Erdoğan: Milli rengimiz turkuazdır

İSTANBUL - Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, döviz yerine TL’nin kullanılmasına ilişkin "Bizim milli rengimiz turkuazdır. Turkuazla kırmızı arasında fark yoktur ha” dedi. Erdoğan, “IMF anlaşma formülü”nü gündeme getirenler için de “Vatana ihanet ediyorlar” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen Türkiye İnovasyon Haftası Etkinliği'nde konuştu. 2002-2015 arasındaki yerli patent başvuru sayısı 37 bini geride bıraktığını belirten Erdoğan, imalat sanayindeki girişimlerin yüzde 55’i, hizmet sektörünün yüzde 47’sinin yenilikçi faaliyetler yürütür hale geldiğini ve endüstriyel tasarım altbaşlığında Türkiye’nin Çin, İtalya ve Kore’yle ilk sırada olduğunu ileri sürdü.

“İnovasyon” kavramına çok farklı açılardan yaklaşanların olduğunu dile getiren Erdoğan, “Mesela bugün bazıları inovasyon hakkında söylenecek söz kalmadığını ifade ediyor. 1899’da devrin ABD’li patent dairesi başkanı icat edilebilecek her şeyin icat edildiğini söylemişti. Diğer yandan inovasyonun mevcut ürünlerin kılıflarını değiştirmekten ibaret bir kandırmaca olduğunu öne sürenler, iyi bir aksesuar aracı olduğuna inananlar da yok değil. İnovasyon bunların hiçbiri değil” diyerek, şunları söyledi: “ İnovasyon her şeyden önce bir zihniyet değişikliğidir. Bunu anlamamız lazım. Buna adeta bir güncelleme de diyebiliriz. Mevcuttan memnun olmayan ya da daha iyisine layık olduğunu düşünmektir… Garantili yaşayayım, rahatıma bakayım, memur olayım düşüncesindeki bir zihniyetin inovasyon faaliyetleriyle hiçbir ilişkisi olamaz. Fikrin hayalden gerçeğe dönüştürülmesi ve son olarak da müşteriye sunulması, yani ticari hale gelmesidir. Mevcut durumdan rahatsız ve iddia sahibi çalışkan bir zihin bu üç adımın birbirinden ayrı olmadığı gayet iyi bilir. Somutlaştırılamayan bir fikir sadece hayaldir. Ticarileşmeyen, yani insanlara fayda ve artı değer sunamayan bir çaba 40 yılda öğrenilmiş 40 adım öteden iğne deliğinden geçirmek gibi israftır. İnovasyon sadece dar bir kesimin değil, tüm insanların faydasını gözetmelidir.”

‘MİLLİ RENGİMİZ TURKUAZ’

Türkiye’de dövizdeki kur dalgalanmalarına değinen Erdoğan, döviz kurunun artmasını Türkiye üzerinde oynanan oyunlar olarak değerlendirdi. Erdoğan, “Finans sektörü deyince, aklımıza hemen son günlerdeki kur dalgalanmaları geliyor. Bazıları döviz kurunun artmasındaki gerçekleri, oynanan oyunları görmek istemiyor. Döviz yerine milli paramızı kullanma kararımız bir başka ülke ekonomisi aleyhine bir faaliyet değildir. Kendi ülkemizle birlikte dünyanın her köşesindeki insanların da refah ve huzur içinde yaşamasını istiyoruz. Turkuaz gençliği karşımda görünce gönlüm açılıyor. Çünkü turkuaz bizim milli rengimizdir ve şöyle lugatta da neler getirip götürdüğünü görürseniz nasıl bir gönül huzuru sağladığını görürsünüz” diye konuştu.

