HDP 2017 bütçe görüşmelerine son verdi

ANKARA - HDP, Meclis’te görüşülmeye devam edilen 2017 Merkezi Yönetim Bütçe tartışmalarını partileri üzerindeki baskı ve operasyonlardan dolayı son verdi. Kürt sorununda izlenen savaş politikalarına dikkat çeken Muş Milletvekili Ahmet Yıldırım, 30 yılda 6 Cumhurbaşkanı, 14 Başbakan, 15 Meclis Başkanı, 29 İçişleri Bakanı ve 11 Genelkurmay Başkanın da aynı politikayı izlediğini ve sorunu çözmediğini dile getirdi.

Meclis’teki görüşülmeye devam edilen 2017 merkezi yönetim bütçe görüşmelerine ilişkin Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri ortak tavır alarak, siyasi iktidarın partilerine dönük saldırılarını eleştirerek, bütçe üzerine görüş bildirmedi. Dün akşam saatlerinde HDP Grup Başkanvekili Çağlar Demirel ile Kadın Meclisi Sözcüsü ve Siirt Milletvekili Besime Konca’nın gözaltına alınması sonrasında HDP’liler, Meclis'te devam eden bütçe görüşmelerinde tepkisini dile getirdi. Tüm milletvekilleri sadece birkaç dakika konuşarak, hükümetin HDP’ye yönelik tutumunu eleştirdi.

‘TASFİYE KONSEPTİ DEVREDE’

İlk olarak söz alan Ağrı Milletvekili Dilan Dirayet Taşdemir, 7 Haziran 2015’ten bu yana partilerine, demokratik siyasete bir tasfiye konseptinin devreye konulduğunu ifade ederek, “Bu konseptin bir ayağı da 4 Kasımda eş genel başkanlarımıza, 10 vekilimize yönelik gerçekleştirildi. Bir önceki gece de yine farklı illerde eş zamanlı olarak parti binalarımız basıldı, kapıları kırıldı. Bugüne kadar 400’e yakın yöneticimiz, içerisinde eş başkanlarımızın da olduğu arkadaşımız gözaltına alındı. Dün gece Grup Başkanvekilimiz Çağlar Demirel, Kadın Meclis Sözcümüz Besime Konca’yla birlikte Meclis’ten çıkarken araçlarımızın önü kesildi, içerisinde yüzü kapalı, maskeli polislerin de olduğu bir grup resmen araçlarımızın üzerine atlayarak araçlarımızı durdurdu. Grup Başkanvekilimizi ve Kadın Meclis Sözcümüzü araçtan zorla indirerek gözaltına aldılar. Arkadaşlarımızı apar topar aynı gece Diyarbakır’a ve Batman’a götürdüler. 1994’ten bugüne 22 yıl geçti, değişen tek şey nedir biliyor musunuz? 1994’te arkadaşlarımız Meclis içerisinde gözaltına alındılar, yirmi iki yıl sonra ise arkadaşlarımız Meclis’ten çıkarken gözaltına alındılar, tek fark budur. Bugün sözün bittiği yerdeyiz” diye konuştu.

‘GİDENLER DE AYNI ŞEYİ SÖYLEDİ’

Muş Milletvekili Ahmet Yıldırım, kendileri açısından bütçe görüşmelerinin kapandığını ifade etti. Yıldırım, “Bizim açımızdan bu parlamentoda sözün bittiği yerdeyiz” diyerek, şöyle devam etti:

“Çünkü duyguda ve düşüncede bölünmüşlüğü yaşayan toplumsal bir gerçeklik, artık fiziki olarak iktidar tarafından bölünmeye doğru götürülmektedir. Bu Parlamento 80 milyon insanın iradesinin tecelligâhı olmaktan siyasi iktidar tarafından çıkarılmıştır. Yaşanan acıların 80 milyon insanın acısı olması iktidar tarafından engellenmektedir. İsteyen istediği bütçeyi konuşabilir. Bizim açımızdan bu bütçe bu halkın bütçesi değildir; bizim açımızdan, yoksulun, emekçinin, işsizin, kadının, çevrenin dostu olan bir bütçe değildir; olsa olsa bir savaş bütçesidir, olsa olsa aklıselimi yitirmiş olan bir hükümetin bütçesi olabilir. Bu temelde, bizim özellikle 2 vekilimizin daha gözaltına alınmış olması ve şu dakikalarda birinin tutuklanmaya sevk edilmiş olması, bu parlamentoda iktidar vekillerinin ve siyasi iktidarın millet iradesine duyduğu saygının düzeyini göstermektedir. Buradan hareketle isteyen istediği bütçeyi hazırlayabilir. Ama bir sonuç olarak ortaya çıkmış olan hassasiyetler ve fotoğraf kullanma biçimimiz bile eğer birileri tarafından bir kışkırtma gerekçesi yapılıyorsa, yürütülen tartışmaların akan kanın ve ölümlerin durmasına değil, onları kışkırtmaya dönük olan bir dil ve politika içerdiğini ifade etmek isterim. Bu savaş dilini, çatışma dilini, 30 yıldır 6 Cumhurbaşkanı, 14 Başbakan, 15 Meclis Başkanı, 29 İçişleri Bakanı ve 11 Genelkurmay Başkanı değiştirerek ve hepsinden de aynı söylemleri duyarak bu sorunun anakronik hale gelmesinin hazin bir durumunu yaşıyoruz. Eğer çözülmüş olsaydı sizden sivri dili, sizden daha şahin dili kullananlar bu işi çözmüş olurdu.”

