ANKARA - EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan, referandum sürecinin halklar için fırsat olduğuna işaret ederek, "Demoktratik mücadele bileşenlerinin ortak bir platformda hareket etmesi lazım. Ortak hareket etmek ‘Hayırlı’ olacak" dedi.
Türkiye gündeminde uzun süredir tartışılan “Cumhurbaşkanlığı sistemi”ni içeren anayasa değişikliği AK Parti ve MHP’nin oyları ile referandum aralığında Meclis’ten geçti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın düzenlemeyi onaylamasının ardından referandum süreci başlayacak. "Evet" ve "Hayır" cephelerinin keskin hatlar üzerine oluştuğu Türkiye’de özellikle muhalefet, Türkiye’nin ötekileri, ezilen kesimler, düzenlemenin reddedilmesi ile Türkiye’nin içinde bulunduğu siyasi krizin sona ereceğini ve siyasi dayatmaların son bulacağını düşünüyor.
Referandum sürecini dihaber’e değerlendiren Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Selma Gürkan, "Hayır" mücadelesini yürütmenin önemine vurgu yaptı. Gürkan, amaçlarını da, “Ayrı ayrı akan dereleri ırmağa dönüştüreceğiz. Hedefimiz ise bu ırmağı denize dönüştürmektir” dedi.
‘MECLİSTEKİ SALDIRILAR, REFERANDUM SÜRECİNİN İPUCUDUR’
Gürkan, 7 Haziran seçimlerinden sonra AK Parti’nin siyasi iktidarını korumak adına halkın iradesini tanımadığını belirterek, referandum sürecinde de aynı durum yaşanabileceği uyarısında bulundu. Hükümetin kaos, şiddet ve savaşın üzerinden siyaset uyguladığını dile getiren Gürkan, mecliste yaşanan anayasa görüşmeleri sırasında AK Partili milletvekilleri tarafından gerçekleştirilen saldırıların, referandum sürecinde de nasıl bir yöntem ile karşılaşılacağının da ipuçlarını verdiğini belirtti.
'HAYIR’I ÖRGÜTLEYENLER GÖZALTINA ALINIYOR'
Sokakta ‘Hayır’ kampanyası yürütenlerin gözaltına alındığını şiddete maruz kaldıklarını belirten Gürkan, yine referandum sürecinde propaganda serbestliği ve eşitliği olmayacağı yönündeki kaygılarını ve bu konuda ortaya çıkan pratikleri dile getirdi. Gürkan, “Yani AKP’nin ve MHP’nin yürüteceği çalışmalarına devlet olanakların kullanılırken, muhalefetin çalıştırılıp çalıştırılmayacağı kaygısını yaşıyoruz. Vali ve Kaymakamlar eylem ve etkinlikleri yasaklıyor. Bu durumda bizler halka gidip nasıl anlatacağız? Bütün bunlar ciddi endişelerle geçecek bir süreci gösteriyor” diye konuştu.
‘HDP’Lİ YÖNETİCİLERİN TUTUKLANMALARINI KABUL ETMİYORUZ’
Meclisin 3’üncü büyük partisi olan HDP Eş başkan ve milletvekilleri başta olmak üzere binlerce yöneticisinin cezaevinde olduğunu hatırlatan Gürkan, “Bu doğrultuda operasyonlar da artıyor. Bu tür provokatif gözaltı ve tutuklamalar sıklıkla yaşayacağız gibi görünüyor. Ancak bu durumu kabul etmemiz söz konusu olamaz. Buna karşı her siyasi parti ve örgütün kendi içinde hazırlıkları var” diye konuştu.
‘GÜÇLÜ BİR HAYIR’IN İŞARETLERİ VAR’
İşçilere yazdığı çağrı mektubu ile ‘Hayır’ çalışmalarının startını verdiklerini belirten Gürkan, bu anayasanın ne tür hak ve özgürlükleri kısıtlayacağı noktasında bilgilendirmede bulunduklarını anlattı. Gürkan, “Bizim görevimiz halka bu anayasa değişiklik paketinin ne anlama geldiğini anlatmak. Doğru bilgilendirme yaparak halkla buluşmak. ‘Hayır’ diyen güçler ile dönem dönem ortak çalışmalar yaparak, ortaya bir güç çıkarmaktır. Provokatif bir durum olmasa şayet referandum sonucunda önemli bir hayır çıkacağını düşünüyoruz. Yaptığımız halk toplantılarında aldığımız mesaj, bize bu yönde güçlü işaretler veriyor” dedi.
‘ASIL SORUMLULUK ‘HAYIR’ ÇIKINCA BAŞLAYACAK’
Sandıktan ‘Hayır’ çıkması durumunda asıl meselenin başlayacağına vurgu yapan Gürkan, “Çünkü nasıl bir Türkiye de yaşamak istiyoruz sorusu ortaya çıkıyor. Yetkilerin tek elde toplanmış olduğu bir Türkiye’de yaşamak istemiyoruz mesajı verilmiş olacak halk tarafından. Bu noktada demokratikleşme mücadelesini ilerletmek için iyi bir fırsat doğacak. Hayır’ın ortaya çıkarttığı bir görev doğmuş olacak” diye konuştu.
