DTK Eşbaşkanı Güven: Kürt ulusal kongresinin toplanması elzemdir

HABER MERKEZİ - DTK Eşbaşkanı Leyla Güven, Kürt muhalefeti ve siyasetine dönük operasyonlarda dün olduğu gibi bugün de sonuç alınamayacağını söyledi. Türkiye ve bütün Ortadoğu’da barış içerikli bir konsept düşünülüyorsa, çözümün anahtarı olarak Öcalan’ı işaret eden Güven, Kürtler açısından "ulusal kongre"nin toplanmasının artık elzem olduğunun altını çizdi.

Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven, dün gece konuk olarak katıldığı News Chanel'de yayınlanan "Amed Gündemi" programında siyasi gündemlere ilişkin değerlendirmelerde bulunup, önemli mesajlar verdi. Bugün Kürtlere dönük ciddi bir yönelim olduğu ve Kürt siyasetini ise tasfiyeye girişildiği üzerinde duran DTK Eşbaşkanı Güven, AK Parti’ye yönelik muhalefet edebilecek başka bir gücün kalmadığını vurguladı.

‘BÖLÜNMÜŞ YOLLAR YAPIYORUZ’ DİYE ÖVÜNENLER, HALKLARI BÖLDÜ

Maruz kaldığı yönelime rağmen Kürt muhalefetinin ayakları üzerinde durmayı sürdürdüğünü belirten DTK Eşbaşkanı, “Kürt sorunu, AKP ile başlamadı. 80-90’larda devreye sokulan güvenlikçi politikaları bugün yeniden devreye sokan bir AKP var karşımızda. Hâlbuki dün çok daha başka şey söylüyordu. Dün yanlış bulunanı bugün AKP’nin kendisi yapar durumda. ‘Bölünmüş yollar yapıyoruz’ diye övünenler, aslında halklar arasında bölünmeyi kutuplaşmayı getirdiler” dedi.

‘SORUMLU BİR POLİTİKA YÜRÜTMEYE ÇALIŞTIK’

Dün Cemaat ile birlikte Kürtlere yönelen AK Parti’nin, bugün Ergenekoncularla-ulusalcılarla birlikte Kürtlere yöneldiğini söyleyen Güven, aradan geçen yıllar içerisinde kendileri açısından değişen bir şey olmadığını ifade etti. Güven, “Biz bu politikalardan zarar görüyor olabiliriz, ama esas zarar Türkiye’nin demokrasisinedir. Kürt siyasiler olarak sorumlu bir politika yürütmeye çalıştık ama Türkiye buna rağmen her geçen gün kan deryasına dönen bir ülke haline geldi. Türkiye iyi yönetilemedi, için ciddi bir kaos yaşanıyor. Ekonomik kriz bu siyasi krizin önemli bir yansıması. Türkiye açısından durum iyi değil. OHAL’in ekonomik krizi derinleştiği AKP içerisinde bile dile getirildi ama Erdoğan bunları bile boşa çıkardı” diye konuştu.

‘KÜRT SORUNU AKP İÇİN BİR ARAÇ’

AK Parti’nin var olan ortamı manipüle etmek, göstermemek için Kürt muhalefetinin üzerine gittiğini dile getiren Güven, milliyetçi-faşizan duyguları sömüren iktidarın bugün Kürt sorununu araçsallaştırdığını kaydetti. Güven, Kürtlere yönelen AK Parti’nin perde arkasında bir sistem değişikliğine gittiğini ve laikliğin bu acıdan tehlike altında olduğunu da ekledi.

Güven’in içerisinde bulunulan kaostan çıkış yolu olarak işaret ettiği isim ise, İmralı Cezaevi’nde bulunan PKK Lideri Abdullah Öcalan. Ortadoğu coğrafyasına dair çok büyük öngörüye sahip bir lider olarak bugüne kadar ortaya koyduğu felsefik, düşünsel teorileriyle 10 yıl öncesini gören Öcalan’ın, uygulanan tecrit ile sesinin kısılmaya çalışıldığını söyleyen Güven, daha çözüm görüşmeleri sürerken Öcalan’ın yaptığı "Kürt sorunu çözülmezse darbe mekaniği devreye girer” uyarısını hatırlattı.

