İSTANBUL - HDP’nin anayasa çalışmaları başta olmak üzere pek çok kritik ve tarihi adımlarda görmezlikten gelindiğini ve ülkede patlayan bombalardan sormlu tutulduğunu ifade eden HDP İstanbul Milletvekili Hüda Kaya, ülkede patlayan bombalardan sorumlu tutulması gerekenin HDP değil, barışın yolunu kapatanlar olduğunu söyledi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Hüda Kaya, Türkiye’nin iç ve dış politikada izlediği siyaset ile çıkmaza girmesini, giderek şiddetlenen savaş politikaları ve başkanlık rejimi gölgesinde geçen anayasa tartışmalarını dihaber’e değerlendirdi.
Türkiye’nin şu an yeni bir yapılanma ile karşı karşıya olduğunu ve bunun kırılma noktasının da 15 Temmuz olduğuna dikkat çeken Kaya, bunun bilinçli yapıldığını belirterek, “HDP’nin baraj altında kalma girişimlerine karşılık 7 Haziran’dan hiç de beklemedikleri bir şekilde büyük bir başarı ile ortaya çıkması bugünkü Cumhurbaşkanı’nın ifadesiyle ‘Bizim A’dan Z’ye planlarımız bitmedi’ demesini hatırlatmalı. Bu planların her bir aşamasında hedef hep HDP ve onun tabanı olmuştur. Türkiye toplumu iki büyük ve kritik seçim geçirdi ve HDP tüm bu linç kampanyalarına rağmen her türlü ötekileştirme saldırı yakıp yıkma gözaltı var etmeme girişimlerine karşın yine de bugünkü haliyle duruşunu özgünlüğünü hiç kaybetmeden yoluna devam etti. Türkiye’nin 3. büyük partisi noktasında olduğu gerçekliği bazı malum çevreleri çıldırmaya yetti” dedi.
‘HDP İLE BU SİSTEMİN DNA UYUŞMAZLIĞI VAR’
HDP’nin değersizleştirilmeye çalışıldığını ifade eden Kaya, “Bakın MHP ile ittifak kurabildiler, bütünleşebildiler kısmen de olsa ama HDP ile bu sistemin bir DNA problemi var. Biz inançsal ya da mezhepsel hiçbir üst kimlik dayatması olmadan tamamen eşit, özgür ve hepimiz için adalet diyen bir ilke ve duruşa sahibiz. Bizim bu gerçekliğimiz, bu kan uyuşmazlığının en temel noktası. Dolayısıyla bütün bu antidemokratik girişimler hassas ve kırılgan bir topluma dönüştürdü ki Türkiye’yi 15 Temmuz gerçekliği karşı karşıya getirdi” dedi.
'TARİHİ ADIMLAR GÖRMEZLİKTEN GELİNDİ’
Başkanlık sistemi gölgesinde görüşülen ve AKP-MHP ittifakına dayanan yeni anayasa tartışmalarında Türkiye’nin 3. büyük partisi olan HDP’nin dışlandığını belirten Kaya, toplumun tüm kesimini yansıtması açısından da HDP’nin meşru olarak bu tartışma içerisinde yer alması gerektiğine vurgu yaptı. HDP'nin özgürlükçü bir anayasa istemesi nedeni ile bu tartışmaların dışına itildiğini aktaran Kaya, mücadelelerinde ve duruşlarından taviz vermeyeceklerini belirterek, "Bugün anayasa çalışmalarını yangından mal kaçırır gibi gerçekleştirme telaşına düşenler, HDP’nin işte tam da bundan dolayı orada var olmasını istemiyorlar. Çünkü tek sesli, tek adamlı, tek bayraklı, devletli, tek etnik tek mezhep dayatmalı bir anayasa şekilleneceğini hepimiz görüyoruz” şeklinde konuştu.
'CHP SİSTEME ENTEGRE OLMUŞ'
AK Parti ile ittifakını sağlamlaştıran MHP ile birlikte Yenikapı ruhu ile şekillenmeye başlayan CHP politikasını da eleştiren Kaya, “CHP bu sisteme entegre olmuş bir yapıdır. Dolayısıyla bugün AKP olmuş olmamış, bu değişebilir yarın X parti olabilir, ama CHP’nin bu sistem için yeri ve değeri sabittir. CHP bu sistemin yara almasını asla istemez. AKP iktidarının ötesinde Beştepe Yönetimi ile yakın bir ilişki içerisinde olma zorunda hissediyor, çünkü bu sistemin zayıflamasını istemiyor” diye belirtti.
‘ŞİDDETİN SORUMLUSU BARIŞ YOLUNU KAPATANLARDIR’
Artan şiddet ve savaş politikası ile birlikte hemen her gün bir bombalı saldırının yaşandığı Türkiye’de sorumlunun HDP olarak gösterilmesini de değerlendiren Kaya, Beşiktaş ve Kayseri’de yaşanan saldırılar ardından HDP’nin il ve ilçe binalarına yönelik gerçekleştirilen ırkçı saldırıları hatırlatarak, “IŞİD de bomba patlatsa suçlusu HDP oluyor, bedeli HDP’ye ödetiliyor. Farklı çevreler de şiddete başvursa yine bunun bedeli HDP’ye ödetiliyor. Beşiktaş ve Kayseri’deki saldırılardan sonra da ifade ettim, kesinlikle bu şiddetin sorumlusu barışın yolunu kapatanlardır. Savaş politikalarına ülkeyi teslim edenlerdir. Savaş politikalarına teslim olma noktasında sesini çıkarmayan çevrelerdir” dedi.
KAFALARINI KUMA GÖMÜYORLAR
Türkiye’nin dış politikada “astığım astık kestiğim kestik, Milli Osmanlı değerleri, şanlı tarihimiz" algısı ve zihniyetiyle bir politika yürütülmeye çalışıldığını belirten Kaya, “ Suriye’de 2 ay içinde Emevi Camii’nde namaz kılacaklarını düşünenler 5 yıl bitti hala bir şey yapamadılar. Türkiye’nin ilkesiz tutarsız politikasının bir göstergesinin de “Uçağı düşürme emrini ben verdim” diye böbürlenen yöneticilerin bugün Rusya’ya söz söyletmeyerek teslim alınmaları olduğunu söyleyen Kaya, “Maddi manevi her türlü imkanı sağladıkları bu illegal yapılanma ve örgütlerin bugün Türkiye’de hangi kademelerde nerelere kadar uzandığının bir göstergesi olarak işte geçtiğimiz günlerde Rusya Büyükelçisi Karlov’un nasıl dünyanın gözü önünde katledildiği korkunç manzarasının sonucunu ortaya koydu. Bugün emniyet mensubu bir polisin Rusya Büyükelçisini öldürdüğü gerçekliğini dünya kamuoyu basını üstüne basa basa konuşurken, bizim buradaki yöneticiler halen kafalarını kuma gömmüş bunu görmezden gelerek farklı muhataplar aramanın telaşına düştüler” hatırlatmasında bulundu.
Necla Demir - dihaber