Erdoğan 'Şangay 5'lisi' diyor, bakanlar AB’den ayrılmıyor

HABER MERKEZİ - Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği ülkeleriyle olan görüş ayrılığına alternatif Şangay 5’lisini gösterirken, AK Partili bakanlar ise Avrupa kapılarında mekik dokuyor.

Türkiye ile AB ülkeleri arasındaki gerginlik özelikle Ankara- Berlin hattında üst düzey ziyaretler art arda gelişiyor. Türkiye tarafı bir yandan rest çekerken bir yandan da Avrupa başkentlerine üst üste ziyaretler gerçekleştiriyor.
Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç’ın geçen hafta Berlin’de yaptığı temasların ardından, yine Almanya’yı çok yakından tanıyan bir siyasetçi olan AKP İstanbul milletvekili ve TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Mustafa Yeneroğlu bu hafta Berlin'i ziyaret ediyor. Almanya, bir kaç hafta sonra da, Türkiye’nin AB geleceğinin tartışıldığı bir dönemde, AB Bakanı Ömer Çelik’i ağırlamaya hazırlanıyor.

Alman hükümeti, Türkiye ile yapıcı bir diyalogu devam ettirme niyetinde ancak derin görüş ayrılıkları çözümün kısa zamanda olamayacağını gösteriyor.
15 Temmuz darbe girişimi soruşturmalarında çok daha geniş bir kesimin hedef alınması, HDP ve basına yönelik operasyonlar, Alman hükümetini muhalefete karşı zor duruma soktu. Merkel hükümetini topa tutan muhalefet, son dönemde Türkiye’de demokrasi ve insan hakları ihlalleri konusunda eleştirilerini daha yüksek sesle dile getirmeleri dikkat çekiyor.

‘TÜRK SİYASİ LİDERLİĞİ PUAN TOPLAMA PEŞİNDE’

Deutsche Welle Türkçeye konuşan Alman Heinrich Böll Vakfı’nın Türkiye Temsilcisi Kristian Brakel, gerilimin kaynağının Türkiye’deki iç siyasi gelişmeler olduğu söylüyor. Brakel, “Türk siyasi liderliği, iç siyasette puan toplamak hedefiyle, bilinçli bir şekilde, aşırı milliyetçi bir söylemi, Avrupa, Almanya karşıtı bir söylemi tırmandırıyor. Kasıtlı bir şekilde Almanya’yı düşman olarak resmediyor. Oysa reel politikada böyle bir düşman yok, Almanya düşman değil” dedi.

TÜRKİYE BLÖF MÜ YAPIYOR?

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Benim için ‘varsa, yoksa Avrupa Birliği' dememeli...” sözleriyle AB’ye alternatif olarak Şangay 5'lisini gündeme getirmesi, Almanya’da bazı gözlemciler tarafından, Türkiye’nin dış politikasında Batı’dan kopmakta olduğunun bir diğer göstergesi olarak yorumlanıyor.

Ancak Brakel, Türk-Alman ilişkilerini kavgalı bir çifte benzeterek, “Türkiye, AB’ye ne kadar kızarsa kızsın, üyelik sürecine inancını ne kadar kaybetmiş olursa olsun, Avrupa’nın güvenlik ve ekonomik ortaklığına ihtiyaç duyduğunun bilincinde. Almanya da Erdoğan’ın söylemlerinden duyduğu memnuniyetsizliğe rağmen Türkiye’ye ekonomi, güvenlik, mülteci krizi ve kültürel bağlar nedeniyle ihtiyaç duyulduğunun farkında. Ne NATO Türkiye’den ne de Türkiye NATO’dan vazgeçebilir. İki tarafın da birbirine ihtiyacı var.” dedi.

HÜKÜMET Mİ ERDOĞAN MI?

Türkiye’nin AB ve Almanya’ya yönelik sert suçlamalarında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarının öne çıkması, Berlin’deki gözlemcilerin dikkatlerinden kaçmıyor. Almanya’dan yapılan açıklamalarda da “Türk hükümeti” ibaresi yerine artan oranda “Türkiye’deki siyasi karar alıcılar” ya da “Siyasi liderlik” kavramları kullanılıyor. Alman kaynaklar bunun nedenini, “ülkedeki fiili karar alıcı hükümet değil, Cumhurbaşkanı Erdoğan” sözleriyle açıklarken, gözlemciler Hükümet ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasında, AB ve Batı’yla ilişkiler konularında farklı görüşlerin bulunduğuna işaret ediyor. Brakel bu durumu, “Artık kimse kendisini kandırmasın. Türkiye’de siyaset büyük ölçüde cumhurbaşkanı tarafından belirleniyor. Son sözü Erdoğan söylüyor.” diye değerlendirdi.