‘ÖL-ÖDÜR POLİTİKASI BU ÜLKEYE BİR ŞEY KAZANDIRMADI’

Yaptığı bu uyarıya rağmen önlem alınmak yerine, Öcalan üzerindeki tecridin daha da ağırlaştırıldığına dikkat çeken Güven, şunları söyledi: “Eğer Türkiye ve bütün Ortadoğu’da barış içerikli bir konsept düşünülüyorsa, bunun anahtarı Öcalan’ın elindedir. Bunu Türkiye devletini yönetenler AKP’liler daha iyi biliyorlar. Çünkü Öcalan, bu ölümlerin olmaması için çok ciddi çaba sarf etti. 11 Eylül’de yapılan son görüşmede de devlet hazırsa bu işi 6 ayda çözebiliriz demişti. Ama buna rağmen devlet hala İmralı’ya heyet göndermiyor. Gerçekten bu kanın durmasına istiyorsanız yapacağınız şey bellidir. Tecridin derhal kaldırılması gerekiyor. Tecrit uygulanarak sonuç alınamaz. Bu noktadan geri dönmek için henüz geç değil. Masanın dışında bir çözüm, yol, öl-ödür politikası bu ülkeye bir şey kazandırmadı. Ayrışmaların sonlandırılmasının öncelikli adım Öcalan üzerinden tecridin kaldırılmasıdır.”

ULUSAL KONGRE TARTIŞMALARI

DTK Eşbaşkanı’nın programda üzerinde durduğu bir diğer önemli konu ise son dönemde bu yönlü ihtiyacın gün geçtikçe kendisini daha çok dayattığı "ulusal kongre" tartışmaları oldu. Ulusal kongrenin toplanması gerekliliğinin Öcalan’ın yıllar önce getirdiği bir öneri olduğunu hatırlatan Güven, 4 parçadaki Kürtlerin statü taleplerinin yanı sıra kültürel ve dilsel sorunları olduğunu, ancak birlikte yaşadıkları devletlerin bu sorunları çözmek yerine daha da derinleştirdiğini ifade etti.

‘KÜRT GÜÇLERİ ARTIK KENDİ ULUSAL BİRLİKLERİNİ SAĞLAMALI’

Bu nedenle ulusal bir kongrenin toplanmasının gelinen noktada Kürtler açısından elzem olduğunun altını çizen Güven, bu konuda şunları söyledi: “Bütün dünya Kürtleri tartışırken Kürtler neden bir araya gelip kendileri tartışmasınlar. Niye kendileri sorunları ortaya koyamasınlar. Özgünlükler olabilir, ama bir araya gelip sorunlarımızı tartışmamız lazım. Bunu bugüne kadar bir türlü gerçekleştiremedik. Bu konuda defalarca çağrılarda bulunduk, kimi girişimler de oldu fakat şu ana kadar gerçekleştiremedik. Ama sınırların yeniden belirlendiği bugünlerde Kürtler artık kendi birliğinin, kendi çıkarlarının nerede olduğu biliyor ve halkların birlikteliği doğrultusunda bir statü arayışı içerisindeler. Ve statüsüzlüğü hiçbir biçimde kabul etmiyorlar. Kabul etmedikleri için de isyan ediyorlar.

