ANKARA - HDP Grubu adına Anayasa değişikliği teklifi üzerine konuşan Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş, teklifin "Varlığım Cumhurbaşkanı'na armağan olsun anasayasıdır" dedi. CHP grubu adına söz alan Antalya Miletvekili Deniz Baykal ise tasarının geçmesiyle Türkiye'nin çok büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalacağını ifade ederek, "Herkes bu proje karşısında bu yalnıştır diyebilmelidir. Bu proje AKP iktidarına karşıdır" diye konuştu.
Anayasa değişikliği tasarısının tümü üzerine HDP grubu adına Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş söz aldı. Beştaş, konuşmasını yaparken kürsüye tutuklu HDP eş genel başkanları ve milletvekillerinin fotoğraflarını da bıraktı.
Beştaş, "Anayasa değişikliği diyemeyeceğimiz bir teklif karşımızda. Rus Büyükelçisi suikastle öldürüldü, Beşiktaş, Kayseri saldırısı oldu onlarca can toprağa düştü. Daha cenazeler defnedilmeden açılışlar yapıldı. Bir sarayın gündemi var bir de halkın gündemi var. Anayasal toplum halk için kamu için yapılır. Toplumsal bir sözleşmedir, sözleşmenin tarafları yoksa baştan beri bu sözleşme sakattır" diyerek, OHAL sürecinin bilançosunu ve yaşanan hak ihlalleri bir bir kürsüden aktardı.
Beştaş, konuşmasına şöyle devam etti:
"Biz ne yapıyoruz birilerinin dayattığı gizli anlaşma ile oluşturdukları ittifakla önümüze bir değişiklik getirdiler. Bu gizli anlaşmada neler vaat edildi kimse bilmiyor. Gizli anlaşma daha komisyon aşamasında önergelerle hallaç pamuğuna döndü.
'MECLİS'E DARBE YAPILIYOR'
82 Anayasası'na ilişkin değiştirilmesi konusunda güçlü bir uzlaşma vardı ama maalesef iktidar partisi o zaman elinin tersiyle itti ve komisyon çalışmalarından çekilerek devam etmesine engel oldu. O dönem Bekir Bozdağ, 'Biz yep yeni bir Anayasa istiyoruz' demişti. O dönem bunlar söyleniyordu bugün tek adamlığa doğru hızlı bir ilerleme var. Bir karanlığa doğru hep beraber sürükleniyoruz. Anayasanın gerçekten bizim gibi bölünmenin, kutuplaşmanın merkezinde olduğu bir ülkede yapılması mekaşetlidir hele OHAL sürecinde bunu yapmak. Şu anda zaten bir darbe yaşıyoruz. Darbe olsaydı yine bunlar olacaktı. Bu darbe yine devam ettirilmekte şimdi de Meclis'e darbe yapılmaktadır. Toplumsal barış kökten dinamitleniyor.
2011'de demokratik kamuoyu yol temizliği yapılsın diyorduk. Anayasa yaparken yolu temizleyelim ki güçlü bir anayasa yapalım. Şimdi tek adam rejimliğine doğru giderken, iktidar partisi farklı bir yol temizliğini kendisi için yapıyor. AKP'lileri olmayanlara hiçbir özgürlük alanı bırakılmamıştır. OHAL ile yol temizliği büyük bir hukuksuzlukla yapılıyor. AKP'li olmayan herkes bir sabah kalktığında 'terörist' oluyor.
'BU METİNDE FARKLILIKLAR YOK'
Bu metinde halk yok, 80 milyon yok. Kürtler, Aleviler, Ermeniler yok. Bu metinde farklılıklar yok. Bu toplumu örenler metinde yerini bulamamışlardır. Burada özellikle 'Bu Türk anayasasıdır' diyenlere seslenmek istiyorum iktidar millletvekilleri kendi kimliklerini reddeden bir metni kabul edebiliyor mu? Bu metinde sadece halklar değil, hükümette yok. İşleyen bir parlamento ön görülmemiş. Parlamentonun denetim görevi elinden alınıyor. Anayasal zemin tümüyle yok ediliyor. Adına anayasa dedikleri bir ferman onaylatılmak isteniyor. Hukuku bir kişinin insafına temsil eden en güzel anlatacak ifade; 'varlığım cumhurbaşkanına armağan olsun anasayasıdır.' Meclis bu Anayasa değişikliğine 'evet' derse bunu demiş olacak. HDP olarak bizler sadece varlığımızı halklarımızın özgürlüğüne armağan edeceğiz.
