Erdoğan: 'Evet' aynı zamanda idamın parlamentoya gelmesidir 2017-03-11 19:02:01 İSTANBUL - Cumhurbaşkanı Erdoğan Sultanbeyli'de toplu açılış töreninde açıklamalarda bulundu.CHP lideri Kılıçdaroğlu'na sert sözlerle yüklenen Erdoğan, referandum için de “16 Nisan'daki 'evet', bunun parlamentoya gelmesi demektir” ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, referandum kapsamında İstanbul Sultanbeyli'de toplu açılış töreninde konuştu. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na yüklenen Erdoğan, "Ana muhalefet partisi liderini, tüm siyasi hayatı yalan ve iftira üzerine kurulu bu zatı dikkate almama kararı almıştım çok uzun süre önce. 15 Temmuz sonrası belki kendine gelmiştir diye kendisiyle ilgili rezervlerimizi askıya aldık. Bu nedenle Yenikapı'ya davet ettik. Benim davetimi reddetti, sonra birileri söyledi ve gelip katıldı. O buluşmayı ne yazık ki sonradan tersine çevirdi. Biz yolumuza sayın Bahçeli ile beraber devam ettik. Bana göre şu an MHP Genel Başkanı Bahçeli ile duruşumuz 15 Temmuz sonrası bir duruştur. Ülkemizi bölmek, parçalamak isteyenlere karşı bir buluşmadır bu. Eğer parlamentoda 339 oy bütünleşmişse, bu 15 Temmuz'a karşı bir duruştur" dedi. ‘SEN İDAMA VAR MISIN ONU SÖYLE’ Konuşması sık sık "idam" sloganlarıyla bölünen Erdoğan, şöyle devam etti: "Kardeşlerim, bakın bu konuda benim kanaatim belli. Sayın Bahçeli'nin kanaati. Ben Başbakan'ın da kanaatinin farklı olduğunu düşünmüyorum. Bu sabah yaptığı konuşmasında ana muhalefet başı diyor ki 'Getirin idamı' diyor. Sen idama var mısın önce onu söyle. Bak, Bahçeli açıkladı, Başbakan'ın da farklı düşündüğünü zannetmiyorum. Kılıçdaroğlu sen var mısın? Ben buradan duyuruyorum, 16 Nisan'daki 'Evet', bunun parlamentoya gelmesi demektir. O zaman ana muhalefet partisinin başındaki zat ne yapacak." ‘DERSİNİ DİNLEMEYEN TEMBEL ÇOCUK’ Kılıçdaroğlu'nun ses kaydını dinleten Erdoğan, şöyle devam etti: "Ya bak, oku oku. Cumhurbaşkanı ile başbakan birleşiyor. Dersini dinlemeyen tembel çocuklar gibi bu zat. Şimdi, 'Hayır' denmesi için çalışıyor. Hakkıdır tabii, çalışacak. Bunun da bir namusu, ahlakı, haysiyeti var. Siz, anayasa değişikliğinde olmayan şeyleri varmış gibi anlatırsanız kusura bakmayın, ne namusunuz, ne ahlakınız, ne haysiyetiniz kalır. Ana muhalefet partisinin başındaki zat da tam olarak böyle oluyor. Biz kendisini ciddiye almadıkça bu ahlaksızlığın, bu yalanların çıtası yükseliyor. Bu sabah bir kahvaltı yapmış. Bu zat diyor ki 'Tarafsız cumhurbaşkanı olmaz'. Ben de diyorum ki; bu ülkede ne zaman tarafsız cumhurbaşkanı oldu ki? Bir insanın zikri varsa bir tarafı da vardı. Üstelik ben bu göreve gelirken tarafsız olmadığımı zaten ilan etmiştim. 'Ben milletimden yana olacağım' demiştim. Hatırlıyorsunuz değil mi? İşte şimdi de cumhurbaşkanı olarak milletimden yanayım. Bu milletin nefesimin sonuna kadar her şeyimi vermeye devam edeceğim. Milletimden yana olarak taraf görevimi yürüttüm. Onların rahatsızlığının sebebi taraflı olup olmamamız değil. Onların rahatsızlığı vesayetin değil, milletin temsilciliğini yapmamız. AYM ve HSK kurulu üyelerini cumhurbaşkanı seçecek, yargı cumhurbaşkanının eline geçecek. Külliyen yalan, yargı konusunda mevcut sistem aynen devam ediyor. Kılıçdaroğlu bunu da bir öğreniver, birileri anlatsın sana. Bilmiyorsan kendi hukukçu danışmanlarımı gönderebilirim. Yargıtay ile, Danıştay ile ilgili bir değişiklik var mı? Yok. Askeri mahkemeler kapatıldığı için açıkta kalan üyeler var. Ki onların da süreleri dolacak, iki kişiler zaten. TSK'YI HAKARETLE ZAN ALTINA SOKUYORSUN Yeni sistemde her yere siyaset girecek diye tutturmuş. Valiler şu an 'Evet' için çalışıyormuş, imamlar, kaymakamlar 'Evet' için çalışıyormuş. Bunun bu ifadeleri hakarettir ya. Önce haddini bil ya, bu sana yakışır sana. Sen şu an Kandil'de 'Hayır' diyenlerle berabersin. Onlar şu an silahla 'Hayır' dedirtmenin gayreti içerisinde, sen onlarla berabersin. Adliyeye siyaset girecek diyorsun, kışlaya siyaset gireceğini söylüyorsun. Sen TSK'yı hakaretle zan altına sokuyorsun. Bu ülkede camiye siyaset giyeceğini söylemek farklı bir hakaret. Ben burada bir şey söylemek istemem, cami cemaatine hakarettir. Bu zat hem de bunca yalanı söylüyor, hem de 'Kimseyle kavga etmek istemiyorum' diyor. Tüy dikiyor ya. 'Bir kişi Meclis'i fesheder' diyor. Yalan, ülke tıkanıklık yaşamasın diye Cumhurbaşkanı ile milletvekili seçiminin birlikte yapılacağı şartı getiriliyor. Hangi taraf kabul ederse etsin iki seçim birlikte yapılacak. Bir iddiası daha var, ilkokula başlamamış torunuma anlatsam gülmekten kırılır. Diyor ki 'Bir devlet, bir kişi ikna edildiğinde 12 saatte ele geçirilir' Ya bu adam ne diyecek? Hangi devlet kimi ikna edecek, kim ele geçirecek. Denemediler mi, denediler. 15 Temmuz'da denediler. Ah zavallı Kılıçdaroğlu, sende o aşk yok. Sende o ruh yok. Sen o gece havalimanında kaçamak turlar atıyordun. Ama benim milletim havaalanında cumhurbaşkanını bekliyordu. Çünkü biz şuna inanıyorduk; arkadaş, yurdumu alçaklara uğratma sakın. Siper et gövdeni dursun bu hayasızca akın. Benim hanım kardeşlerim kaçmadılar, onlar tankların altında ezildi. Ey Kılıçdaroğlu, sen hangi ülkenin böyle düşürülmesinden bahsediyorsun. Bu millet öyle bir millet değil, bu millet farklı. Tabii ana muhalefetin başındaki zat, ne yazık ki birçok şeyin hala farkında değil. Atatürk Havalimanı'nda, milletimizle darbecilere karşı direnmek yerine güvenli bir yere kaçmayı tercih ettiği için farkına varamamış olabilir. Siz hiç merak etmeyin, öyle bir teşebbüs ortaya çıktığında milletimiz ne yapacağını gayet iyi biliyor. Tutturmuş bir rejim değişikliği gidiyor. "