Mahkeme Başkanı Horasan: Cumhurbaşkanı'na beddua ederseniz müdahale ederim 2017-03-14 15:37:10 İSTANBUL - Dink cinayeti duruşmasında mahkeme başkanı ile tutuklu Ali Fuat Yılmazer arasında “beddua” tartışması yaşanırken, başkan, "Cumhurbaşkanı'na ve burada olmayan hakime beddua ederseniz müdahale etmek zorunda kalırım" dedi. Agos gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayeti ile ilgili aralarında Ramazan Akyürek, Celalettin Cerrah, Ahmet İlhan Güler ve Engin Dinç’in de bulunduğu kamu görevlileri hakkında açılan dava İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam etti. Duruşmaya tutuklu sanıklar Ali Fuat Yılmazer ve Ramazan Akyürek, tutuksuz sanık Reşat Altay katıldı. Ayrıca Hamdi Egbatan, Osman Gülbel, Yasin Hayal, Özkan Mumcu, Ogün Samast, Mehmet Ali Özkılınç, Şükrü Yıldız SEGBiS aracılığıyla bulundukları cezaevlerinden duruşmaya katıldı. Tanık olarak dinlenmesine karar verilen dönemin İstihbarat Dairesi görevlilerinden polis memuru Davut Ateş'in talimatla alınan ifadesi okundu. Ateş, Daire Başkanlığında yeniden yapılanma kararıyla C2 Şubesinin C5 Şubesi olduğunu belirtti. Talimatla alınan ifadelerin okunmasının ardından Yılmazer’in savunmasına devam edildi. İddianameye dönük eleştirilerini sürdüren Yılmazer, "Derin çetelerin tezgahlarına çomak soktuğum için buradayım" dedi. Yılmazer ifadesinde, Dink davası sanıklarından Trabzon İstihbarat Şubesi polisi Muhittin Zenit'in ifade verdiği duruşmanın tutanaklarını okudu. Mahkemenin eski üye hakimlerden Cem Karaca'nın Muhittin Zenit'e sorduğu soruları eleştiren Yılmazer, artık mahkeme heyetinde yer almayan Cem Karaca'ya hitaben, tutukluluk durumunu kast ederek "Allah senin de başına getirsin" dedi. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Ali İhsan Horasan araya girerek "Duruşmada beddua etmeyin" dedi. Yılmazer ile Mahkeme Başkanı Horasan arasında tartışma yaşandı. Mahkeme Başkanı Horasan, daha önceki duruşmalarda tutuklu sanıkların yakınlarıyla görüşmelerine izin veriyordu. Ancak tartışmanın ardından tutuklu sanıklardan Ramazan Akyürek, eşiyle görüşmek istedi. Mahkeme Başkanı görüşmeye izin vermedi. 'GERÇEK SUÇLULAR AKLANMIŞ' Öğleden sonraki oturumun başında Yılmazer, savunmaya devam etmek istemediğini ifade ederek, "Savunmam size göre uzamış olabilir. İddianamede benimle ilgili iddialar ortada. Davanın asli amacına uygun hazırlanmış bir iddianame değil. Gerçek suçlular aklanmış, tezgah ve kumpasla suçsuz insanlara suç yüklenerek gerçek katillerin beraatına uygun yargılama yapılmaktadır. Adil, tarafsız ve bağımsız olduğunuzu düşünmüyorum. Sizler proje mahkemelerisiniz. Buna rağmen savunma yaptım. Dayanaklarla bilgi ve belgelerle savunma yaptım. Ancak tüm gayretime rağmen amacına ulaşmayan savunmama devam etmek istemiyorum” dedi. 'CUMHURBAŞKANINA BEDDUA EDERSEN MÜDAHALE ETMEK ZORUNDAYIM' Mahkeme Başkanı Horasan ise "Cumhurbaşkanı'na ve burada olmayan hakime beddua ederseniz müdahale etmek zorunda kalırım. 10 gündür sizi dinliyoruz. Sabırla ve dikkatle dinledik" diye yanıt verdi. Dink ailesi avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu da, Yılmazer'in savunmasına devam etmesi gerektiğini söyledi. Yılmazer, aynı zamanda kızı olan avukatı Fatma Saadet Yılmazer'in de salondan ayrılmasını ve avukatlığından ayrılmasını istedi. Yılmazer, "Kızım olmasından değil. Burada avukatımı azarlayamazsınız. Saygı göstermek zorundasınız. Azarlayamazsınız" dedi. Mahkeme Başkanı uyarıda bulunması gerektiği durumda uyarıda bulunduğunu söyledi. Mahkeme heyeti, Yılmazer'e avukat tayin edilmesi için İstanbul Barosu’na yazı yazılmasına karar vererek duruşmaya perşembe gününe kadar ara verdi.