‘BARIŞ GELECEKSE MECLİS BAHÇESİNE DARAĞACI KURUN’

İstanbul Milletvekili Garo Paylan ise, “Biz, son nefesimize kadar ‘demokratik siyaset’ demeye, ‘barış siyaseti’ demeye devam edeceğiz. Siz çözüm üretemedikçe HDP’ye saldırıyorsunuz ancak uyguladığınız sistemin adı, siyaset biliminde faşizmdir; Hitler faşizmidir, Mussolini faşizmidir. Talat ve Enver Paşa faşizmidir. Bu yolda devam ettiğiniz sürece ülkemiz açık bir cezaevine doğru yürüyecektir. Mardin Büyükşehir Belediye Başkanımız Ahmet Türk cezaevinden şu mesajı göndermişti: ‘Eğer ki bu ülkeye barış gelecekse beni Taksim Meydanı’nda asın’. Ben de buradan söylüyorum, eğer ki bu ülkeye barış gelecekse şu Meclis bahçesine darağaçlarını kurun, hepimizi burada asın” diye tepkisini gösterdi.

‘PARLAMENTO’DA GÖZLER KÖR, KULAKLAR SAĞIR, DİLLER LÂL’

Iğdır Milletvekili Mehmet Emin Adıyaman da, “Bu yasama döneminde barış adına çok şey konuştuk, çok şey anlatmaya çalıştık ama maalesef, ülkemizin en önemli sorunu olan Kürt sorununun bir adım ilerleyemedik. Bu parlamentoda gözler kör, kulaklar sağır, diller âdeta lâl gibidir. Dolayısıyla, bu aşamadan sonra aynı sözleri daha fazlasıyla söylesek bile bir anlam ifade etmeyeceğinden bütçe görüşmelerine ilişkin konularda konuşmayı çok anlamlı bulmuyorum” dedi.

‘DEMİREL İMZASIZ BİR KARARLA GÖZALTINA ALINDI’

Parti Sözcüsü ve Kars Milletvekili Ayhan Bilgen de, Demirel ile ilgili yakalama kararı dair dava dosyasında henüz imzalı ve onaylı bir kararın olmadığına dikkat çekerek, “Yani onaylanmamış, mahkeme başkanı tarafından imzalanmamış bir kararla dün gözaltı yapıldı. Her şeyin ne kadar bağımsız yargıya ve hukuka uygun seyrettiğini ifade etmeye yetiyor. Değerli arkadaşlar, kim, hangi partide, hangi hesapla insan ölümünden siyasi medet umuyorsa, koltuk koruma derdine düşüyorsa, siyasi hesap yapıyorsa Allah belasını versin” ifadelerini kullandı.

Batman Milletvekili Saadet Becerikli de şu konuşmayı yaptı: “Bugün içinden geçtiğimiz süreç, yaşanan gelişmeler, Türkiye’nin köklerini çok ciddi biçimde sarsıyor. Bu olumsuz gidişata hep birlikte dur diyebilmek için hâlâ zamanımız var, bunu hep birlikte yapabiliriz. Kendimiz için değilse bile Türkiye'nin bütünlüğü, birlik beraberliği ve çocuklarımızın geleceği için bu yanlış gidişata hep birlikte dur demek hepimizin vicdani sorumluluğu.”

Batman Milletvekili Mehmet Ali Aslan da, “Şu anda zindanlarda haksız yere rehin tutulan seçilmişlerin şahsında bütün insanlarımızı saygı ve sevgiyle anıyorum. Nasıl ki 12 Eylüller, nasıl ki 28 Şubatlar, 15 Temmuzlar, 20 Mayıslar, 4 Kasımlar geçmişse, hiç şüphesiz bugünler de geçecektir” dedi.

DAYANAKSIZ YAKALAMA KARARIYLA GÖZALTI UYGULANDI

Son olarak söz alan Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş ise, Grup Başkanvekili Demirel’in gözaltına alınmasıyla ilgili sürece değinerek, şöyle konuştu: “Dün itibarıyla Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğü bir yazı yazmış; ‘Kendisinin yurt dışına kaçacağı şüphesi vardır, bu nedenle acilen yakalama kararı verilmesini talep ediyoruz’ diye. İl Emniyet Müdürlüğünün Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesine gönderdiği yazıya istinaden hemen mahkeme toplanmış dün öğleden sonra ve karar verilmiş. Hâkimliğin söz konusu yakalama kararında imzası ve onayı yok. Hukukta değil bir milletvekili hakkında, normal bir vatandaşla ilgili de yargılamada tensip zaptının değişikliği çok çok istisnai bir durumdur. Çok olağanüstü bir gelişme olur, gerçekten, yurt dışına çıkarken suçüstü tespit edilir, başka hazırlıklar, veriler olur öyle karar verilir. Çağlar Demirel dayanaksız bir yakalama kararıyla gözaltında tutuluyor.”

HDP’lilerin hükümeti eleştiren bu konuşmaların ardından diğer partilerin milletvekilleri bütçe üzerine söz alarak, konuşmalarını gerçekleştirdi.