Erdoğan ABD’de üçte sıfır yaptı

HABER MERKEZİ - Çantasında YPG, Fethullah Gülen ve Reza Zarrap’la ABD’ye giden Cumhurbaşkanı Erdoğan, her üç konuda da elinin boş döndüğünü gazetecilere yaptığı açıklamalarda gösterdi. YPG konusunda ABD’nin kararını verdiğini söyleyen Erdoğan, Gülen için “temasta mutabık kaldıklarını” ve Zarrab konusunda da yasal sürece işaret edildiğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmesinin ardından Washington Büyükelçiliği’nde gazetecilere konuştu. Ziyareti öncesi “Trump'la görüşmemiz virgül değil, nokta mesabesinde olacak” diyen Erdoğan’ın yaptığı görüşmeden sonra ve yapılan açıklamalarda “görüşmeden sonuç alınmadığı” değerlendirmeleri ağır basıyor. Erdoğan, görüşme sonrası gazetecilere yaptığı açıklamalar da bu değerlendirmeleri doğruluyor.

‘GÖRÜŞME KISA SÜRDÜ’

Erdoğan, görüşmenin kısa sürdüğü yönündeki tartışmalara ilişkin olarak “Toplam 2 saat 45 dakika sürdü. Ama maalesef bazı medya organlarının 'Görüşme kısa sürdü' gibi nahoş bir yaklaşım peşinde. Sonra, gerçeğin çarpıtılması karşısında tavır göstermemize de kızıyorlar. 'Sen dürüst ol canımı ye' ama sen dürüst olmazsan kusura bakma. Bizler çatladı kapı mahallesinin muhtarı değiliz” dedi.

‘ABD RAKKA KARARINI VERMİŞ’

Rakka operasyonunun YPG ile yapılmasını asla kabul etmeyeceklerini ve Beyaz Saray konuşmasında da “YPG’yi muhatap almayın” diyen Erdoğan, YPG konusunda Trump’la yaptıkları görüşmeden şunları aktardı: “Suriye’deki, Irak’taki konulara gelince; ABD Rakka konusunda kararını vermiş durumda. Bizim de kendilerine söylediğimiz şey şu: Mevcut durumda, böyle bir yaklaşımı benimseyemeyiz, kesinlikle sizlerle beraber olamayız. Rakka’da terör örgütüyle işbirliğinizi sağlıklı bulmuyoruz.

Kendilerine şunu da açıkça ifade ettik: YPG ve PYD’den Türkiye’ye olabilecek herhangi bir saldırı olursa hiç kimseye sormadan angajman kurallarını uygularız. Bunu da açıkça söyledik. Nitekim biz Rai’de zaten bunları yaptık, Cerablus’ta bunu yaptık, El Bab’da bunu yaptık. Türkiye ne yapabileceğini ortaya koydu. 'Bırakın terör örgütlerini, gelin terörle mücadeleyi beraber yapalım' dedik. Maalesef yanaşmadılar. Münbiç’i boşalttık dediler ama böyle bir şey olmadı. Hâlâ oradalar. Mümbiç’te, Rakka’da da DEAŞ’ı bitirdiğiniz zaman oralara kim yerleşecek? Oraların yerli halkı kim? Araplar. Peki oraları siz Kürtlerle mi dolduracaksınız? O zaman Araplarla Kürtleri vuruşturacaksınız demektir. Temenni ederim ki gerek Münbiç gerek Rakka’da terörle mücadele isabetli bir adımla tamamlansın.”

GÜLEN İÇİN: TEMAS KONUSUNDA MUTABIK KALDIK

15 Temmuz darbe girişiminde sorumlu tuttuğu Fethullah Gülen’in iadesi için defalarca başvurular yapan ve heyetler gönderen Erdoğan, bu konuda da “noktayı koyacaklarını” kaydetmişti. Ancak görüşmeden sonuç çıkmadığın Erdoğan şu sözlerle ifade etti: "Ayrıca ekonomik konuları, FETÖ ile ilgili süreci konuştuk. Temenni ederim ki bundan sonraki süreçte gerek arkadaşlarımızla gerekse güvenli hattan bizzat kendisiyle konuşma suretiyle temasta olmak konusunda mutabık kaldık.”