Bu tip Türk tipi başkanlık meselesi olarak sunulmaktadır. Türk kavramı dayatılan bir dikta rejiminin adı olabilir mi? Hangi halk denilirse denilsin. Türk tipi nitelemesine gerçekten katılıyor musunuz?
AKP'li olmayanlar için neler serbest hiçbir? Bu Meclis tarihe geçecek bir görüşme yapıyor. Talepleri görmezden gelen bir yöntemle bu görüşmeleri yapmaya çalışıyorlar. İktidarın kendi gücüyle Eş genel başkanlarımız ve milletvekillerimizi cezaevine atarak, görüşmeleri bu çerçevede yapması kabul edilir ve meşru da değildir.
MEHMET TUNÇ'U, MİRAY BEBEĞİ, TAYBET ANA'YI UNUTMADIK: HAYIR
Bu metin işkencedir, işkencenin devamı demektir. Bu metin ölüm demektir akademik özgürlüğün tümüyle kaldırılması anlamına geliyor. Bu metin Kürt düşamnlığının derinleştirmesi demektir. Ortadoğu'da saplanılan bataklığın daha da derinleşmesi, buradaki kaosun daha derinleşmesidir.
Biz Cizre'de vahşet bodrumunda'su Heval su' diyen Mehmet Tunç'u unutmadık, bunun için hayır diyeceğiz. Biz Miray bebeği öldürenleri koruyanlara evet demeyiz. Biz Taybet Ana'yı günlerce sokak ortasında bekletenlere evet demeyeceğiz. Daha onurlu bir yaşam için, toplumsal bir barış için Kürt meselesinde çözüm için HDP olarak hayır diyoruz."
'KORKU VE TELAŞTAN ALELACELE İŞ YAPILIYOR'
Meclis Genel Kurulu'nda devam eden Anayasa değişikliğine dair usul yönünden yapılan itirazlar kabul edilmedi. Aranın ardından teklifin geneline yönelik görüşmelere geçildi. Teklife dair partiler adına ilk konuşmayı CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal yaptı.
Baykal, "Buraya kimseyi karalamak için gelmedim. Günlük siyaset yapmak için burada değilim. Türkiye'ye sahip çıkmak için buradayım. Buna ihtiyaç var. Bu hepimize evet bana da düşer. Buraya seçilerek gelmiş siz milletvekilleri gibi bende bütün siyasi ömrümü bu kutsal çatı altında geçirmiş bir kişi olarak milletime karşı bu noktada konuşmak zorundayım" diyerek, konuşmasına başladı.
Baykal, tasarıdan Türkiye halklarının haberinin olmadığını savunarak, bu tasarının alalecele görüşüldüğüne dikkat çekti. 80 milyonun kaderiyle ilgili bu vahim tasarı ile ilgili toplumun bilgilendirilmediğinin altını çizen Baykal, "Milleti uyarmadan işi oldu bittiye getirme çabası vardır" ifadesini kullandı. "Milletin arkasından oyun çevirmeye kimsenin hakkı yok" diyen Baykal, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"OHAL sürecinde Anayasa değiştirmek mümkün değildir. Başbakan'ın da OHAL altında referandum yapılamacağını söylediğini hatırlıyorum. Hükümetin de ötesinden kaynaklanan bu acelecilik ve dayatmanın OHAL dinlemeyen bu anlayışın altında yatan telaş ve korkudur."
