Şırnak'ta saldırı altında 13 gün 2016-11-23 09:08:01 ŞIRNAK - Şırnak’ta saldırı altında 13 gün geçiren Tünç ailesi, saldırılardan etkilenmemek için evin içine yorganlardan kurdukları barikatla direnebilmiş ve Cizre’de yaşananları anımsayarak evlerini terk etmiş. Bir kentin neredeyse tamamının yok edildiği bir savaşa tanıklık etti Şırnaklılar. Kimi zaman kitaplardan okudukları, kimi zaman da Birinci Dünya Savaşı’nı konu alan filmlerden bildikleri sahneleri yaşayacaklarını bilmeden mahallelerde kalmak istedi. Nerdeyse mahallenin tamamı evlerini terk etmeyeceğini dile getirdi ancak Cizre’de yaşananların ardından gönülsüz de olsa evlerini terk ederek kentin etrafına yerleştiler. Tünç ailesi de komşularının Yeşilyurt Mahallesi’ni terk etmesi üzerine Gündoğdu Mahallesi’nde yakınlarının evlerine geçerek kenti terk etmek istemeyenlerden. Gittikleri eve sadece battaniye ve yorgan getiren aile, büyük saldırılar altında ancak 13 gün dayanabilmiş. Eşi ve 5 çocuğuyla iki göz odalı evlerinde yaşadıklarını anlatan Emin Tünç, yasağın başlangıcı ile birlikte “Teslim olun” anonsları yapıldığını sonrasında da yoğun bir çatışma yaşandığını belirtiyor. İlk gün çevrelerinde de ailelerin olduğunu ancak saldırıların çetin olması nedeniyle onların da çıktığını, tek başlarına o civarda kaldıklarını söyledi. KENDİMİZİ KORUYACAK BİR ŞEYİMİZ YOKTU 24 saat boyunca silah ve top seslerinin kesintisiz bir şekilde geldiğini, 5 çocuğuyla birlikte har an bir şey olacak tedirginliğiyle yaşadıklarını belirtiyor Tünç ve “13’üncü gün yakınımıza da saldırı oldu. Başka evin kapısına havanla yapılan saldırı sonrası şarapneller evimize isabet ediyordu. Artık saldırılar git gide artmaya başladı. Eve çok fazla kurşun isabet etmeye başladı. Bizim kaldığımız yer iki odalıydı bütün yorgan ve battaniyeleri bir yere topladık. Bir tarafı bodrumdu ama diğer tarafı normal taraftaydı. Biz dedik eğer duvar patlarsa yorganlara isabet eder de çocuklarımız zarar görmez dedik Elimizde bir tek yatak vardı. Kendimizi korumak için bir şey yoktu.” Tünç, yoğun saldırılarla birlikte çocuklarının sürekli olarak yere yatar vaziyette beklediklerini ve psikolojilerinin bozulduğunu sözlerine ekliyor. AFET EVLER’E GÖÇ 13’üncü gün sonunda muhtarı arayarak çıkmak istediklerini belirten Tünç şunları anlatıyor: “Muhtar askeriyeye bizim durumumuzu aktardı o gün savaş çok sıcaktı çıkamadık. Sonraki gün askerler bizi aradı ve yerimizi sordu. ‘Biz anons ettiğimizde çıkın’ dediler. Akşamüzeri anons yaptılar ve çıkın dediler. Elimize beyaz bayrak alıp çıktık. Afet Evleri’ne geldik. O günden sonra çocuklar sürekli eve dönmek istedi. Geceleri uyanıp ağlıyorlardı.” OPERASYONLAR BİTİNCE DÖNDÜLER Afet Evleri’nde neredeyse kaldıkları her gün kenti izlediklerini, 3 Haziran’da da ‘operasyon bitti’ açıklamasından sonra yeniden kentin yolunu tuttuklarını belirtiyor Tünç. Tünç, ilk olarak geçici kaldıkları eve ardından da kendi evlerine geldiklerini söylüyor. ‘EVLER TAMİR EDİLEBİLİRDİ’ Kentte yaşanan büyük yıkımın savaştan kaynaklanmadığına dikkat çeken Tünç, “Mahalleye geldiğimiz için evlerin durumunu biliyoruz. Ben kendim de inşaat işçisiyim sıva yapıyorum. Eğer bu evleri yıkmasalardı biz büyük oranda hepsini yenileyebilirdik. Kardeşimin evi yandığı için şuna kullanılamaz halde” diyor. Tünç’ün eşi Fehime Tünç de çocukların yoğun silah sesinden etkilenmemeleri için sürekli olarak televizyonun sesini yükselttiklerini söylüyor. Evlerinin sürekli top atışlarıyla sallandığını bu yüzden de duvara çakılı olan televizyonlarının dahi sürekli düştüğünü anlatıyor. Tünç, “Ekmeklerimizi pasta fırınında yapıyorduk. Geceleri bile saldırlar durmadığından uyuyamıyorduk. 5 dakika ara verildiğinde ancak yemek yiyebiliyor ya da uykuya dalabiliyorduk” diyor. Kenti terk etmeden önce aklına ilk gelen şeyin Cizre’deki bodrumlarda öldürülen Mehmet Tunç’u hatırladığını söylüyor Fehime Tünç. SAĞLAM EV YİNE TALAN EDİLMİŞ Geri döndüklerinde evlerinin karargah olarak kullanıldığını gördüklerini belirtiyor Tünç ve gördüğü manzara diğer sağlam evlerden çok da farklı değil; kırılmış eşyalar, cam ve kapılar… Her şeye rağmen uzun çabalar sonucunda evlerini derleyip topladıklarını anlatıyor Tünç, “Ölüm olamasın da gerisi halledilebilir” diyor. HELİKOPTERDEN GAZ ATILDI Mahallede kalan ve adını vermek istemeyen bir başka yurttaş ise, yaşanan tank top saldırılarının yanı sıra daha büyük saldırılara şahit olduğunu belirtiyor. Dicle Mahallesi’ne helikopterlerle iki kez gaz atıldığını söylüyor. Elma kokusuyla Halepçe’yi hatırlıyor ve kenti terk ediyor. Aynı kişi, kentten çıkarken çok daha önemli bir şeye tanıklık ettiğini söylüyor ve 5 silahsız gencin de kentten çıkarken katledildiğine şahit oluyor.