‘YANYANA YAŞAYACAĞIMIZ BİR ZEMİN İNŞA ETMELİYİZ’
Gürkan, mevcut anayasanın demokratik olmadığını belirterek, “Tamamen siyasal olarak antidemokratikliğini eleştirdiğimiz bir siyasal sistem vardı. Bu yeni düzenleme ile antidemokratikliğin daha da artacağı, diktatörlüğün inşa edileceğini dair kaygılarımız var. Halkla birleşip burada barışı kazanmış hak ve özgürlükleri güvence altına alınmış, eşit haklarla bir arada yaşamayı becerecek bir anayasayı hep birlikte yapmamız gerekiyor” dedi.
‘NEYİN GÜÇLÜ TÜRKİYESİ, TEK ADAMIN İSTİKRARI MI?’
İktidarın ‘Güçlü bir Türkiye için evet’ diyerek propaganda yapmasını eleştiren Gürkan, “Neyin istikrarı bu! Baskının, tek adam ve tek parti yönetiminin istikrarı mı? Bizim güçlü Türkiye’den anladığımız çok farklı. Hak ve özgürlükler ile güçlü bir Türkiye olur. Ezilenlerin eşit haklar ile yaşadığı ülke güçlü bir ülkedir. Ancak onların ‘Güçlü Türkiye’ den anladığı baskının ve diktatörlüğün güçlü olmasıdır” ifadelerini kullandı.
‘TOPLUMSAL HAK GASPLARINI GÜVENCEYE ALAN MECRA KALMADI’
Geçtiğimiz günlerde Konya’da darbeyi engelleyen otobüs şoförlerinin işten atıldığını hatırlatana Gürkan, bu işçilerin haklarını arayacakları bir mecra olmadığın belirtti. Toplumda hak gasplarına karşı bir mecra inşa edilmesi gerektiğini belirten Gürkan, şöyle devam etti: “Kürt sorunun çözümünün sağlandığı, gerçek laiklik ve inanç özgürlüğünün, işçi sınıfının hak ve özgürlüklerinin güvenceye alındığı, kadınların eşit haklarla kendisini birey olarak bu toplumun içinde ifade ettiği bir toplumsal düzen hepimizin hakkıdır. Birada yaşamanın da temel koşullarından biri budur. Biri diğerinin haklarını göz ardı ediyorsa, bunun adı birada yaşamak olmaz, birada yaşamaya mahkûm etmek olur iktidar tarafından. Türkiye’de bugüne kadar siyasi iktidarların uyguladığı yöntem budur. “
‘ORTAK PLATFORMDA OLMAK ‘HAYIRLI’ OLACAK’
Referandum sürecinin haklar nezdinde bir fırsat olduğuna değinen Gürkan, demokratik mücadelenin ilerletilmesi için demokratik mücadele bileşenlerinin ortak bir platformda bir araya gelerek hareket etmesi gerektiğini belirterek, “Ortak hareket etmek bizim için ‘Hayırlı’ olacak" dedi.
‘AKP VE MHP’YE OY VEREN EMEKÇİLER TEREDDÜT DUYUYOR’
Siyasi parti ve emek örgütlerinin kendi kitlesine ulaşarak ‘Hayır’ demesi gerektiğini belirten Gürkan, AKP ve MHP’ye oy veren önemli oranda işçi ve emekçinin kafalarında tereddütler olduğuna işaret etti. Bu tereddütleri demokratik bir Türkiye algısı ile birleştirecek çalışmaların yürütülmesi gerekliliğine söyleyen Gürkan, bu yönde çalışmalar yürütülmesinin önemini de vurguladı.
‘CHP VE HDP BİR ARAYA GELMELİ'
AK Parti iktidarının muhalif kesime yönelik saldıralar gerçekleştirip HDP'yi "terör" ile ilişkilendirdiğini belirten Gürkan, ülkenin üçüncü büyük siyasi partisini bir "terör örgütü" gibi kriminalize etmenin hükümetin temel taktiklerinden birisi olduğunu belirtti. Gürkan, CHP ve HDP’nin bir araya gelmesi gerektiğinin altını çizerek, “Dolayısıyla CHP, AKP ne der, nasıl bir propaganda yürütür, benim üzerimde nasıl siyasi bir karalama yürütür endişesine kapılmadan bu ülkenin, demokrasi ihtiyacı, barış ihtiyacı, özgürlük ihtiyacı, laiklik ihtiyacı neyse bu ihtiyaç üzerinde siyasetini belirlemeli ve çeşitli güçler ile bir araya gelmenin yollarını bulmalıdır” diye konuştu.
‘BARIŞ İÇİN SORUMLULUĞUMUZ VAR’
Gürkan, “Ülkenin özgürlüğe ihtiyacı var, demokrasiye ihtiyacı var hepimizin barışa ihtiyacı var. Bu konuda da hepimizin sorumluluğa ihtiyacı var” diyerek herkesi bu sorumlulukla hareket etmeye çağırdı. Ayrıca Gürkan, referandumunda "Hayır" çıkmasının da Türkiye’nin önünü açacağına bir kez daha vurgu yaptı.
Seda Taşkın - dihaber