İLK KEZ UZLAŞI OLMAYAN BİR PAKET
Daha önceki Anayasa değişikliklerinin uzlaşı ve mutabakatla yapıldığını, ilk kez uzlaşı olmadan bir değişikliğin getirildiğini kaydeden Baykal, şöyle devam etti:
"Bu değişiklik bundan önceki 17 paket gibi değil bu Anayasa'nın temelini, ana kurumların birbiri ile ilişkisini allak bullak edecek bir projedir. Bu meclisin arkasında millet var. Her siyasi görüşten her kimlikten, her inançtan insanlarız. Bu Türkiye'de buraya yansıyor. Onun için burası bütün organların üzerinde olmak zorunda. Ama Cumhurbaşkanı buranın temel organlarını alacak, yargıyı alacak ve yeni bir anlayışla devlet mekanizması ortaya çıkacak. Herhangi bir demokratik ülkede bunun benzeri var mıdır? Böyle bir ortamda böylesi bir anayasa değişikliğini zorlayarak yapmak en büyük hatadır. Bu kadar hata niye yapılıyor? Bir fırsat çıktı aman bu fırsatı kaçırmadan bitirelim anlayışı var. Cumhurbaşkanı sadece cumhurbaşkanı olmayacak iktidar partisinin de genel başkanı olacak. En temel yalnış Cumhurbaşkanı'nın Meclis'teki iktidar partisinin aynı zamanda genel başkanı olmasıdır. Bu yasama ile yürütmeyi iç içe geçirmektir. Tüm Türkiye'nin temsilcisi olması gereken kişi bir partinin grubuna katılacak, o partinin çıkarlarını savunacak. Cumhurbaşkanı AKP başkanı olacak AKP'de yargıyı belirleyecek. 'Ben tarafsızım' diyecek kimi aldatıyorsun. Parti genel başkanı tarafsız olarak yemin edecek. Nereye gidiyorsunuz? Cumhurbaşkanı tek başına gerekçesi Meclis'i fesh etme yetkisine sahip olacak.
'BU PROJE AKP İKTİDARINA KARŞIDIR'
Bu kadar yetkiler kullanan birisi denetlenebilir mi? Hayır denetlenemez. Gen soru yok, Meclis soruşturması yok. 'Suç varsa ver mahkemeye' diyor, denetleme yok. 400 oyu bulup yüce divana sevk etmek. Bu Meclis'in denetleme hakkı yok mu? Bir suç varsa bulursun 400 milletvekilini mahkemeye verirsin anlayışı. Peki kim yargılar 'benim atadığım AYM üyesi.' Bütün bunlar bu düzenlemenin hangi anlayışla yapıldığını bize gösterir. Sayın Başbakan gerekçelerini zaman zaman ifade ediyor. 'Biz bunu istikrarı sağlamak için yapıyoruz' diyor. 14 yıldır tek başına iktidarsınız, istikrar ihtiyacı nereden geliyor diye sorduğunuz da 'gelecekte istikrarsızlık ihtimali var' diyorlar. Bu düzenleme hiçbir şekilde gelecekti bir tehlikeyi bertaraf etmeye yönelik bir teklif değil. İstikrarın inandırıcılığı yoktur. Türkiye'nin şu anki problemi ayrıdır bu Anayasa'dan değil iktidardan dolayı kaynaklanmıştır. Bunun altında hiçbir anayasal gerekçe yoktur. Yalnış bir Suriye politikası izlediniz bugün Türkiye bununla yüzleşiyor. FETÖ ile ilgili büyük hatalar yaptınız, şimdi bu hatalardan dolayı Türkiye allak bullak. Türkiye'nin sorunu Anayasa sorunu değil, ülkeyi yönetenlerin hata yapmama yetkisi hiçbir anayasa görülmemiştir. Olay sorumlu insan olma, devlet adamı olma, bugünü değil yarını düşünme olayıdır. Bu tasarı önümüzde ben inanıyorum ki bu Türkiye çok büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalacak. Bu büyük yalnışı önleyebilecek burasıdır. Hepimiz büyük bir sorumlulukla karşı karşıyayız. Bu proje karşısında bu yalnıştır diyebilmelidir. Bunun söylenmesi Türkiye için de AKP içinde herkes için de yararladır. Bu proje AKP iktidarına karşıdır."