'KCK Basın Davası'da savcı mütalaa için dosyayı istedi 2017-02-28 11:57:39 İSTANBUL - 46 gazetecinin yargılandığı “KCK Basın Davası”nda iddia makamı, esas hakkında mütalaa hazırlamak için mahkeme heyetinden dosyayı talep etti. Gazeteci Kenan Kırkaya, “Bizim derdimiz davanın erken ya da geç bitmesi değil adil bir yargılama yapılmasıdır” dedi. 46 Kürt gazetecinin yargılandığı “KCK Basın Davası”, Çağlayan’da bulunan İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya tutuksuz yargılanan bazı gazeteciler ve avukatları katıldı. Duruşmayı Özgürlükçü Hukukçular Platformu (ÖHP) üyesi avukatları da takip etti. İddia makamı, esas hakkında mütalaa sunmak için dosyanın kendilerine tebliğ edilmesini talep etti. Duruşmada ilk olarak söz alan avukat Özcan Kılıç, hukuken sıkışık bir dosya olduğunu ifade ederek, “AİHM’in istediği cevaplara hükümet yanıt veremiyor” dedi. Avukat Sinan Zincir ise, Gülen Cemaati'ne yönelik yapılan operasyonlarda gözaltına alınan ve tutuklanan davanın hakim ve savcılarına atıfta bulunarak, “Dosyadaki hukuksuzluklar ortaya çıkarılmadan savcının mütalaa sunmaya çalışması kabul edilir değildir. Bu dava bizim için daha yeni başlıyor” diye konuştu. Avukat Kadir Tunç da, “Bütün davaların kumpas olduğu öne sürüldü. Tüm davaların kumpas olduğu bir yerde Kürtlerin yargılandığı davalar kumpas neden olamıyor. Burada bir eşitlik olmalı. Eşitlik talebinde bulunuyoruz” dedi. 'BU DAVANIN DEVAM ETMESİNİ ANLAYAMIYORUZ' Tutuksuz yargılanan gazeteci Çağdaş Kaplan da, “O dönem 10 binlerce kişi cezaevine atıldı. Biz gazetecilerin payına da düşen bu. Nasıl bir yargılama olduğunu anladık. Bu hukuksuzluk karşısında savunma yapmayacağımızı, hukukun olmadığını söyledik. Bu operasyonun Kürt basınını imha etmeye yönelik olduğunu söyledik. Daha önce var olan savcı ve hakimlerin topladığı delillerle yargılama yapılması zor. Kaçarken yakalanan davanın yürütücüleri bu davalarla kendilerini kurtarmaya çalışıyor. Bu haliyle bu davanın devam etmesini anlayamıyoruz” diye konuştu. 'DOSYAMIZI HAZIRLAYANLAR YARGILANIYOR' Gazeteci Kenan Kırkaya ise savunmasında, “Bugün 28 Şubat ve biz burada yargılanıyoruz. Süreklileşen bir darbe sürecinde gazetecilerin nasıl yargılandığını çok iyi biliyoruz. Şu anda cezaevlerinde onlarca meslektaşımız var. Bunlardan bir kısmı biz tutuklandığımız zaman alkış çalanlar bir kısmı da bizim gibi yazanlar... Bu soruşturmanın özneleri bizleriz. Bizim savunma yapmamız bile engellendi, mahkeme salonlarından atıldık. Bunun bir hukuki yargılama olmadığını söyledik. Biz ilk söylediğimizde dikkate alınsa idi 15 Temmuz darbe girişimi olmazdı. Biz bir kumpasın olduğunu söyledik. Bunların bizim ile ilgili topladığı deliller nasıl geçerli olacak. Siz bunların hazırladığı iddianame üzerinden nasıl bizi yargılayabilirsiniz. Bir 'terör örgütünün' hazırladığı bir iddianame üzerinden nasıl bizi yargılayabilirsiniz. Bizim hakkımızda dosya hazırlayanlar bugün 'terör örgütü' üyesi olarak yargılanıyor. Bu işin sonu kötüye gidecek dedik. Biz haklıyız. Bu davayı sürdürmek ahlaki ve vicdani de değildir. Anayasa Mahkemesi (AYM) de bu yargılamanın hukuksuz olduğunu biliyor ve topu taca atıyor. Sayın savcı neyin üzerinden mütalaa hazırlayacaksınız. Avukatlarımız konuşturulmadı, biz konuşturulmadık. Sanki ortada hukuki bir yargılama varmış” dedi. ‘DERDİMİZ ADİL BİR YARGILAMA’ Kırkaya’nın savunmasını yarıda kesen mahkeme başkanı, “Savcı mütalaa vereceğini söyledi. Nasıl bir mütalaa vereceğini bilmiyoruz. Belki de sizin lehinize bir mütalaa verir. Yargılamanın artık bitmesini istiyoruz. Siz de böyle istemiyor musunuz?” diye sordu. Bunun üzerine savunmasına devam eden Kırkaya, “Bizim derdimiz erken ya da geç bitmesi değil. Bizim isteğimiz adil bir yargılama yapılmasıdır” diye konuştu. Kırkaya’nın savunmasının ardından mahkeme heyeti, duruşmayı 20 Haziran gününe erteledi.