DİYARBAKIR - Kürt Ulusal Kongresi tartışmalarına dair değerlendirmelerde bulunan Kürt siyasetçi Cemal Coşkun, kongrenin Kürtler açısından “Zafer kaçınılmaz bir sondur” anlamına geldiğini, ancak kongrenin perde arkası faktörlerden dolayı bugüne kadar gerçekleştirilemediğine dikkat çekti.
Kürtler arasında birliğin sağlanması amacıyla yeniden toplanmasına dönük tartışmaların sürdüğü Kürt Ulusal Kongresi’ne dair yoğun temaslar var. Ortadoğu’nun yeniden dizayn edildiği bir dönemde Kürtler arasındaki birliğin önemine işaret eden HDP eski Hewler Temsilcisi, Kürt siyasetçi Cemal Coşkun, yapılması gerekenlere dair önemli değerlendirmelerde bulundu.
‘KÜRTLERİN TARİHTEN DERS ÇIKARMASI GEREKİR’
Kürtlerin Kasr-ı Şirin ve Sykes Picot antlaşmaları sonucu dört parçaya bölündüğünü ve bununla birlikte Kürt halkının statüsüz bırakıldığını anlatan Coşkun, bu bölünmede Kürt halkının payı olduğuna vurgu yaptı. Kürt halkının birlik oluşturmadığından dolayı ekonomiden siyasete, diplomasiden savunmaya yaşanan eksikliklerin bölgenin parçalanmasında başat bir rol oynadığına işaret eden Coşkun, “21’inci yüzyılda da Ortadoğu yeniden dizayn edilirken, 20’nci yüzyılda Kürtlerin başına gelenin tekrar yaşanmaması için Kürtlerin Ulusal Kongre’ye gitmesi, uluslararası güçler tarafından kimlik ve statü olarak kabul görmesi, 20’nci yüzyılda statüsüzlüğünden kendisini kurtarma anlamına gelir. Bu boyutuyla Kürtlerin tarihinden ders çıkartarak 21’inci yüzyılda kimlikli ve statülü yaşaması için varlık göstermesi gerekir” dedi.
‘PERDE ARKASI FAKTÖRLER KONGREYİ ENGELLİYOR’
Ulusal Kongre’nin gerçekleşmesi için dört parçadaki siyasi partilerin defalarca bir araya geldiğine değinen Coşkun, her partinin Ulusal Kongre’nin Kürtler açısında olmazsa olmaz olduğunu kabul ettiğini, ancak perde arkasındaki faktörlerin kongrenin gerçekleşmemesi için devreye girerek engellediğini kaydetti. Türkiye ve İran’ın Ulusal Kongre’nin gerçekleşmemesinde etkilerinin olduğunun altını çizen Coşkun, “Güney Kürdistan’ın içinde bulunduğu durum yani statü sahibi olması bir avantaj iken bu avantaj değerlendirilemedi. Tabi ki partici ve parçacı yaklaşım bunda temel etmendir. Bugüne kadar kongre gerçekleşmemişse mevcut Kürt partilerinden bazılarının kimi devletler ile içine girdikleri ekonomik vs. ilişkilerinde rolü büyüktür” şeklinde konuştu.
‘ULUSAL BİRLİK ÖZGÜRLÜK VE DEMOKRASİ BİLİNCİNİ AÇIĞA ÇIKARIR’
Ulusal Birlik Kongresi’nin gerçekleşmesinin bölgeye yansımalarını sıralayan Coşkun, şunları söyledi: “Kongrenin gerçekleşmesi, Kürtlerde özgüvenini geliştirir. Özgürlük ve demokrasi bilincini açığa çıkartır. Statü ve kimlik sahibi olmanın alımlarını hızlandırır. Güney ve Rojava’nın da statülerinin kalıcılaşmasını beraberinde getirir. Her şeyden önemlisi dört parça arasında Kürtlerin kaderini ilgilendiren konularda ortaklaşmada bir mekanizma açığa çıkartır.”
‘DÜNYANIN DÖRT YANINDAKİ KÜRTLER ÖCALAN’I ÖNDER OLARAK GÖRÜYOR’
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın Kürt Ulusal Kongresi üzerindeki etkisine dikkat çeken Coşkun, “Dört parça Kürdistan’dan, Rusya’dan Avrupa’ya kadar dünyanın her tarafında yaşayan Kürtlerin büyük bölümü Sayın Öcalan’ı kendisine Önder olarak görmektedir. Sayın Öcalan’ın Kürt sorununun çözümü noktasında ortaya koyduğu yaklaşımı da esas almaktadırlar. Tutsak olması pratik olarak rol oynamasını etkilese de Sayın Öcalan’ın felsefesine inanan, çizgisini takip eden güçler zaten kongrenin olması yönünde bir çabanın içerisindedirler. Bu anlamda Öcalan’ın kongre üzerinde büyük bir etkisi var” değerlendirmesinde bulundu.