KDP, GORAN, YNK vs. Kürt güçlerinin artık bir araya gelerek kendi ulusal birliklerini sağlamaları gerekiyor. Bunu sağladığın oranda uluslararası arenada söz sahibi olabilirsin, masada yer bulabilirsin. Bu nedenle bu çalışmayı son derece önemsiyoruz ve devam ettiriyoruz. KCK’nin buna dair yaptığı son çağrıyı da yine önemsiyoruz. Bu çağrıda net ortaya konulmuştu; ‘Kürtler bir araya gelmeli, ulusal birlik sağlanmalı’ diye. Evet, ulusal birlik sağlandığında belki PKK’ye de, YNK’ye’de, PYD’ye de bir şey söylenecektir. Bütün bileşenlere bir söz söylenecek, biz böyle yönetilmek istiyoruz ya da statümüz bu olsun denilecektir. Bakur Kürdistan’da Kürt siyasi partilerinin bir araya gelip, ortak bir tavır belirlemeleri, ulusal birliğe katkı sunmaları gerekiyor. Buna bir zemin sağlamaları gerekiyor. Biz DTK olarak yürütmeye devam ediyoruz.”

MESUT BARZANİ’YE AÇIK ÇAĞRI

Ulusal kongrenin toplanmasının önemi konusunda bu sözleri sarf eden DTK Eşbaşkanı, kongrenin toplanmasının bugüne kadar gecikmesi konusunda ise, hem özeleştiri verdi hem de KDP Lideri Mesut Barzani’ye kimi eleştirilerde bulundu. Ulusal kongrenin toplanması konusunda bugüne kadar izledikleri yol ve yöntemin sonuç vermediğini dile getirip, bunda Mesut Barzani’nin çok önemli bir rolü olduğunu söyleyen Güven, şu çağrıda bulundu: “Sayın Barzani, Başur’da su anda mevcut statüsü olan bir Kürdistan parçasının lideridir. Dolayısıyla söylediği şey önemlidir. Bizlerde önemsiyoruz. Kendisinin ‘Artık birakujî istemiyoruz’ sözleri var. Onun için, onun ortaya koyacağı çaba ve emek son derece önemli noktada duruyor. Şuana kadar yeteri kadar bir çabanın sahibi olmadı, bütün çağrılara rağmen bu konuda evet görüşelim mesajı çıkmadı. Barzani’nin bu noktada AKP’nin siyasi yaklaşımlarının etkisinde kaldığını, uluslararası güçlerin etkisinde kaldığını düşünüyoruz. Bu etkiden kurtulmak gerekiyor. Sayın Barzani bizim açımızdan önemli bir lider ve kişiliktir. Bu konuda eminim ki bu çalışmaya katkı sunacaktır.”

Güven, bugün içerisinde bulunulan koşullarda Kürtler açısından artık parçalı, lokal çözümlerin aslında çözüm olmadığının görüldüğünü, bu nedenle de genel çözümlere ihtiyaç olduğunu da vurguladı.

‘YAN YANA OMUZ OMUZA OLMAMIZ LAZIM’

Rojava’ya dönük yaklaşımlarına bile bakarak, egemen güçlerin Kürtlere dönük yaklaşımını az çok bildiklerini dile getiren Güven, “Kürtlerin kimlikleri dahi olmadan yaşamaları bunun en somut örneğiydi. Esad rejiminin zulmüydü. Şimdi bu zulümden kurtulan ve kendisine bir statü oluşturmaya kalkan halkı, egemen güçler arasında ‘Evet statünüzü tanıyoruz’ diyen çıkmadı. Bunun parçalı duruşumuzdan zemin aldığını düşünüyoruz. Buna karşı birlik olup, yan yana omuz omuza olmamız lazım. Bunun da bu konuda hesabı olan güçlere bir mesaj olması lazım. Kürtler 4 parçada lokal, bölgesel çıkarları bir kenara bırakıp, ulusal bazlı yaklaşırsa bu sorun daha köklü bir çözüme kavuşur. Biz egemenleri eleştiriyorsak, içerisinde yaşadığımızı ülkeleri eleştiriyorsak eleştirinin bir okunu da kendimize çevirmemiz gerekiyor. Onlar bu güçlerini bizim dağınıklığımızdan alıyor. Parça parça örgütlü olabiliriz ama bu parçaları aynı paydada buluşturup ortak bir sözün sahibi olmadığımız müddetçe herkes bir yerden bu coğrafyaya hakim olmaya çalışır. Bunun önüne geçmek için ulusal birlik son derece önemli” diye konuştu.