ANKARA - Demokrasi İçin Birlik Girişimi'nin koordinasyon üyesi araştırmacı-yazar Kadir Akın, Türkiye halklarının diktatörlük tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını söyledi. Akın, Anayasa değişkiliğine dair "Bu iş sadece Meclis'e bırakılmamalı" diyerek, toplumsal muhalefeti işaret etti.
Demokrasi İçin Birlik Girişimi'nde çalışmalar yürüten araştırmacı-yazar Kadir Akın, dihaber'e değerlendirmelerde bulundu. Akın, "Türkiye hakları diktatörlük tehlikesiyle yüz yüze. 'Herkes için demokrasi, demokrasi için birlik' şiarıyla faşizme karşı en geniş cephenin kurulmasıdır. 'Demokrasi İçin Birlik' dediğinizde içerisinde yüzlerce yazar, aydın. siyasetçi ve onlarca demokratik kitle örgütü, siyasi parti ve emek örgütlerinden oluşan çok geniş bir yelpaze görürsünüz" dedi.
Akın, öncelikli hedeflerinin karşı karşıya kalınan faşizmin tehdidin alt edilmesi olduğunu vurguladı.
'TÜRKİYE BU KARANLIĞA MAHKÜM OLMAMALI'
Akın, Meclis'te görüşülmeye devam eden Anayasa değişikliğine dair, "Türk tipi başkanlık sistemi adı altında bir siyasal gericiliktir. Türkiye'yi zifiri bir karanlığa mahkum etme hamlesidir. Bunu anlatmamız lazım" diye konuştu. Anayasa paketinin parlamentoyu devre dışı bıraktığına işaret eden Akın, "Yasama, yargı, yürütme yani 'kuvvetler ayrılığı' dediğimiz ilkeyi ortadan kaldırarak bütün bu kuvvetleri başkanın eline veren bir sistemdir. Türkiye kesinlikle bu karanlığa mahkum olmamalı. Bu teklifin nedenli tehlikeli olduğunu birçok anayasacı dile getirdi. Ama gerçekler halktan gizleniyor” ifadelerini kullandı.
'BU İŞ SADECE MECLİSE BIRAKILMAMALI'
Akın, Anayasa değişikliğine karşı CHP ve HDP'nin kendi programlarının çerçevesinde Meclis'te yürüttüğü muhalefetle sınırlı kalınmaması gerektiğini vurguladı. "Bu iş sadece Meclis'e bırakılmamalı" diyen Akın, ekledi: "Toplumsal muhalefetinde bir kampanya yürütmesi gerekir. Eğer Anayasa değişikliği Meclis'te kabul edilir ve referandum sürecine geçilirse, Demokrasi İçin Birlik Girişimi önümüzdeki aylarda kapsamlı bir 'Hayır' kampanyasının örgütleyicilerinden birisi olacak."
'SOKAKTA YAN YANA GELEBİLİRİZ'
Akın, Demokrasi İçin Birlik Girişimi'nin karşı karşıya olunan faşizm tehlikesine karşı tek başına yeterli olmayacağının da altını çizdi. Eğer toplumsal muhalefet tüm gücüyle hareket geçerse başarının geleceğini belirten Aknı, şu önerilerde bulundu: "Açıkçası böyle bir cephenin oluşumunda toplumsal muhalefet geç kaldı. Ama bu geç kalmışlığı gidermek için şimdi tüm gücümüz ile hareket etmeliyiz. Aslında tüm gücün tek merkezde toplanarak, tüm enerjinin ortak biçimde kullanılması doğru olanıdır. Ama bu ne yazık ki gerçekleşmedi. O zaman herkes kendi programı çerçevesinde bu anayasaya 'hayır' kampanyasını örgütleyebilir. Ama sözlerimiz ortaklaştırılabilir de. Büyük mitingler yapılabilir, mesela. Ve tabi ki meşru yasal bir direnme hattı üzerinden sokakla da ilişkili kurulursa, sokakta yan yana gelebiliriz. Toplumsal muhalefetin bu konuda hem deneyi hem de tecrübesi var."
'RAKİP OLARAK GÖRÜLMEMELİ'
Son olarak Akın, "Demokrasi İçin Birlik Girişimi hiç bir kuruma rakip değildir. Her bir kurum kendi işini yapıyor ve hep birlikte ortak bir söz üretiyor. Birbirleriyle dayanışarak bu sözü yani 'Hayır'ı büyütmek önemlidir" çağrısı yaptı.