‘BARZANİ EKONOMİK VE SİYASİ İLİŞKİLERİNİ ÇÖZÜME KULLANMALI’
Ulusal Birlik Kongresi’nin gerçekleşmesi için Federal Kürdistan Bölgesel Yönetimi ve Kürdistan Demokrat Partisi’nin (KDP) statü sahibi olmasından dolayı önemli rol oynamasını gerektiğini dile getiren Coşkun, “Barzani, ekonomik ve siyasi ilişkilerini özellikle Türkiye’de sorunun çözümü yönünde kullanabilir. Dezavantajları; dünya kadar deneyim ve tecrübe önlerinde varken bunu bir sisteme dönüştürememeleridir. Yine henüz içte yaşanan sorunlarını diyalog yoluyla çözme iradesini ortaya koymama parçalı duruşu ortadan kaldırmama şeffaf bir siyaset tarzını görünür kıldırmama ciddi bir eksikliktir. Şuan Güney Kürdistan’da parlamento işlevsiz bir durumda. Ortadoğu yeniden dizayn edilirken Güney’in sistemini oturtmaması kendi iç sorunlarını çözmemesi, yine Saddam pratiğinden ders çıkartmaması, Sünni İslami Blok’tan medet beklemesi, genel Kürt sorunu çözümünde bir dezavantajdır” ifadelerini kullandı.
‘ASLOLAN ORTAK NOKTALARDA BULUŞMAK’
Barzani ve KDP’nin bölgede temsiliyetini “Ulus-devlet çizgisi” olarak değerlendiren Coşkun, “Sayın Barzani ve KDP bu çizginin gereği rolü oynamaya çalışıyor. Bir diğer çizgi de Sayın Öcalan’ın demokratik ulus çizgisidir. Sonuçta aynı ülke ve ulusta toplumsal veya devletsel bakış açısının ayrıksı yanları da ortak noktaları da olacaktır. Aslolan ortak noktalarda buluşmaktır ki henüz bu olgunlaşma da yakalanmamıştır” eleştirisinde bulundu.
Bölgenin dört parçasında da Ulusal Kongre’nin gerçekleşmesi yönünde hemfikir olduğunun altını çizen Coşkun, “Kongre gerçekleşmese dahi, Kürt partileri kendi aralarında diyalogu sürdürmelidir. Ülkemizin ve halkımızın zarar göreceği dil ve üsluptan kaçınmalı ve halkımızın zarar göreceği hiç bir projenin arkasında durmamalılardır. Devlet ile doğal olarak ilişkileri olabilir ama bu ilişkiler kardeşlere ve insanlık ailesine zarar vermemelidir” şeklinde konuştu.
‘KONGRE GERÇEKLEŞİRSE, ZAFER KAÇINILMAZ SONDUR’
Kongrenin Kürtler açısından “Zafer kaçınılmaz bir sondur” anlamına geldiğini söyleyen Coşkun, “Kongrenin yapılmaması başta Türkiye olmak üzere İran-Irak ve Suriye’nin işine gelmektedir. Çünkü Kürtlerin birliğini bu devletler kendi kuruluş felsefelerine kasıt olarak görmektedirler. Ulus-devlet tekçiliğini ve inkarcı politikaları sürdürmede bu devletleri cesaretlendirirler. Tabi ki bu aşamadan sonra Kürtlere kaybettiremezler. Kürtler, açığa çıkan toplumsal bilinç, hem siyasi, ekonomik, diplomatik hem savunma gücü ile 20’nci yüzyılda Kürtlüğünü geride bırakmıştır. 21’nci yüzyılda demokratik ölçülerini genel olarak kendilerinde egemen ölçü durumuna getirmiştir. Kongre’nin gerçekleşmesi tekçi ulus-devletçi, sömürgeci zihniyeti ve iradeyi kırar çözüm sürecini hızlandırır” dedi.
Son olarak kongresinin Kürt sorununun çözümünü sağlayacağı vurgusunda bulunan Coşkun, “Kürt sorununun çözümü Demokratik Ortadoğu’nun kapılarını açar” diye ekledi.