece 13 Çorumlu kardeşimiz darbecilerce kalleşçe şehit edildi.”
‘NİYE KAÇTIN GİTTİN?’
CHP lideri Kılıçdaroğlu’na ilişkin eleştirilerini sürdüren Erdoğan, “Kılıçdaroğlu yine bir şeyler söylüyor. FETÖ'nün gazetelerinde daha önce ‘Türkiye'de darbe olursa tankın üzerine ilk ben çıkarım’ diyordu. Bugün gazeteleri okudunuz mu, Sabah'ı, Takvim'i falan. A Haber'de falan oralarda gördünüz değil mi? Bütün görüntülerle falan, VIP'den nasıl kaçtığını gösteriyor. Ben de yaklaşık 3.5 gibi Yeşilköy'e iniyorum. Şimdi, o programda diyor ki NTV'de, çok enteresan. ‘Sayın Cumhurbaşkanı haber verseydi, ben kendilerini beklerdim’ diyor. Ey Kılıçdaroğlu, ben tüm milletime çağrı yaptım. Meydanlara davet ettim. Benim milletim meydanlara döküldü. Senin geldiğin havalimanında da on binler vardı o akşam. Sen niye kaçıp gittin? Sen de orada vatandaşınla beraber olsaydın ya? Niye kaçtın gittin? Bu iş yürek ister, yürek. Bu iş kürekle olmaz, yürekle olur.”
SENİN DÜNYANDA BÖYLE BİR RUH YOK Kİ
Kılıçdaroğlu’nu Yenikapı'ya davet ettiğini de hatırlatan Erdoğan, “Bize olumsuz cevap geldi. Fakat sonradan öyle sıkıştırdılar ki kendisini son gün ‘Evet’ dedi. Cumartesi de öyle geldi. Yenikapı ruhu diyoruz ya hani. Sonradan açıklama yaptı ‘Yenikapı ruhunu paylaşmıyorum’ diye. Ya senin dünyanda böyle bir ruh yok ki” diye belirtti.
‘PARLEMENTOYA GELDİĞİNDE BEN ONAYLARIM’
Erdoğan, meydan’da yükselene “İdam” seslerine cevap vererek, “16 Nisan bunun için dönüm noktası. Kılıçdaroğlu ‘Evet’ derim dedi. Sayın Bahçeli'nin kararı belli. Sayın Yıldırım'ın ne düşündüğünü ben biliyorum. Parlamentodan bana geldiğinde ben bunu onaylarım. Şehitlerimizin katillerini bizim affetme yetkimiz yok. Hiç endişe etmeyin, ana muhalefetin başındaki zat çıkmış, 15 Temmuz'a ‘Kontrollü darbe’ diyor. Tabii bütün bu tepkiler karşısında da bu sefer geri adım atıyor. Ben bunu ilk defa söylemiyorum diyerek güya kendini savunuyor. Kardeşlerim, bunun yaptığı tabii ilk defa değil. Çıkıp seksen milyondan özür dilemek yerine maalesef suç bastırmaya çalışıyor” dedi.
‘HERKES GİYİMİNDEN KUŞAMINDAN SERBESTTİR’
Erdoğan, “Herkes giyiminde kuşamında serbesttir; kimseye cebir, zor kullanmadık" savunmasında bulundu.
CHP Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt’un "16 Nisan'da yüzde 60-65 Hayır çıkacak. Ama evet çıksa bile yine Samsun'dan çıkarız ve sizi de yedi sülalenizi de İzmir'den denize dökeriz. Ortalığı yıkarız ama yine de devleti yönetmenize izin vermeyiz" şeklindeki sözlerini hatırlatan Erdoğan, şunları söyledi: “Birisi İzmir'de denize dökmekten bahsediyor. Değerli kardeşlerim, dün İzmir'deydik. Yüz binler meydandaydı. Bekledim ya denize dökerler diye. Ama gelen giden olmadı. Ya neyi denize döküyorsun haddini bil. Bunlar ne yazık ki terbiyeden muaf. Diğeri de İzmir milletvekili, insanımıza, polisimize ağzına alınmayacak laflarda bulunuyor. ‘İt’ diyor. Bunu Hollandalı yapıyor, atını, itini, benim oradaki Hüseyin Kurt evladımızın üzerine sürüyor. Onu yaralıyor. Ama sen burada bunu nasıl yapıyorsun. Sen ‘Evet’ diyenlere nasıl bir Yunan gözüyle bakıyorsun? Bunlar edep tarlasından hiç otlamamışlar.”
‘KANDİL HAYIR DİYOR’
Erdoğan konuşmasının devamında şunları öne sürdü:
“Bu ‘Hayır’ diyenler kim? Kandil ‘Hayır’ diyor. Pensilvanya ‘Evet’ diyor. Şimdi onlarla beraber aynı söyleşiyi paylaşanlar, aynı onlar gibidir. Değerli kardeşlerim bunlar 15 Temmuz Köprüsü'ne de ‘Hayır’ dediler. Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü yaptık, ona da ‘Hayır’ dediler. Geçenlerde bir ‘hayır’ çadırına uğradım. Bana dedi ki ‘Çağdaş bir Türkiye için 'hayır’ diyorum. Ben de kendisine dedim ki ‘Biz şu an çağ dışı bir Türkiye'de mi yaşıyoruz?’. Orada bir gitti geldi falan. Tam bulunduğumuz noktadan da Yavuz Sultan Selim gözüküyor. ‘Bak dedim şu anda Yavuz Sultan Selim Köprüsü gözüküyor. Bu köprü dünyada bir ilk. Bu modern köprü hangi ülkenin? Türkiye'ni.’ Hemen oradan bir beyefendi geldi, bakın çok enteresan. ‘Niye adını Tayyip Erdoğan koymadın’ dedi. Bak, Tayyip Erdoğan'ın ne kadar mütevazı olduğunu anla. Ama Yavuz Sultan Selim gibi, ki o Yavuz Sultan Selim biliyorsunuz ‘İki haremin hizmetkarıyım’ dedi. Böyle bir sultanın adını oraya koymaktan daha güzel ne olabilir? Vay efendim, ‘Bu ayrımcılık’ dedi. ‘Ya’ dedim, bu köprünün üzerinden Aleviler geçmeyecek mi?’
‘KAOS YARATAN KÖHNE SİSTEM’
Her 14 yılda değerli kardeşlerim bakınız. Son 10 yılda bir darbeye zemin hazırlama gayretiyle kaos üreten bu köhne sistem, milletimizin desteğiyle artık rafa kalkıyor. Çift başlılığı rafa kaldırıyoruz. Biz diyoruz ki 18 yaşından itibaren gençlerimize parlamentonun önünü açalım. Başka ülkelerde oluyor da benim gencim için niye olmasın? Niye rahatsız oluyorsun Kılıçdaroğlu? Neymiş, bir dönem milletvekilliği yapınca oturup emekli maaşını alacakmış. 2. dönem milletvekili olamazsa özlük hakkı ödenecek değerli kardeşlerim. Başka çaresi yok. Bu yol böyle. Doğru ol, dürüst ol. Aynı zamanda askerlik yapmayacaklarmış, yani biraz da ileri gitse ‘Kızlarımızı da askere alsınlar’ diyecek. Der ha. Bugün bedelli askerlik var mı? Var. Milletvekilliği sıradan bir olay mı ya, yapmasalar ne olacak? Adeta asker. Bakın biz polislere de askerliği kaldırdık. Çünkü polislik de askerlik kadar kutsal. Milletvekilliği de o kadar kutsal bir görev.”