SUK’un Resmi Sözcüsü’nden ENKS hakkında çarpıcı itiraflar 2017-03-17 10:43:04 HABER MERKEZİ - SUK’un Resmi Sözcüsü Avukat Fadıl Muhammed Selim, ENKS’nin Rojava karşıtı politikaları, Türkiye ile nasıl hareket ettiği, Serêkaniyê’de YPG’ye karşı savaşan gücü, Ebdulhekîm Beşar, Îbrahîm Biro, Ebdulbasit Seyda ve Fuat Aliko gibi şahısların katıldıkları toplantıları hakkında çarpıcı itiraflarda bulundu. Suriye Ulusal Konseyi’nin (SUK) kuruluşunda yer alan, Tunus’ta gerçekleştirilen ilk SUK kongresinin hazırlık komitesi içinde bulunan, daha sonra SUK Yüksek Meclisi Resmi Sözcülüğü yapan Avukat Fadıl Muhammed Selim, SUK’un nasıl kurulduğu, Kürtler adına içinde yer alan Suriye Kürt Ulusal Konseyi'nin (ENKS) Rojava karşıtı politika ve önerilerini, Türkiye’nin ENKS’ye verdiği önem ve desteği Fırat Haber Ajansı’ndan (ANF) Seyit Evran’a anlattı. Önemli bilgiler paylaşan Sözcü Selim, Türkiye’nin sık sık dile getirdiği ve “Rojava’yı işgal” olarak yorumlanan “Sınırda derinliği 40 kilometre uçuşa yasak güvenli bölge” önerisinin ilk olarak SUK’un içindeki Kürt gruplardan geldiğini belirtti. SUK’un Devrim Konseyi Yüksek Meclisi Resmi Sözcülüğü yapan Avukat Fadıl Muhammed Selim’in ANF ile paylaştığı çarpıcı kimi bilgiler şöyle: “Devrim Konseyi Yüksek Meclisi’nin Hesekê vilayeti temsilcisi olarak görevlendirildim. Daha sonra Ürdün’e gittim. Devrim Konseyi Yüksek Meclisi Resmi Sözcülüğüne getirildim. Suriye Ulusal Konseyi’nin Suriye Ulusal Meclisi adını alıp başkanlığına da Burhan Ğelyûn getirildikten sonra ABD, Fransa, Katar ve Suudi Arabistan da destek verdi. BİZİ TÜRKİYE’DE KALICI HALE GETİRİYORLARDI Suriye Ulusal Meclisi’nde bir çok siyasi blok ve kesim vardı. En büyük kesimi ise Türkiye’nin desteklediği Müslüman Kardeşler oluşturuyordu. Kürtlerden bir çok kişi de vardı. Ürdün’den ayrılınca İstanbul’a gittik. Müslüman Kardeşler bizi büyük bir ilgiyle karşıladı. Ev sahipliği yaparak, barınma ve diğer ihtiyaçlarımızı karşıladılar. Bizi Türkiye’de kalıcı hale getiriyorlardı. İLK KONGREMİZ ABD, TÜRKİYE VE TUNUS ÖNCÜLÜĞÜNDE GERÇEKLEŞTİRİLDİ Meclis oluşturulduktan sonra Suriye Ulusal Meclisi birinci kongresini Tunus’ta gerçekleştirdik. Bu kongre ABD, Türkiye ve Tunus öncülüğünde gerçekleşti. Katar, Suudi Arabistan, Fransa, İngiltere ve Norveç de destekliyordu. Suriye Ulusal Meclisi içinde Türkiye’nin güçlü bir rolü vardı. Meclis oluşturulup ilan edildikten sonra üyeleri açıklandı. Onlardan biri de bendim. Basın bölümünde görevlendirildim. GÜVENLİ BÖLGE ÖNERİSİ KÜRT GRUPLARDAN GELDİ Türkiye, sürekli Kürtler ile olan sınıra dikkat çekiyordu. Bütün açıklamalarında Kürtlerin bir devlet kurmak istediğini, Suriye’nin parçalanacağını söylüyorlardı. Korkuları