Bilgen: Kürt sorununun muhatabı Öcalan’dır ve yine masaya oturacaklar

VAN- DTK, HDP ve DBP’nin halkla yaptığı buluşma toplantısında konuşan HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen, Başkanlık sistemini de içeren Anayasa tartışmasının referanduma gelmesi halinde hayır oyu kullanacaklarını belirterek, iktidarın ancak bundan sonra çözüm masasına döneceğini söyledi. Kürt sorununda yeni muhatap arayışlarına da değinen Bilgen, “Muhatap Sayın Öcalan’dır. Gerçek muhataplar kimse yine onlarla konuşacaklar” dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ayhan Bilgen, Demokratik Toplum Kongresi ( DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven ve Asrın Hukuk Bürosu ve aynı zamanda PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın avukatlarından Nevroz Uysal'ın da katılımıyla Van’da halk buluşması gerçekleştirdi. Ticaret ve Sanayi Odası’nda (VATSO) yapılan buluşmaya “Savaş ve kaos politikalarına karşı demokratik çözüm arayışı” yazılı pankart asıldı. Buluşmaya HDP, DBP il ve ilçe yöneticileri, kanaat önderleri, kayyum atammamış belediyelerin eşbaşkanları ve yüzlerce yurttaş ile kentte bulunan STK’ların temsilcileri katıldı.

HER YERDE HALKIMIZLA BİR ARAYA GELECEĞİZ

Açılış konuşmasını yapan DTK Eşbaşkanı Leyla Güven, Türkiye ve Ortadoğu’da yüzyıllardan bu yana yaşanan savaşlara dikkat çekerek, “Her gün insanlar ölüyor. Herkesin bu topraklarda bir hesabı vardır. Ve biz bu oyunları farkındayız, nelerin yaşandığını iyi biliyoruz. Bizde bu sorunlar için halkımızla sık sık bir arya gelerek fikir alış verişi yapacağız. Erdoğan ise tek bir kişinin sorumlu olmasını istiyor ve bunu sadece muhtarlarla danışarak yapıyor. Ama bizde bunun tek muhatabının halk olduğunu söylüyoruz. Şartlar ne olursa olsun her yerde biz halkımızla bir araya geleceğiz ve biz buna mecburuz” dedi.

KÜRTLER ARTIK BİRLİKTİR

AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kürt düşmanlığı yaptığını söyleyen Güven, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizler arasına sınırlar koyarak bizleri ayırmaya çalışıyorlar. Lozan’da bunu yaptılar sınırlar çizerek ama başaramadılar. Kobane’de biz bunu gördük. Bizlerin bir olduğunu bir kez daha gördük. Şengal’de ise DAİŞ’lilerin saldırısı üzerine halkımız yine bir birine sahip çıkmıştır. Artık bir sorun çözülecekse bunun muhatabı Kürtlerdir. Ortadoğu’da Kürtsüz bir çözüm olmaz. Kürtler çok bedel ödediler ama bugün çok önemli haklar elde ettiler. PYD’siz bir antlaşma olmaz ve bunu herkes de farkındadır. Tayip Erdoğan ne zaman çıkarsa ‘Biz PYD’yi istemiyoruz’ diyor. Sen istesen ne istemesen ne. Kürtler artık birliktir. Çetelere gönderilen silahların hangi arabalarla gidildiğini çok iyi biliyoruz.”

‘BUNLARIN ZULMÜ VARSA MAZLUMLARIN DİRENİŞİ VAR’

“Biz ayrı bir vatan istemiyoruz, Türkiye ile birlikte ortak vatan diyoruz. Ortak bir çözüm istiyoruz” diye devam eden Güven, “Şehirlerimizi, yıktılar ama Botan halkının iradesini kıramazlar. Erdoğan ne yaptıysa bunu başaramadı. Davutoğlu ve Efkan Ala bu hendeklere gömülüp gitti. Ama Botan halkı Mehmet Tunç şahsında son nefesine kadar son ana kadar direndi. Kürt halkı Amed zindanında direnişini gösterdi Sakine Cansız şahsında. Sakine Cansız zindan da işkenceci Esat Oktay’ın yüzüne tükürdü. Emperyalistlerin yaptığı ilk şey kadınlara saldırmaktır ve bunu her yerde yapmaya çalışıyorlar. Kürt kadınlarını katlettiler, hapse attılar. AKP iradeli Kürt kadınlarını hazmedemiyorlar. Biz Sakine ve Zilanların ruhuyla bu günlere geldik. Bunların zulmü varsa mazlumların direnişi de var” dedi.