PUTİN’İN SÖZLERİNE: KABUL ETMİYORLAR

Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Putin’in “Kürtlerle çalışmayı sürdüreceğiz. Ancak silah vermeyi düşünmüyoruz” sözleri için “Mesele Kürtlerle çalışıp çalışmamak değil. Önemli olan terör örgütüyle ilişki içerisinde olunmamasıdır. Muhataplarımıza ‘Bunlara silah veriyorsunuz. Elimizde belgeler var. Füzelerin fotoları var’ diyoruz. Kabul etmiyorlar. Biz de bunları önlerine koymaya devam edeceğiz” dedi.

‘KAPIMIZI ÇALACAKLAR’

Erdoğan, Trump ile tam mutabakat halinde kalınan noktalar için de somut konuşmadı ve şunları söyledi: “İkili ilişkileri daha ileri bir noktaya taşıma, ekonomik ilişkileri güçlendirme konularında kararlıyız. Ben Suriye konusunda kapımızı çalacaklarına da inanıyorum. Şu an Rakka’yı kuşatmışlar. Neler olacağını göreceğiz. Ama bölgede Türkiye arazide mutlaka olacak. Suriye’de de Irak’ta da olacak. Karar mercii olarak da Türkiye işin dışında tutulamaz. Zaten önümüzde NATO zirvesi var. Burada da terör önemli bir gündem maddesi. Bu konular orada da gündeme gelecek.”

‘BAŞIMIZIN ÇARESİNE BAKARIZ’

Erdoğan, “YPG ile Amerika’nın ortak adımları sürdürme konusunda ABD tarafı size güvence verdi mi” sorusuna şu cevabı verdi: “Güvence verme hususu baştan beri dile getirdikleri bir şey. Önemli olan, fiiliyatta neler olacağına bakmamızdır. Afganistan’da ve Irak’ta yaşanan olumsuzları gördük. Tekrarlanmasını arzu etmeyiz.”

Gazetecilerin “Müttefikliğin gereği yerine getirilmezse kendi göbeğimizi kesebileceğimize işaret etmiştiniz” sorusuna da Erdoğan, “O koridorda ülkemize yönelik bir tehdit olursa buna müsaade edemeyiz. Sözler yerine getirilmezse o anda başımızın çaresine bakarız. Yetkili birimlerimizle konuşup gerekli adım atarız. Ama neler olacağını şimdiden söylemek doğru olmaz.”

‘ONLAR DA BRUNSON’U GÜNDEME GETİRDİLER’

Fetuhlah Gülen’in iadesi konusuna hiç girmeyen Erdoğan, “FETÖ meselesinde ABD’de bir tavır değişikliği gördünüz mü” sorusuna da şu yanıtı verdi: “Trump’ın daha farklı bir havası var. Obama’dan farklı görünüyor. Belli ki onun da zihninde bazı soru işaretleri oluşmuş. Görüşmemizde onlar da İzmir’de tutuklu Amerikalı Protestan din adamı Andrew Brunson’u gündeme getirdiler. Bu kişinin FETÖ yapılanmasıyla iltisaklı olmasından dolayı yargılandığını belirttik. FETÖ meselesinde FBI’ın özel bir soruşturma komitesi oluşturmasını, çalışma grubu kurmasını talep ettik. Kayıtlara aldılar.”

‘ZARRAB KONUSUNDA YASAL SÜRECE İŞARET EDİYORLAR’

İkili görüşmede ABD’de tutuklu Reza Zarrab ve Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı’nı da konuştuklarını söyleyen Erdoğan, “Yasal sürece işaret ediyorlar. Dışişleri ve Adalet Bakanlarımız konuyu takip edecekler” dedi.

‘PRATİK VE NET BİR İNSAN’

Erdoğan, ilk yurtdışı gezisini Suudi Arabistan, Vatikan ve İsrail’e yapacak olan Trump’ı Türkiye’ye davet ettiğini ancak tarihin henüz belli olmadığını söyledi. Erdoğan, Trump için de şunları söyledi: “Bildiğiniz gibi diplomasiden gelen birisi değil. İş dünyasından gelen bir insan olması hasebiyle pratik bir havası var. Ben kararlı bir havada gördüm kendisini. Görebildiğim kadarıyla düşündüklerini söylemekten çekinmeyen ve de net bir insan.”