büyüktü. Türkiye’nin bu korkuları sürerken, Meclis içerisindeki Kürt grubunun önerisi üzerine güvenli bir bölgenin oluşturulması talep edildi. Güvenli bölgenin uzunluğu sınır boyunca, derinliği ise 40 kilometre olacaktı. Bu güvenli bölge rejimin uçaklarına yasaklanacaktı.” TÜRKİYE PYD’YE KARŞI BU KÜRTLERİN ÖNERİLERİYLE HAREKET EDİYORDU SUK içinde yer alan ENKS’lilerin tutumu hakkında Sözcü Fadıl Muhammed Selim şöyle diyor: “Türkiye bu kesimler üzerinden, rejimin yarattığı siyasi boşluğu doldurmaya çalışıyordu. PYD’nin buralarda etkin olmasını istemiyordu. Hesekê’deki kongrede Kürt grubu tarafından bazı talepler gelişti. PYD’nin dikkate alınmaması ve halkın temsilcileri olarak görülmemesi en temel talepleriydi. Hesekê’deki kongrede temsilcileri bulunduğu için bu talep Kürt grubu tarafından resmi olarak yapılıyordu. Her ne kadar istekleri aynı olsa da kendi aralarındaki parçalı duruşlarından kaynaklı ENKS’nin oluşumuna kadar çelişki içerisinde devam ettiler. ABDULHEKİM BEŞAR; ÎBRAHÎM BIRO, EBDULBASIT SEYDA VE FUAT ALİKO TEMSİLCİLERİYDİ Bizden şunu istiyorlardı. Ebdulhekîm Beşar, Îbrahîm Biro, Ebdulbasit Seyda, Fuat Aliko gibi şahıslar, Kürtlerin temsilcileri olarak görülecek ve bunlarla her şey tartışılacak. Bu şekilde Qamişlo ve Hesekê başta olmak üzere kentlerde yapılan seçimlerden yüzde 80 Kürtlerin oyunu alacaklarını ve PYD’nin ise yüzde 20 alacağı hesap edilmişti. Hesekê kenti kongresinin gerçekleştiği sırada biz de genel kongremizi Tunus’ta gerçekleştiriyorduk. Daha sonra Urfa ve İstanbul’da kongrelerimiz oldu. Onun dışında bir kez de Kahire’de kongremizi gerçekleştirdik. URFA’DAKİ KONGREDE ENKS’LİLER SERÊKANİYÊ’DE ÖSO DESTEKLENSİN İSTEDİ Hesekê vilayetinin ilk kongresi Urfa’da yapıldı. Bu kongrede de Kürt bloktan (ENKS) temsilciler bulunuyordu. Kongrenin gerçekleştiği dönemde ÖSO ve PYD arasında Serêkaniyê’de bazı sorunlar vardı. Kürt bloktan pek çoğu o dönem ÖSO’ya destek verilmesini ve PYD’ye dönük desteklerin önünün alınmasını istiyordu. Yine ABD’nin rejim ve PYD’ye dönük baskı uygulaması ve bölgeden çıkarması isteniyordu. TÜRKİYE URFA’DAKİ KONGREYE BÜYÜK ÖNEM VERİYORDU Tüm kongreler vilayetlerin temsilciliklerinin isteği üzerine gerçekleşiyordu. Yalnızca Hesekê vilayeti için gerçekleştirilen kongre farklıydı. Türkiye bu kongreye büyük bir önem veriyordu. Türkiye’nin Hesekê vilayetine dönük büyük bir kaygısı vardı. Türkiye’nin en büyük kaygısı da YPG idi. Urfa’da gerçekleştirilen Hesekê vilayeti kongresinde Kürt ve Arap temsilciler bulunuyordu. Bu grup ve Türkiye’nin ortaklaştıkları nokta PYD’ye baskı uygulanmasıydı. İSTANBUL’DAKİ KONGREDE ENKS PYD’YE KARŞI ORDU KURDUKLARINI VE DESTEKLENMESİNİ İSTEDİ İstanbul’da