SAYIN ÖCALAN BARIŞIN TEMİNATIDIR

Ortadoğu ve Türkiye’de yaşanan krizin çözümü olarak Öcalan’ı işaret eden Güven, “Bunun elbette çözümü vardır. Ortadoğu’ya bir önder lazımdır. Bu sorunların çözümü için lider kimdir? Sayın Abdullah Öcalan’dır. Ortadoğu’da bir çok kişi halkına önderlik yapmıştır ama hiç kimse Sayın Öcalan gibi bir önderlik yapmamıştır. Kimse Sayın Öcalan gibi halkı üzerine barış projeleri ve kurtuluşu projeleri yapmamıştır. Sayın Öcalan barışının teminatıdır. Türkiye halkının bir arada yaşamasını sağlayacak kişi Sayın Öcalan’dır. Devlet eskinde haftada bir Sayın Öcalan’ın yanına gider fikir alırdı. Devlette biliyor, Sayın Öcalan’ın barış için ne kadar çaba sarf ettiğini. Ama onlar bunun kıymetini bilmediler” diye konuştu.

POLTİKALARI KÜRTLERİN KAZANIMLARI ÜZERİNE

Güven’in ardından gündeme dair konuşan HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen ise, hükümetin Suriye politikasının temelinde Kürt düşmanlığının yattığının altını çizerek, “Ne olup bittiği çok açık. Çok net bir fotoğrafla karşı kaşıyayız. İktidar Kürt sorunu insanca, insanlığın ortak kazanımları çerçevesinde çözmek istemediği için hayatı zehir ediyor herkese. Suriye politikasında sadece Kürtlerin bir kazanımı olmaması temeli üzerine kurulu. Sadece bir şeyden vaz geçmeyeceğiz diyorlar ‘Sadece Suriye’de bir kazanımları olmasın Kürtlerin’ bu gidici olan başbakanın sözleri, benim değil. Türkiye sadece Cerabuls’a rüşveti götürdü, yolsuzluğu götürdü. Kendi sorunlarını çözemeyen bir ülke başka ülkenin sorununa nasıl çözüm bulur. Bütün dünyada bunu görüyor. Yapabildikleri tek şey tükürdükleri şeyi geri yalamak” diye belirtti.
‘SAVAŞ AYARLI BÜTÇEDEN ISRAR ETTİKLERİ İÇİN TL DEĞER KAYBEDİYOR’

Yaşanan ekonomik krize ilişkin de konuşan Bilgen, “Dolar yükselmiyor, Türk lirası değer kaybediyor. Eğer dolar yükseliyorsa, Brezilya parası neden değer kazanıyor. Türk lirası Suriye parası karşısında da değer kaybediyor. Savaşa ayarlı bir bütçede ısrar ettikleri için kayıp ediyorlar. Bu siyasi krizim hesabını esnaftan, yatırımcıdan çalışıyorlar. Her şeyi dış mihraklara bağlıyorlar. O zaman siz Ankara’da neden varsınız? Siz neden yönetiyorsunuz? O zaman bırakın halk bunu görsün. 17-25 Aralıkta kendi bakanlarını ve çocuklarını yargılamamak için hakim savcıları görevden aldı, operasyonlar yaptılar” ifadesinde bulundu.

