Roman kadınlar: Kore'yi yıkmak isteyenlere 'Hayır' 2017-03-18 11:43:32 TEKİRDAĞ - Çorlu’da Romanların yaşadığı Kore Mahallesi “kentsel dönüşüm” kıskacında. Fabrikalarda uzun süreli az ücretle çalışan kadınlar, mahallelerini yıkmak isteyenlere referandumda “Hayır” diyeceklerini söyledi. Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde Romanların yaşadığı Kore Mahallesi, diğer şehirlerdeki gibi “kentsel dönüşüm” kıskacında. Sürekli dışlama ve ötekileştirmeyi yaşayan Romanların en ağır yükünü ise kadınlar çekiyor. Koşullarından kaynaklı okuma ve yazmanın düşük olduğu, çocuk yaşta evliliğin yoğun olduğu mahalle, bir yandan da uyuşturucu tüccarlarının ablukası altında. Aynı zamanda “kentsel dönüşüm” ile karşı karşıya kalan mahallenin yıkılmasını istemeyen kadınlar, yaşam alanlarına sahip çıkma mücadelesi veriyor. Fabrika, ev ve işyeri temizliği ile geri dönüşüm gibi uzun süreli ve düşük ücretli işlerde çalışan kadınlar, kendilerine biçilen yoksulluğa isyan ediyor. Tüm zorluklara rağmen hayata tutunmaya çalışan Roman kadınlar, yaşadıklarının bir "alınyazısı" olmadığını belirtiyor. AİLELER TEDİRGİN Bir yandan iş yapan bir yandan da sorularımızı yanıtlayan Seher Türker (37), uyuşturucu satıcılarından dert yanarak, çocukların geleceği için tedirgin olduğunu dile getirdi. Türker, "Yaşadığımız çevre oldukça sıkıntılı. Uyuşturucu olmasa çocuklarımız için daha iyi olurdu. Silah çok fazla kullanılıyor mesela. Benim kendi açımdan sıkıntılarım bunlar. 3 çocuğum var. Çocuklar açısından korkuyoruz. Bakkala gittiğinde bir şey olacak diye korkuyoruz" dedi. ‘EMEĞİMİZİN KARŞILIĞINI ALAMIYORUZ’ Kadınların özelikle ev temizliği ve fabrikalara çalıştığını anlatan Türker, ancak emeklerinin karşılığını alamadıklarını söyledi. Türker, “Ev işine giden kadınların kimisi 100 milyona (eski parayla) çalışıyor. Ben de hamile kalmadan önce merdiven, apartman temizliğine gidiyordum. Şimdi çalışmıyorum. Maddi sıkıntılar yaşıyoruz. Eşimin sabit bir işi yok, hamallık yapıyor. Öyle geçinmeye çalışıyoruz” diye konuştu. 'EVLERİMİZ YIKILMAK İSTENİYOR’ Kentsel dönüşümden şikayetçi olan Türker, bin bir zorlukla yaptıkları evlerinin yıkılmasını istemiyor. Türker, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sıkıntılarımız var ama buradaki hayatı başka yerde yaşayamayız. Paran olmadı mı gidip bakkaldan alabiliyorsun. Çöple geçinenler var. Sen al bu milleti başka yere götür, oraya alışmamız zor. Biz burada büyümüşüz. Onlar zannediyor ki hayat kolaylaşacak ama daha da zorlaşacak. Sırf yıkım meselesinden referandumda ‘Hayır’ demeyi düşünüyorum. Yıkım istemiyorum. Sen ‘Evet’ de ‘Hayır’ da desen gün gelecek burası yıkılacak. Çünkü biz hep fakir insanlarız. Yaşam alanlarımızı fakirlikle yapıyoruz. Param olsa doğalgazlı bir ev tutarım. Çocuklarımı daha güzel yerde yetiştiririm. Ama bizim gücümüz buna yetiyor." 6 ÇOCUKLA TEK ODALI GECEKONDU Tek odalık gecekonduda yaşamak zorunda kalan 6 çocuk annesi Aynur Adıgüzel (40) de, okuma yazmayı yeni öğrendiğini belirterek, erken yaşta evlenmenin sıkıntılarına değindi. Eşinin amelelik yaptığını ancak geçinemediklerini sözlerine ekleyen Adıgüzel, kara kara yıkılacak evlerini düşünüyor. Adıgüzel, “Evlerimiz yıkılmasın” çağrısında bulundu. ÇORAP SATARAK GEÇİMİNİ SAĞLIYOR Mahallede çorap satarak geçimini sağlayan Filiz İbiş (44), hasta olan eşine de bakmak zorunda. İbiş, yaptığı işin aç kalmayacak kadar kendilerini idare ettiğini dile getirdi. 26 YILDIR AYNI MAHALLEDE Küçücük bir manav işleten Hatice Bavul (62), mahallede oturan en yaşlı kadınlardan. İlerlemiş yaşına ve çeşitli hastalıklarına rağmen çalışmak zorunda olduğunu vurgulayan Bavul, “Ben burada 26 seneden beri oturuyorum. İki çocuğumu kaybettim. Eşimin bacağı kesik. Üç tane torunum var, onlara bakıyorum. Kızım astım hastası olmasına rağmen çöpe gidiyor. İlaçlarını bile alamıyor” diye konuştu. YETKİLİLERDEN DERT YANDI Bavul’un en çok şikayetçi olduğu konu ise, seçim dönemleri dışında bir daha göremedikleri yetkililer oldu. Referanduma ilişkin de görüş veren Bavul, “Attığım oylar bana para mı getirecek? Bir faydaları olmadıktan sonra neye yarar?” diye tepki gösterdi. Necla Demir / Uğur Atabay - dihaber