yaptığımız ikinci kongrede, Kürtlerin grubu olarak geçen bu grup hazır bulundu. Bu kongrede kendilerinin bir ordu oluşturduklarını belirttiler. Kurdukları ordunun PYD’ye karşı savaştığını ve destek sunulmasını istediler. Askeri gruplarına önemli oranda destek sunuldu. Kürtler adına yer alan bu grubun talepleri, Türk devleti tarafından belirleniyordu. Türk devleti, Müslüman kardeşler ve bu grup arasında büyük bir ittifak söz konusuydu. Tüm kongrelerde bu üçlünün geliştirdiği öneri ve talepler neredeyse birbirinin aynıydı. SERÊKANİYÊ’DEYDİM, YPG’YE KARŞI SAVAŞAN KÜRT GRUPLARI DA VARDI Serêkaniyê’de YPG, ÖSO ve El Nusra arasında savaş yaşandığı sırada, Serekaniyê sınır kapısı ÖSO ve El Nusra cephesi için tamamen açıktı. ÖSO ve Nusra için ambulans, araba, lojistik ve cephane desteği Türk devleti tarafından sağlanıyordu. O sırada ben de Serêkaniyê Sınır Kapısındaydım fakat Türkiye topraklarına geçmedim. ÖSO’ya dönük yapılan yardımlara gözlerimle tanık oldum. YPG’ye karşı Serêkaniyê’de savaşan Kürt silahlı grupları da vardı. Bu gruplar taleplerini Hesekê vilayeti meclisine sunuyorlardı. Meclis’teki Kürt grubu, bu silahlı grupların taleplerine yanıt olmaya çalışıyordu. Türkiye’nın sınır güçleri ile bu grup arasında iyi bir koordine vardı. Onlar birçok toplantı düzenliyorlardı fakat biz bu toplantılara katılamıyorduk. Bu grup içinde tanınan bir kaç isim vardı. Fûad Elîko, Ebdulhekîm Beşar, Îbrahîm Biro ve Ebdulhemîn Hecî Derwêş. Bunlar direk Barzani’ye bağlıydı. Türkiye’de yani İstanbul’da kalan Kürtler adına bunlar karar alıp veriyordu.” FADIL MUHAMMED SELİM NEDEN AYRILDI Fadıl Muhammed Selim, ayrılma nedenini şu sözlerle anlattı: “ABD bize diplomasi eğitimi vermişti. Rejim düştüğünde biz Suriye’nin dış ülkelerde büyükelçileri olacaktık. Eğitimleri İtalya’da alıyorduk. O eğitimleri aldığımız zaman rejimin bir aylık ömrü kaldığı belirtiliyordu. ABD, Avrupa Birliği, Katar ve Suudi Arabistan’dan rejimi düşürmelerini istedik. Çıkan boşluğu doldurabileceğimizi ilettik. Bunun üzerine ABD’nin Şam Büyükelçisi Robert Ford, rejimin şimdi düşmeyeceğini söyledi. Rejimin bir alternatifinin olmadığını ve yerinin doldurulamayacağı için bunun yakın olmadığını belirtti. Bize ya siyasi mülteci gibi kalmamızı ya da ülkeye geri dönmemizi söylediler. Bu konuda özgürsünüz dediler. Ben o zaman Suriye’ye dönme kararı aldım. Şeddadê bölgesine gittim. Geçince DAİŞ beni aldı. Ya bizimle çalışırsın ya da vururuz seni, dediler. Onlarla çalıştım. Avukat olduğum için daha çok mülkiyet hukuku alanında çalıştırdılar. Geçen sene Şeddadê QSD ve YPG tarafından özgürleştirilince DAIŞ ile beraber Mergede taraflarına gittim. 2016’nın son aylarında kaçarak YPG’ye sığındım.”