OHALİ DAİMİ YAPMAK İSTİYORLAR

Başkanlık sistemini içeren Anayasa görüşmeleri için de konuşan Bilgen, “Mecliste yaşanan tam bir oyundur” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Şimdi OHAL’de yaptıklarını daimi bir yönetim biçimine dönüştürmeyi istiyorlar. Her şeyi istedikleri gibi yapmak istiyorlar. Akademisyenleri işinden etmek, gazetecileri tutuklamak sonrada ‘kimse cezaevlerinde yok’ demek ve bunu daha da fazla devam ettirmeyeceklerini herkes de biliyor artık. Sanıyor ki milletvekili tutuklayarak bir halk iradesini kayıp edecektir. Sanki gazetecileri tutuklayarak yalanlarına bütün dünyayı inandıracaklarını sanıyorlar.”

KAZANIRSAK KUZU KUZU MASAYA GELECEKLER
Olası bir referanduma halkın “hayır” cevabı vermesi halinde herkesin kazançlı çıkacağını anlatan Bilgen, iktidarın ise çözüm masasına dönmekten başka bir şansı olmayacağını kaydetti. Bilgen, şunları söyledi: “Eğer bunu durdursak herkes otur yeninde hesabını yapar. Cezaevine koydukları milletlikleri ve İmralı da bulunan Sayın Öcalan da muhatap alınır. Güya kendilerine yeni muhatap bulmuşlar. Biz kimseyle görüşmelerine karşı değiliz zaten. Toplumun tüm kesimlerini barış sürecinde olmasını istiyoruz. Ama onlar başka ayakların derdindeler. Bunlar sanıyorlar ki farklı Kürt çevreleriyle görüşürsek onlar anadil haklarının dava geçerler ya da haklarından vaz geçerlerler. Kuzu kuzu gelecekler ve yine masaya oturacaklar. Yine gerçek muhataplara kimse onlarla konuşacaklar. Bunun böyle olmasının yolu kararlı mücadeleden geçer. Önümüzde birkaç hafta sonra belli olacak referandum ya da erken seçim ‘Hayır’ ne kadar yüksek çıkarsa tutuklu milletvekillerimiz o kadar erken çıkar.”

Asrın Hukuk Bürosu ve aynı zamanda PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın avukatlarından Nevroz Uysal da, Öcalan üzerinde devam eden tecride dikkat çekti: “Sayın Öcalan üzerindeki tecritle Kürt halkının iradesini kırmaya hesaplıyorlar. 18 yıldır sayın Öcalan tek başına sisteme karşı direniyor. Türk devleti Sayın Öcalan’ı imha karşı direniyor. Biz avukatları olarak 6 yıldır görüşemiyoruz. 18 yıldır söylüyoruz; İmralı cezaevi şatları olağan üstüdür ve hukuksuzdur. Telefon, aile, iletişi hakları engelleniyor. 18 yıldır bu hukuksuzluk devam ediyor. Ailesiyle görüşmesini engelleniyor.”

ÖCALAN’IN FİKİRLERİ HİÇ BİR ZAMAN BOĞULMAZ

Öcalan’ın bulunduğu konuma da dikkat çeken Uysal, sözlerini şöyle tamamladı: “Öcalan sıradan bir insan değil. Amaçları Öcalan’ın düşüncelerini halktan saklamaktır. Bu hukuksuz kararla ailesiyle avukatıyla görüştürülmüyor. Bugün de görüyoruz İmralı’da ki cezaevinde tecrittin başlamasıyla beraber Sayın Öcalan’ın düşüncelerini boğarak Kürt halkını ortadan kaldırmak istiyorlar. Ama bilmiyorlar ki Öcalan’ın düşünceleri hiçbir zaman boğulmaz. Bu tecritte karşı kendilerine göre hukukları üretiyorlar. Ama bilmiyorlar ki gerçek ve doğru olan hukuktur. Buna karşı biz sadece tecridinin kaldırmasını değil, onun özgürlüğünü istiyoruz. Sayın Öcalan’ın özgürlüğü bizim tek amacımızdır.”

Halk buluşması konuşmaların ardından soru ve cevap şeklinde devam etti.