İSTANBUL - Avukat Ergin Cinmen, sosyal bir sözleşme olan Anayasa'nın en önemli sözleşmecisi olan Kürt temsilcileri olmadan yapılamayacağını belirterek, "MHP ile AKP’nin yani Türk-İslam sentezinin Türkiye’de kendi yasama kurallarının konması olur bu. Bu Anayasa değildir, bir kurallar manzumesidir" dedi.
Başkanlık tartışmalarının gölgesinde yapılacak olan yeni Anayasa çalışmalarının Olağanüstü Hal (OHAL) sürecinde hızlandırılması kafalarda soru işareti yaratırken, bu Anayasa'nın ne kadar demokratik olup olmayacağı tartışmalarını da beraberinde getirdi. 1 Kasım seçimlerinden sonra "Yerli ve milli bir anayasa” fikri ile yola çıkarak yapılması planlanan yeni anayasa çalışmalarında eş genel başkanları ve milletvekilleri tutuklu bulunan HDP ise yer almayacak.
AK Parti tarafından hafta başında iletilen ve "Başkanlık" temelinde oluşturulan Anayasa taslağı üzerinde MHP'nin de çalışmasını bitirdiği açıklandı. Anayasa taslağına dair anlaşan komisyon bugün çalışmaya başlayacak. Böyle bir tablo karşısında kamuoyunun gündemine sunuluna yeni Anayasa çalışmalarına ilişkin avukat Ergin Cinmen, değerlendirmelerde bulundu.
‘İKLİM ANAYASA YAPMA İKLİMİ DEĞİL’
Türkiye’deki iklimin bir "Anayasa yapma" iklimi olmadığını belirten Cinmen, nedenini ise 15 Temmuz sonrası yaşanan siyasal sürece bağladı. Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan dernek, TV'leri ve tutuklu bulunan gazetecileri hatırlatan Cinmen, toplumun ağzının kapatıldığını söyledi. Cinmen, devamında şunları belirtti: “Anayasa eğer sosyal bir sözleşmeyse, Türkiye sosyolojisinde bu sosyal sözleşmenin en önemli taraflardan bir tanesi Türkiye’de yaşayan Kürt yurttaşların siyasal hareketi olarak bilinen yapının eşbaşkanları, milletvekilleri şuan da tutuklu durumdalar. Eğer Anayasa sosyal sözleşme ise, en önemli sözleşmecisi ortada yok bir kere.Türkiye’nin Güneydoğusu yıkılmış durumda. Bu koşullarda ne Anayasa'nın tanıtımı yapılabilir ne de sağlıklı bir referandum yapılabilir. Anayasa falan yapılma bir şey falan yapılıyorsa mutlaka MHP ile AKP’nin yani Türk-İslam sentezinin Türkiye’de kendi yasama kurallarının konması olur bu. Bu Anayasa değildir, bir kurallar manzumesidir. Toplumu asla ve asla temsil etmez. Anayasa yurttaşlar tarafından benimsenmediği zaman da fazla ömürlü olmaz. Kısa bir süre sonra yeniden bir Anayasa arayışı içerisine girişilir." Cinmen,CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun sarf ettiği "Bu koşullarda herhangi bir Anayasa yapılamayacağı" sözlerine katıldığını kaydetti.
‘YARGI HİÇBİR ZAMAN BAĞIMSIZ OLMADI’
Türkiye’de yargının hiçbir zaman bağımsız olmayacağına vurgu yapan Cinmen, yüksek yargının ve HSYK üyelerinin yarısının Cumhurbaşkanı diğer yarısının da Meclis'in seçeceği tablonun ancak mizah konusu olabileceğini söyledi.
Cinmen, “Bu yöntem uygun olur ise, yargı siyasi iktidara birebir bağlı olacaktır” diye belirtti.
‘TÜRKİYE BAŞKANLIK SİSTEMİNİ KALDIRAMAZ’
Ülkenin şu anda başkanlık sistemi de dahil hiçbir şeyi kaldıramayacak durumda olduğunu ifade eden Cinmen, yeni Anayasa'nın yapılması için sakin bir politik atmosferin gerekli olduğunu söyledi. “Savaşların içerisinde anayasa yapılmaz" diyen Cinmen, yapılsa dahi kısa süre sonra hükümlerini yitireceğinin altını çizdi.
Koalisyon ile yapılacak bir Anayasa çalışmasının herkes için avantaj olacağını dile getiren Cinmen, mevcut kutuplaşmış siyasal mekanizma ile bunun söz konusu bile olmayacağını söyledi. Cinmen, sosyal sözleşme olan Anayasa için kurulacak masada Kürt siyasal hareketinin de oturması gerektiğinin altını çizen Cinmen, bu durumdan çok uzak olunduğunu da sözlerine ekledi.
'OHAL OLABİLDİĞİNCE UZUN SÜRECEK'
Yeni Anayasa'nın neden şart olduğu sorusuna ise Cinmen, şu cevabı verdi: “O Anayasa'nın meşruiyet sorunu vardır. Çünkü sosyal sözleşmenin tarafları ortada yoktur. Demokratik kitle örgütleri, gazeteciler hapishanede. Toplumun ağzına bant yapıştırılmıştır. Kulakları sağırdır, çünkü medyası yoktur, bunu her gün görüyoruz. TV’yi açtığınızda merkez medyadan bir iki kanalın olması Türkiye’de insanları temsil etmez." Cinmen, son olarak OHAL’in uzatılmasının geri kalmış ülkelerde her iktidarın istediği bir hal olduğunu söyleyerek, “Çünkü OHAL’de Meclis askıya alınmıştır ve muhalif bütün sesler kesilmiştir.Dolayısıyla bana göre olabildiğince uzun sürecek. Böyle bir şeyi temenni etmiyorum ama gidiş o gidiştir” değerlendirmesinde bulundu.