ANKARA - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Ben insan gibi yaşamak istiyorsam, komşularıma, hiç tanımadığım insanlara selam vermek istiyorsam adalet olmak zorundadır. Adaletin olmadığı yerde devlet yoktur. Adaletin olmadığı yerde insan yoktur” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Adalet Yürüyüşü"nün 6'ncı gününde Çamlıdere Sapağı'nda partisinin grup toplantısı düzenledi. Açık havada gerçekleştirilen grup toplantısına yoğun katılım sağlandı. Kılıçdaroğlu, "Soruyorum, neden bu yürüyüş. Bu soruyu soruna şunu sormak istiyorum. Sen adaletten ne anlıyorsun? Biri haksızlığa uğradığı zaman mı adaletsizliğe uğradıktan sonra söz edeceksin? Adaleti hep birlikte savunmak bizim ortak görevimiz değil mi? Şunu söyleyeyim, bütün peygamberler adaletten yana olmuştur. Adalet bu kadar soylu bir kavramdır. Ben kendim için yürümüyorum. Ben adalet arayan bütün mağdurlar için, bütün mazlumlar için yürüyorum. Kim adaletten şikâyetçiyse, kim adalet beklentisi içindeyse ben onun yanındayım ve onun hakkını sonuna kadar savunacağım. Bu benim insanlık görevimdir" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, konuşmasına şu şekilde devam etti: "CHP'ye oy vermiş veya vermemiş, sempati duysun veya duymasın, eğer bir haksızlığa uğramışsa ben haksızlığa uğramışımdır. O nedenle adalete karşı durmak değil, adaleti sağlamak insanlığın görevidir. Ben insan gibi yaşamak istiyorsam, komşularıma, hiç tanımadığım insanlara selam vermek istiyorsam adalet olmak zorundadır. Adaletin olmadığı yerde devlet yoktur. Adaletin olmadığı yerde insan yoktur. Bize doğuştan gelen haklarımızı veya anayasal haklarımızı lütuf olarak sunmaya çalışanlar var. Efendim yürüyorsunuz, lütfediyoruz biz size. Bunu tarihte firavunlar söylerdi, günümüzde de diktatörler söylüyor. İnsan olarak doğdum, benim doğuştan haklarım vardır. Demokratik bir ülkede yaşıyorum, anayasal haklarım vardır. Birisi benim haklarımı bana bir lütuf olarak hatırlatıyorsa ben de ona diktatörlüğünü hatırlatıyorum. Sen diktatörsün diyorum."
Kılıçdaroğlu, "Soruyorlar, neden bu yürüyüş. Bu soruyu sorana şunu sormak istiyorum. Sen adaletten ne anlıyorsun? Biri haksızlığa uğradığı zaman mı adaletsizliğe uğradıktan sonra söz edeceksin? Adaleti hep birlikte savunmak bizim ortak görevimiz değil mi? Şunu söyleyeyim, bütün peygamberler adaletten yana olmuştur. Adalet bu kadar soylu bir kavramdır. Ben kendim için yürümüyorum. Ben adalet arayan bütün mağdurlar için, bütün mazlumlar için yürüyorum. Kim adaletten şikayetçiyse, kim adalet beklentisi içindeyse ben onun yanındayım ve onun hakkını sonuna kadar savunacağım. Bu benim insanlık görevimdir" diye konuştu.
'ADALETİ SAVUNMAK İÇİN İZİN ALINMAZ'
Kılıçdardoğlu, yürüyüşe dair hükümetten yana gelen eleştirilere, "Sivil itaatsizlik diyorlar, neden izin almadılar. Adaleti savunmak için kimseden izin alınmaz, adalet Allah'ın emridir" dedi.
'BİR HALKIN BİR DE SARAYIN 15 TEMMUZ VAR'
"Bir halkın 15 Temmuz'u var bir de Saray'ın 15 Temmuz'u var" diyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Halk sokağa indi, demokrasiye sahip çıktı, 249 şehidimiz var. 2 bin 301 gazimiz var. Halkın 15 Temmuz'u budur... Ama geldik 20 Temmuz'a, Saray'ın 15 Temmuz'u. Saray'ın 15 Temmuz'u şudur. Halk 15 Temmuz konusunda aydınlanmasın diye mücadele ettiler. Darbecileri ortaya çıkaralım diye komisyonlar kuruldu. Eski Genelkurmay başkanları, MİT Müsteşarları geldi. Ama en temel iki aktör bu komisyona hiçbir zaman gelmedi. Çünkü Saray'ın 15 Temmuz'unun gerçekleştirenler buna izin vermediler. Hani yeri ve zamanı gelir ya 'Gazi Meclis', 'Yüce Meclis', e senin iki bürokratın neden gelemiyor buralara? 20 Temmuz'da bir darbe yaptılar, kararname çıkarma yetkisinin hükümete verildiği tarihtir 20 Temmuz darbesi. Bu kanuna CHP karşı çıktı. Sayın Başbakan beni aradı, 'OHAL kararnamesi çıkarma yetkisini hükümete vereceğiz' diye. Bu parlamentoda demokrasiyi savunacak bir partiye ihtiyaç var. Bu da en çok CHP'ye yakışır. Kusura bakmayın, biz buna evet diyemeyiz."
ERDOĞAN'A: ONURUNLA İSTİFA EDECEK MİSİN?
AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan'ın Adalet Yürüyüşü'ne dair Anayasa'nın 138. maddesini hatırlatması için de Kılıçdaroğlu, "Bana 138'inci maddeyi hatırlatan beyefendiye çağrı yapıyorum; Senin hükümetin mahkemelere genelge gönderdiği talimat verdiğini ispat edersen görevinden onurlu namuslu biri gibi istifa edecek misin? Bir daha söylüyorum senin ve hükümetin mahkemeler talimat verdiğini ispat edersem, sen namuslu bir insan gibi görevinden istifa edecek misin? Ben de şu sözü veriyorum, ben ispat edemezsem siyaseti bırakacağım. Çünkü ben onurlu ve namuslu bir insanım."
'SÖZDE CUMHURBAŞKANI'
Konuşması boyunca Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ismini telaffuz etmeyen Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Adalet Yürüyüşü'ne başladık, bir sürü hakaret. Sözde cumhurbaşkanı, koltukta oturuyor, bir sürü laf ediyor. Ben kendisiyle muhatap olmak istemiyorum. Kendisinin bulunduğu konum farklı bir konum. Namusun varsa gel karşıma, senin televizyonunda tartışalım. Medeni iki insan gibi oturalım, sen de konuş adaletten, ben de konuşayım adaletten. Benim bildiğim diktatörler çok da korkmaz, ama iç dünyalarında korku vardır. Niye gelmiyorsun? Efendim sen benim dengim değilsin diyor bazen. Bakın bu konuda, bunu iddia edecek kişi aslında benim. Ama olsun, onun gerçek yüzünü ortaya çıkarmak için bu tartışmaya katlanıyorum ben. Madem öyle diyorsun, niye üç öğün bana sataşıyorsun. Gel, otur karşıma millete ders nasıl verilirmiş ben ona göstereceğim. Efendim bütün bunlar niye oluyor, size bir sır vereyim kimseyle paylaşmayın. Bütün bunlar, 2019'un korkusu nedeniyle oluyor. Korkuyor. Ya koltuk giderse? Ya arkadaş, koltuk kimseye baki değildir. Koltuğun hakkını vereceksin, kul hakkı yemeyeceksin. Sen kul hakkı yiyorsun, koltuğun hakkını vermiyorsun. Biz bu yüzden sokaklardayız."