ABD’nin geçmiş dönemlerdeki faizleri yükseltme kararı almasına ilişkin örnekler veren Erdoğan, yatırım ve üretim istediğini söyledi. Erdoğan, “Turkuazla kırmızı arasında fark yoktur ha, onu da söyleyeyim. 1970’lerde ABD işsizlik ve durağan talep nedeniyle faizleri yükseltme kararı aldı. Bu karar 1980-85 arasında doların yen, mark, frank ve sterlinin yüzde 50 değer kazanmasıyla sonuçlanınca ihracat çöktü. Önce bu durumu pek önemsemediler finans sektörü etkilenmediği için. Ülkenin üretime dayalı küresel şirketleri talep edince korumacılık içeren yasalar kongreden geçmeye başladı. Bu tedbirler dünya ticaretinin daralmasıyla sonuçlandı. Sonunda ABD, Batı Almanya, Fransa, İngiltere ve Japonya’ya bir araya gelerek 85-87 arasında doların yen karşısında yüzde 51 değer kaybetmesinde anlaştı. Biz tüm dünyada faizlerin yükselmesine karşıyız. Biz yatırım istiyoruz, istihdam, üretim istiyoruz. Ülkemizdeki yatırımcının, girişiminin rekabet gücünün artmasını istiyoruz. İçeride kendi milli paramızı, dışarıda muhataplarımızın milli parasını kullanmaya karar verdik” dedi.

‘RUSYA, İRAN VE ÇİN’LE MUTABIK KALDIK’

Rusya’yla, İran ve Çin ile mutabık kaldıklarını dile getiren Erdoğan, “Çünkü paradan para kazanan, insanların kahir ekseriyetinin işini kaybetmesi pahasına işi doğru bulmuyoruz. İnovasyon dar bir azınlığın refahı için paradan para kazanmaya da, hiçbir şey üretmeden para kazanmaya da karşıdır, karşı olmalıdır. Bu yöntemle para kazanmak, üretimle, fayda sağlamakla, huzuru ve refahı öne çıkarmakla mümkündür. Ekonomik destek paketine göre TOBB ile iki bankamız işbirliği yaparak KOBİ’lere düşük faizli kredi verecekler. İşte finansmanda inovasyon budur. Yani reel sektörün desteklenmesidir” diye konuştu.

'14 YILDA BAŞARI GÖRMÜŞ ÜLKE’

Türkiye’nin 14 yıldaki başarıları görmüş bir ülke olduğunu savunan Erdoğan, şunları söyledi: “ Buna karşılık son 3 yılımız yenilikçilik yolunda harcamamız gereken enerjiyi farklı konulara yöneltmemiz gereken bir dönem oldu. Faizlerden vadelere, dış ticaretten yatırımlara kadar her alanda cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyesine ulaştığımız 2013-14 aynı zamanda istikrar ve güvenimize en büyük saldırıların başladığı bir dönemdir. Türkiye şayet Gezi olaylarını, FETÖ’nün 17/25 yargı ve 15 Temmuz silahlı darb girişimiyle, PKK ve DEAŞ’ın kanlı eylemlerini yaşamamış olsaydı çok farklı olacaktı. 410 milyar doları bulan dış ticaretimiz 600 milyara yaklaşacaktı. Düşen petrol fiyatlarının etkisiyle dış ticaret açığımız azalacaktır. Yüzde 6-7’lerden aşağı büyüme oranı olmayacaktı. Faiz oranları 4,6’lara kadar düşmüştü, 3’lere düşecekti. Enflasyon bu rakamların altına düşecekti. Suriye ve Irak’ta çok daha etkin bir politika izleyecektik.”

‘VATANA İHANET EDİYORLAR’

“Çok açık, çok kirli, çok sinsi bir oyunla bize diz çöktürmeye çalıştılar” diyen Erdoğan, “2013’te IMF’ye borcumuzu sıfırladık, yeni bir döneme girdik. Şimdi onlar bizden borç istiyor. 5 milyar dolar verebilir misiniz diye. Verebiliriz dedik. Bakın nereden nereye geldik. 22,5 milyar dolar borç vardı IMF’ye. Merkez Bankası döviz rezervi 27,5 milyar dolardı. IMF sıfırlandı, Merkez Bankası çok şükür çok daha güçlü bir şekilde ayakta duruyor. Birileri hala ‘IMF’yle anlaşın, borç alın, ekonomik ve siyasi açısından bu kurumun kontrolü altına girin’ diye bas bas bağırıyor. Vatana ihanet ediyorlar. Niye borç alalım, Türkiye artık ayakları üzerinde duran bir ülkedir” dedi.