ANKARA - CHP Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Kimsenin hayat tarzına sistematik tehdit yok” sözlerine “Belli bir yaşam tarzına sahip insanlar 14 yıldır AKP tarafından sistematik olarak ayrıştırıldı” diye cevap verdi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Merkez Yürütme Kurulu toplantısının gündemine dair Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke, genel merkezde açıklama yaptı.
Böke, Reina saldırısının bir dönüm noktası olduğunu ifade ederek, "Bu yaşanan sıradan bir terör değildir. Laik yaşam biçimi hedef alınmıştır. Bununla sadece güvenlik tedbiri alınarak başa çıkılamaz. Laikliğe sahip çıkmak gerekir.
Ancak laikliğe sahip çıkanlar hedef alınıyor. İşte en büyük tehlike budur. Halkevleri üyesi iki genç laikliği savundukları için tutuklandılar. Bu katliamı övenler, linç girişiminde bulunanlar ellerini kollarını sallayarak toplumun içinde gezerken, laikliği savunan gençler tutuklandılar. Hükümetin rejim değişikliği telaşında olduğu belli” dedi.
Hükümetin dış politikasına da değinen Böke, “AKP'nin yanlış politikası Ortadoğu'nun terör iklimini ülkemize taşıdı” ifadesini kullandı.
Böke, “Hükümet ise bu terör dalgası karşısında kınamak ve hamaset dışında bir şey yapmıyor. Korku iklimi içinde yaşıyoruz. Hükümeti IŞİD ve Nusra'ya karşı vatandaşlarını güvenliğini sağlayacak bir yaklaşımı, planı ve tedbiri yok” dedi.
Böke, şöyle devam etti: “AKP'li olmayan, rejim değişikliğini desteklemeyen hepimiz AKP rejiminin hedefindeyiz. AKP rejimi fiili darbe yaşatıyor. Son örneği Ahmet Şık'ın tutuklanması. Dün FETÖ'ye bugün ise AKP'ye dokunan yanıyor. İster FETÖ ister AKP, Ahmet Şık gibiler darbecilerin hedefinde oluyor. Onlarca gazeteci AKP rejiminin hapishanelerinde tutuklular.”
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Kimsenin hayat tarzına sistematik tehdit yok” açıklamalarını da yanıt veren Böke, şunları söyledi: “Son 14 yılda yaşananlar bu sorunun yanıtını barındırıyor. Milyonlarca kişi yaşam biçiminde dolayı kendini tehlikede hissediyor. Belli bir yaşam tarzına sahip insanlar 14 yıldır AKP tarafından sistematik olarak ayrıştırıldı. Böyle yapılamaya da devam ediliyor. Cumhurbaşkanı ‘bireysel özgürlüğümü kullanarak eleştirdim’ diyerek hafife alıyor. Ama Bir Cumhurbaşkanı vatandaşlarının yaşam biçimini eleştiremez. O ülkenin her vatandaşına vatandaşı olduğunu hissettirmekle mükelleftir.”