Türk tipi başkanlık: Yargılanmayacak, istediğini de yardımcı atayacak 2017-03-20 11:00:26 ANKARA - Anayasa değişiklik teklifinin 9 ve 10’uncu maddelerine göre, Cumhurbaşkanı ne görev süresi ne sonrası yargılanmayacak, hiçbir nitelik sınırlaması getirilmeyen herhangi bir kimseyi de yardımcısı olarak atayabilecek. Ceza hukukçusu Günal Kurşun, teklifin geçmesi halinde cumhurbaşkanın yargılanmayacağını söyledi. Anayasa değişiklik teklifinin en çok tartışılan maddeleri arasında Cumhurbaşkanı ve kendisinin atayacağı Cumhurbaşkanı yardımcılarının yargılanması ile Cumhurbaşkanı yardımcılarının belirlenmesi şartlarını düzenleyen 9 ve 10'uncu maddeleri yer alıyor. Mevcut anayasanın 105'inci maddesini değiştiren teklifin 9'uncu maddesi uyarınca Cumhurbaşkanı hakkında bir suç işlediği iddiasıyla soruşturma açılabilmesi ve Yüce Divan yargılamasının yolunun açılabilmesi, Meclis'in üçte ikisinin yani 400 vekilin oyuyla mümkün oluyor. Maddeye dair eleştiriler ise "Cumhurbaşkanının yetkileri artıyor ama yargılanmıyor" yönünde. Anayasanın 106'ncı maddesini değiştiren teklifin 10'uncu maddesiyle Cumhurbaşkanı yardımcıları atanırken, makamın her hangi bir nedenle boş kalması halinde yerinin nasıl doldurulacağı düzenliyor. Bu maddede en fazla göze çarpan ve akıllarda soru işareti bırakan nokta ise, atanacak "yardımcıların" sayısı ve hangi nitelikleri sahip olacaklarının belirtilmemesi. Görev yaptığı Çukurova Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilen Yrd. Doç. Dr. Günal Kurşun, söz konusu maddeleri değerlendirdi. Kurşun, önerilen 9'uncu madde ile birlikte Cumhurbaşkanı'nın "kişisel suçları" ile "görev suçları" arasındaki ayrımın ortadan kaldırıldığını söyledi. ESKİDEN CUMHURBAŞKANI DA HERKES GİBİYDİ Mevcut anayasada böyle bir düzenleme olmadığı genel hukuk kurallarına göre belirleme yapmak zorunluluğu olduğunu hatırlatan Kurşun, "Buna göre Cumhurbaşkanı, göreviyle ilgili olan suçlardan sorumsuzdur, yalnızca vatana ihanet suçlamasıyla yargılanabilir. Göreviyle ilgili olmayan suçlardan ise diğer herkes gibi sorumludur. Örneğin, ev sahibi olduğu evin kiracısıyla tartışsa, bu kişiyi tehdit etse, yaralasa veya öldürse, sıradan bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşından farkı olmaksızın ceza mahkemelerinde yargılanır ve ceza alabilir." ŞİMDİ İSE... Kurşun, değişiklik ile birlikte cezaevi sorumluluğun şöyle şekilleneceğini söyledi: "Oysa bu değişiklikten sonra, görev suçu ayrımı ortadan kaldırıldığı için, görevle ilişkili olsun olmasın işleyeceği her suçta meclisten 400 milletvekilinin 'yargılansın' kararı olmadan hakkında dava açılamayacaktır. Başka bir ifadeyle, Cumhurbaşkanı'na Cumhurbaşkanlığı göreviyle ilgili olmayan suç isnatları yöneltilmesi söz konusu olduğunda dahi, adeta 'Vatana İhanet' suçlamasına eşdeğer düzeydeki bir usul engeliyle karşılaşılmaktadır. Bu yöntem, Cumhurbaşkanı'nın görev süresi tamamlandıktan sonra, bu süre içinde işlediği iddia edilen suçlar bakımından da aynı şekilde uygulanmaya devam edecektir. Yani, Cumhurbaşkanlığı görevi sona erdikten sonra dahi, görev süresi içinde işlediği iddia edilen herhangi bir suçtan ötürü