'Köy boşaltılmalarına geri mi dönüyoruz?' 2017-02-21 12:12:18 İZMİR - İHD İzmir Şubesi Yöneticisi Ahmet Çiçek, Xerabê Bava'da yaşananlarla ilgili ciddi iddiaların olduğunu belirterek, "90'lı yıllarda yaşanan ve sonunda 3 bin köyün yakılıp, yıkılması ile boşaltılması durumuna geri mi dönüyoruz" diye sordu. Mardin’in Nusaybin ilçesinin Xerabê Bava (Koruköy) köyünde, 11 Şubat'tan bu yana abluka devam ederken, köyde yaşananlarla ilgili sosyal medyada yer alan fotoğraflar tepkilere neden oldu. İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi Yöneticisi Ahmet Çiçek, sivillere yönelik infaz, işkence ve ev yakma haberlerinin kaygılara neden olduğunu belirterek, "Abluka altına alınmış bir köyden bahsediyoruz. Çeşitli kaynaklardan edindiğimiz bilgilere göre, Koruköy'de yaşam hakkı, seyahat hakkı ihlali ile insanlara işkence ve kötü muamele ile ev yakma iddiaları var. Hatta hayvanlara yönelik işkencelerin olduğu aktarılıyor. Bizi kaygılandıran temel durum şu; acaba 90'lı yıllarda yaşanan ve sonunda 3 bin köyün yakılıp, yıkılması ile boşaltılması durumuna tekrar geri mi dönüyoruz?" dedi. 'HEYETLERİN GEÇİŞLERİNE NEDEN İZİN VERİLMİYOR?' Köyde yaşananlarla ilgili bilgi almak isteyen heyetlerin bölgeye geçişlerine izin verilmesi çağırısında bulunan Çiçek, şunları aktardı: "Eğer Diyarbakır Valiliği'nin bildirdiği gibi takip ettikleri şahıslar var ve onlar da öldürüldüyse neden o köye heyetlerin girmesine izin verilmiyor? Başta Diyarbakır Barosu ve İnsan Hakları Derneği olmak üzere tüm heyetlerin gözlem yapmasına izin verilmeli. Çünkü biz yakın bir zaman önce Cizre, Sur, Nusaybin, Şırnak'ta içeriye alınmama durumunda orada olanları biliyoruz. Bir sürü ev yıkıldı, insanlar öldü, gözaltı ve tutuklamalar yaşandı. Aynı durum Xerabê Bava köyünde de yaşanıyor tedirginliği içerisindeyiz." 'TESPİT EDİLMESİ GEREKEN İDDİALAR VAR' İnsan Hakları Derneği'nin bu tip iddiaları raporlaştırarak toplumu bilgilendirmek gibi bir sorumluluğunun olduğunu aktaran Çiçek, ortada tespit edilmesi gereken çok büyük iddiaların olduğunu söyledi. Türkiye'nin imzacısı olduğu uluslararası sözleşmelerin gereğini yerine getirmesi çağrısında bulunan Çiçek, "Orada kadın ve çocuklar var. Ne olursa olsun kadın ve çocuklar sivil olarak nitelendirilir ve onların oradan çıkarılması gerekir. Bunun yanı sıra hasta ve yaşlı insanlar köyde yaşıyor bunun gereğini devletin yerine getirmesi gerekiyor. İnsan hakları savunucuları, sivil toplum örgütleri, siyasi parti ve tüm yurttaşları bu konuda duyarlılığa çağırıyorum" diye belirtti. 'TARAFSIZ SORUŞTURMA YAPILMALI' Sosyal medyada paylaşılan fotoğrafların görmemezlikten gelinemeyeceğini ifade eden Türkiye İnsan Hakları Vakfı İzmir Şube Başkanı Coşkun Üsterci, şöyle devam etti: "Bu tarz iddiaların olduğu noktada ciddi, etkin ve tarafsız soruşturmaların yapılması gerekiyor. Maalesef bunların hiç biri yapılmıyor. Bağımsız etkin ve tarafsız soruşturmaların yapılması için gerek savcılık olsun gerek bağımsız sivil örgütlerin bu alana girmesi ve yerinde inceleme yapması gerekiyor." Devletin tüm bu iddialara cevap vermesi gerektiğini kaydeden Üsterci, var olan iddiaları devletin soruşturması ve aksini ispatlama gibi bir sorumluluğunun olduğunu söyledi. Sosyal medyaya yansıyan fotoğrafları hatırlatan Üsterci, "Bunlar çok ciddi ağır ihlallerdir. Hiçbir gerekçe bunları masum gösteremez. Birleşmiş Milletlere göre, OHAL yada savaş fark etmeksizin işkence yapılamaz. Türkiye'de bu sözleşmenin imzacısıdır" dedi.