ANKARA - HDP Milletvekili Nursel Aydoğan’ın vekilliğinin düşürülmesine tepki gösteren HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım, “Bizimle meşru yöntemlerle baş edemeyenlerin başvurduğu kaba ve pespaye bir güç siyasetidir” dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan'ın vekilliği, Meclis'te tezkeresi okunduktan hemen sonra düşürüldü. Aydoğan’ın milletvekilliğinin düşürülmesine ilk tepki HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım ile CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’ndan geldi. Yıldırım, vekilliğin düşürülmesini “Kürdün iradesine dönük başlatılan zincirin halkalarından biridir” şeklinde tanımlarken, Tanrıkulu, ise “Karar AKP’nin siyasi operasyonunun bir parçasıdır” dedi.
‘KÜRDÜN İRADESİNE DÖNÜK BAŞLATILAN ZİNCİRİN HALKALARINDAN BİRİ’
Yıldırım, Aydoğan’ın vekilliğinin düşürülmesini “Kürdün iradesine dönük başlatılmış olan savaş konseptinin genel zincirinin halklarından biridir” şeklinde tanımladı. Yıldırım, “Siyasi iktidarın Kürt meselesinde kurmuş olduğu ilişkilenmede ilk düğmeyi yanlış ilikledi. Ve o düğme bugüne kadar da hep yanlış devam etti. Gelinen nokta itibari ile Kürt karşıtı üzerine kurulmuş olan siyasettin Türkiye‘yi içte ve dışta ne kadar imaj ve itibar erozyonuna uğrattığına hepimiz şahitlik ediyor ve görüyoruz” şeklinde tanımladı.
‘BİZİMLE MEŞRU YÖNTEMLERLE BAŞ EDEMEYENLERİN KABA GÜÇ SİYASETTİDİR’
Yıldırım konuşmasının devamında, “Bizimle demokratik siyasette baş edemeyenler, seçimlerde sandıklarda baş edemeyenler, bizimle meşru yöntemlerle baş edemeyenlerin başvurduğu kaba ve pespaye bir güç siyasetidir” ifadelerini kullandı. Yıldırım, devamında şunları belirtti. “Gayri meşru yöntemleri esas almış olan Gülen cemaati ile AKP’lilerin Kürde karşı ortaklığının ve ittifakının bugün devam ettiğinin göstergesidir. Kürde düşmanlık üzerinden, zarar verme anlayışı yeri geldiğinde Gülen ile ortaklığa kadar götürebiliyor. Gülen’i biz terörist ilan etmedik. Siyasi iktidar terörist ilan etti. Kendilerinin terörist ilan ettiği teröristlerin arkasına sığınarak, Kürdün iradesine müdahale etmesine ve gasp etmesinden imtina etmiyorlar” şeklinde ifadeler kullandı.
Yıldırım sözlerinin bir halk deyimi ile bitirdi. “Ayarını bozduğun kantar, gün gelir seni tartar. Bu ülkede adalet, adalet yok. Kimse bunu söylemesin” dedi.
Nursel Aydoğan’ın vekilliğinin düşürülmesine tepki gösteren bir diğer kişi olan Sezgin Tanrıkulu ise, vekilliğin düşürülmesini, AKP’nin siyasi öç alma operasyonun bir parçası olarak yorumladı. Tanrıkulu, “Meclisin bu duruma alet olması, meclisin bir iradesinin olmadığı ve bu iradenin teslim olduğunun göstergesidir” dedi. Tanrıkulu AK Parti’nin siyasette geri dönülmesi mümkün olmayan kararlara imza attığını da ekleyerek, “Atılan bu imzalar olası bir barış ortamının yaratılmasını zedelemektedir. Sonuçta Türkiye şu anda anayasasız, Meclissiz ve yargısız bir yönetim dönemini yaşıyor” ifadelerini kullandı.
‘KARARDA TERÖR ÖRGÜTÜ ÜYELİĞİNDEN TUTUKLU SAVCININ İDDİANAMESİ VAR’
Nursel Aydoğan’ın milletvekilliğinin düşürülmesine neden olan mahkumiyet kararına değinen Tanrıkulu, “Nursel Aydoğan’ın milletvekilliğinin düşürülmesine neden olan mahkumiyet kararının altında ihraç edilmiş bir savcının iddianamesi ve tümü ihraç edilmiş bir mahkeme üyelerinin kararı var. Tümü terör örgütü üyeliğinden tutuklu. Hükümeti devirmeye teşebbüsten tutuklu. Bu savcının yazdığı iddianame, bu hâkimlerin yazdığı karar, bir milletvekilliğinin düşürülmesine neden olabiliyor” şeklinde tepki gösterdi.