Bu iddianamede her şey suç! 2017-03-07 11:46:23 İSTANBUL - İstanbul’da 8’si tutuklu 15 HDP’li 9 Mart’ta ilk kez hakim karşısına çıkacak. HDP’lilerin iddianamesinde yok yok. Erdoğan’ı eleştirmek, HDK tüzüğünü bulundurmak, gazete ve TV’lerin kapatılmasını protesto etmek, susma hakkını kullanmak, Öcalan’a özgürlük istemek ve “Kürdistan” demek suç sayıldı. İstanbul’da 12 Aralık’ta gözaltına alınan ve 18 gün sonra 8’i tutuklanan 15 HDP’li 9 Mart’ta ilk kez hakim karşısına çıkacak. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından hazırlanan ve İstanbul 25 Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilen iddianamede yok yok. HDP Üsküdar İlçe Eşbaşkanı Bilal Algunerhan, Avcılar İlçe Eşbaşkanı Birgül Kızıldağ ve Esenyurt İlçe Eşbaşkanı Arzu Maço’nun da tutuklu bulunduğu davanın iddianamesinde, HDP’liler “Örgüt üyesi olmak” ve “Örgüt propagandası yapmak”tan suçlanıyor. 15 TEMMUZ ÖNCESİ VE SONRASI 15 Temmuz darbe girişiminin yer aldığı iddianamede, Türkiye’den kaçan üst düzey askerlerin "PKK/KCK kamplarına" sığındığı iddia edildi. Türkiye’de 15 Temmuz gününden sonra meydana gelen patlamaları sıralayan savcı iddianamesinde, 25 Aralık 1991 günü İstanbul’da Çetinkaya Mağazası’ndan günümüze kadar gerçekleşen birçok saldırı olayını alt alta sıralaması dikkat çekti. ‘FIRAT KALKANI’ İDDİANAMEDE “Fırat Kalkanı Harekatı”nı değerlendiren savcı, HDP Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın gözaltına alınmasını protesto edilmesini suç unsuru olarak gösterdi. İddianamede, HDP’ye yönelik operasyonlar “PKK/KCK’nin Siyasal Alan Yapılanması” olarak adlandırıldı. BELEDİYELER DE SİYASETÇİLER DE ‘SÖZDE’ DBP’li belediyeler için “sözde” tabiri kullanılan iddianamede, HDP’li siyasetçiler için de “Sözde siyaset yapanlar” denildi. Emniyet sorgusu sırasında HDP’lilerin “susma” hakkını kullanması “örgütsel tavır” olarak değerlendirildi. GAZETELER VE DERGİLER SUÇ SAYILDI İddianamede, HDP’lilerin evinde bulunan kitap, dergi ve gazeteler de suç sayıldı. HDP Üsküdar İlçe Eşbaşkanı Bilal Algünerhan’ın evinde yapılan aramalarda el konulan Özgür Gündem ve Azadiya Welat gazeteleri ile Heviya Jinê Dergisi suç unsuru olarak gösterildi. ÖNCE GÖZALTI SONRA İHBAR HDP Esenyurt İlçe Eşbaşkanı Arzu Maço için iddianamede herhangi bir delil gösterilmezken, tutuklanmasına gerekçe olarak HDP’nin yaptığı basın açıklamalarını okuması ve sosyal medyayı kullanması gösterildi. Maço’nun tutuklanmasına gerekçe yapılan ve gözaltına alınmasından 5 gün sonra 155 Polis Hattı’na yapılan “Esenyurt Tabela Durağı civarında oturun……………ve Arzu MOCO isimli kardeşlerde teröre yardım eder eylemlere katılırlar” şeklindeki ihbara da yer verildi. ERDOĞAN’I ELEŞTİRMEK: HADDİNİ AŞAN HİTAP Maço’nun yaptığı basın açıklamasında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştirdiği sözler için “Haddini aşan hitaplar” olarak ifade edildi. Aynı açıklamada Maço’nun PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılmasını istemesi de “Haddini aşan ve hayal ürünü istek” diye değerlendirildi. GAZETE VE TELEVİZYONLARIN KAPATILMASI Maço’nun, gazete ve televizyonların kapatılmasını, basın özgürlüğünün ihlali olarak görüp protesto etmesini de savcı, “Yayın yapan sözde gazete ve televizyonların kapatılmasını sözde basın özgürlüğü ihlali olduğunu iddia ederek bahse konu terör örgütü lehine yayın yapmanın adeta basın özgürlüğü olarak gördüğü” şeklinde yorumladı. HDK TÜZÜĞÜ SUÇ UNSURU HDP Avcılar İlçe Eşbaşkanı Birgül Kızıldağ için iddianamede, evinde yapılan aramada çıkan “Öcalan’a özgürlük imza formu” suç unsuru sayıldı. Kızıldağ’ın evinde bulunan Halkların Demokratik Kongresi (HDK) tüzüğü de suç unsuru olarak değerlendirildi. Kızıldağ’ın ajandasında “Dokunulmazlıkların kaldırılması” konulu halk toplantısında aldığı notlar da suç gösterildi. ‘KÜRDİSTAN’ DİYE BİR YER... HDP yöneticisi Raif Güzel’in kullandığı “Kürdistan” sözcüğü için savcı, “Ülkemizin doğu ve güneydoğu illerinin kastedilerek dünya coğrafyası üzerinde yer almayan ve yer alması da mümkün olmayan” tabirini kullandı. Savcı iddianamenin sonuç bölümünde, HDP’li yöneticileri “KCK-TM yapılanması içerisinde yer aldıklarını” iddia ederek, “İstanbul ve ilçelerinde meydana gelen kitlesel şiddet olaylarını organize ettikleri, mahalle komiteleri oluşturarak eylem kararları aldıkları, kırsal alanda faaliyet göstermek üzere eleman temin ettikleri, örgütsel toplantı ve yasadışı yürüyüşlere katıldıkları, geçmiş tarihlerde gerçekleşen yasadışı olaylara katıldıkları, gençlik yapılanmasındaki şahısları organize ederek eylemsellik boyutunda yönlendirdikleri, gençlik yapılanmasında yer alan şüphelilerin tertip edilen eylemlere katılımlarını sağladıklarını” ileri sürerek, “örgüt üyesi” olduklarını ve “örgüt propagandası” yaptıklarını iddia etti.