yargılanabilmesi, çok yüksek sayıda milletvekilinin oyuna bağlanmıştır." YARDIMCILARI İÇİN TAM TERSİ Kurşun, düzenleme Cumhurbaşkanı için şu şekilde olurken yardımcıları için de tam tersi yönünde olduğunu söyledi. Kurşun, Cumhurbaşkanı yardımcılarının görev suçları ile görevleriyle alâkalı olmayan suçları arasında bir ayrım yapılmadığı ve görev suçlarında benzer bir soruşturma yöntemi öngörüldüğünü, görevleriyle ilgili olmayan suçlarda ise yasama dokunulmazlığı hükümlerinden yararlanacaklara işaret etti. DENETİM İMKANSIZA YAKIN Kurşun, "Demokratik rejimlerde kural, hangi makam olursa olsun kişinin kullandığı yetkileri çerçevesinde hesap verebilmesidir. Hesap verebilirlik, demokratik bir toplum düzeninin temelini teşkil eder. Önerilen bu değişiklik ile hem en yüksek yetkiler tek elde toplanmakta, hem de cezai sorumluluk bakımından denetim imkansıza yakın bir noktaya taşınmaktadır" diye konuştu. SAYISI VE NİTELİĞİ BELİRSİZ YARDIMCILAR Kurşun, teklifin 10'uncu maddesine dair ilk olarak, cumhurbaşkanı yardımcılarının sayısı ve hangi asgari nitelikler taşıyacaklarının belirsiz olduğuna işaret etti. Bu "belirsizliğin" tümüyle Cumhurbaşkanının iradesine terk edildiği belirten Kurşun, şu değerlendirmede bulundu: "Halkoyuna sunulacak metinden anlaşıldığı kadarıyla, Cumhurbaşkanı Yardımcısı konumundaki kişi(ler) yalnızca Cumhurbaşkanı'na danışmanlık yapmakla kalmayacaklar, aynı zamanda bu kişi(ler) Cumhurbaşkanlığı’na vekâlet edecekleri süre boyunca Cumhurbaşkanı'na ait her türlü yetkiyi de bizzat kullanabileceklerdir." BELİRSİZ KİŞİLER YÖNETİME GEÇEBİLİR Değişiklikle, Cumhurbaşkanı makamının herhangi bir nedenle boşalması halinde yerine yardımcılarının geçeceğinin öngörüldüğünü belirten Kurşun, "Mevcut anayasada Cumhurbaşkanı makamına vekalet edecek kişi Meclis Başkanı’dır. Meclis Başkanı aynı zamanda milletvekili olması nedeniyle seçilmiş bir kişidir. Bu doğrultuda Meclis Başkanı’nın, makamın gerektirdiği şekilde tıpkı Cumhurbaşkanı gibi tarafsız bir konumda olduğu söylenebilir. Ancak değişiklik Cumhurbaşkanı tarafından hiçbir ölçüte bağlı olmaksızın atanacak olan Cumhurbaşkanı yardımcılarının bu niteliklerin hiçbirine sahip olmayacağı gösteriyor." BAŞKAN YARDIMCILARINI ABD'DE HALK SEÇİYOR Kurşun, teklife yönelik eleştirilere karşın hükümetin "ABD'de de başkanlık var" şeklindeki ifadelerin gerçeği yansıtmadığını vurguladı. Başkanlık sisteminin en başarılı örneği olarak nitelendirdiği ABD'de başkan yardımcısının da, tıpkı başkan gibi halk tarafından seçilmekte olduğu belirten Kurşun, şöyle devam etti: "Başkan’a ait önemli yetkilerin kullanabilmesi ancak bu yolla meşru hale gelebilir. Önerilen sistemde ise, sayısı belli olmayan, hiçbir niteliği öngörülmeyen belirsiz kişilerin, son günlerde örneği tartışmalı demokrasi Azerbaycan’da görüldüğü üzere başkanın eşini başkan yardımcısı ilan etmesi gibi bir duruma koşut olarak, Türkiye’de de başkan yardımcısı ya da bakan olabilecekleri öngörülebilir. Tasarı yasalaşırsa, Türkiye’nin ABD tipi mi, yoksa Azerbaycan tipi mi başkanlık sistemine sahip olacağı sorusunun yanıtını seçmenlere bırakmak gerekir." Deniz Nazlım / Selami Aslan - dihaber