‘Cenaze kaçırma yönetmeliği’nde son karar 2017-03-21 07:08:28 ANKARA - Adalet Bakanlığı’nın Adli Tıp Yönetmeliği’nde yaptığı ve kamuoyunda “cenaze kaçırma yönetmeliği” olarak nitelendirilen değişikliğin Danıştay’dan dönmesine yapılan itiraz da reddedildi. Danıştay kararında, “Bakanlığın görevi Adli Tıp hizmeti sunmaktır, cenazelerin nasıl gömüleceğini belirlemek değil!” denildi. Kürt kentlerinde sokağa çıkma yasaklarının sürdüğü dönemde, 7 Ocak 2016 tarihinde Adli Tıp Yönetmeliğinde değişiklik yapılarak, “cenazelerin 3 gün içerisinde alınmaması halinde kimsesizler mezarlığına defnedileceğine” ilişkin “3 gün” ibaresinin Danıştay tarafından çıkarılmasına Adalet Bakanlığı’nın yapılan itiraz bu kez Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından reddedildi. Ayhan Seviktek ve Mehmet Oran adına avukatlar Nuray Özdoğan ve Sertaç Ekinci’nin başvurusu üzerine Danıştay 10’uncu Dairesi tarafından verilen karara, Adalet Bakanlığı tarafından yapılan itirazı değerlendiren Danıştay Dava Daireleri Kurulu, 7 Ocak 2016 tarihinde 29586 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Adli Tıp Kurumu Kanunun Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğinin iptal edilen bölümlerinin Adalet Bakanlığı tarafından ortadan kaldırılmasının talep edildiğine işaret edildi. HUKUKSUZ KARARLARIN YÜRÜTMESİ DURDURULUR Kararda, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 27’nci maddesi gereğince ancak “idari işlemlerin uygulanması halinde güç ve olanaksız zararların ortaya çıkması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması halinde” yürütmenin durdurulmasının mümkün olduğuna işaret edildi. BAKANLIĞIN GÖREVİ ADLİ TIP HİZMETLERİNİ YERİNE GETİRMEKTİR! Bakanlığın itirazına karşılık verilen ret kararında, değiştirilen Adli Tıp Kurumu Kanunun Uygulama Yönetmeliği’nin amaç ve kapsam başlıklı 1’inci maddesine işaret edilerek, bu yönetmeliğin kapsamının Adli Tıp’ın çalışma esas ve kurallarını belirlemek olduğu, Adli Tıp Kanunun uygulanmasını düzenlediğinin belirtildiğine işaret edilerek, “Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinde, 2659 sayılı yasa ile Adalet Bakanlığına verilen düzenleme yetkisinin ‘adli tıp hizmetlerinin’ yerine getirilmesine yönelik olduğu sonucuna varılmaktadır” denildi. Ayrıca kararda, bakanlığın ikinci kez yönetmelikte değişlik yaparak, “Cesedin teslim veya gömülme işlemleri sırasında kamu düzeninin bozulabileceği veya toplumsal olayların meydana gelebileceği ya da suç işlenebileceği mülki idare amirlerince değerlendirilmesi halinde cenazelerin doğrudan kimsesizler mezarlığına defnedileceği” yönündeki hükmüne de yer verilerek, Adalet Bakanlığı’nın talebi şu ifadelerle reddedildi: BU DÜZENLEME ADALET BAKANLIĞI’NIN YETKİSİNDE DEĞİL “Söz konusu yönetmeliğin dayanak maddesi olarak gösterilen 2659 sayılı Adli Tıp Kurumu Kanunun 17’inci Maddesi uyarınca, morg dairesine getirilen ve otopsinin sonuçlanması ile hüviyetinin tespitinden sonra morg dairesiyle ilgisi kalmayan yakınlarınca alınmayan veya araştırmalar sonucu kimsesiz olduğu anlaşılan ceset veya kısımların bilimsel araştırma amacıyla yükseköğretim kurumlarına verilmesiyle ilgili işlemler, diğer bir anlatımla adli tıp hizmetleri konusunda Adalet Bakanlığının yetkisi bulunduğunda şüphe bulunmamaktadır. Ancak dava konusu yönetmelik değişikliği ile getirilen hükümler incelendiğinde Adli Tıp hizmetleriyle ilgisi bulunmadığı gibi, kimsesiz olduğu anlaşılan ceset veya kısımların, bilimsel araştırma amacıyla yükseköğretim kurumlarına verilmesiyle ilgili işlemlerle de ilgisinin bulunmadığı, düzenleme ile otopsi işlemleriyle ilgisi kalmayan cesetlerin defin işlemlerine ilişkin usul ve esasların belirlendiği görülmektedir. Bu durumda, Adalet Bakanlığının dava konusu yönetmelik değişikliği ile 2659 Adli Tıp Kurumu Kanunun, kendisine vermiş olduğu yönetmenlik çıkarma yetkisi sınırlarını aşarak, otopsi işlemleriyle ilgisi kalmayan cesetlerin defin işlemlerine ilişkin usul ve esaslara ilişkin düzenlemeler yapmasına yetki yönünde hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Açıklanan nedenle, davalı idare itirazının yukarıda belirtilen gerekçe ile reddine oy çokluğu ile karar verilmiştir.” BENZER DÜZENLEMELERİN TAMAMININ HUKUKA AYKIRI OLDUĞUNUN TESPİTİDİR Kararı değerlendiren Avukat Nuray Özdoğan, bu kararı Adalet Bakanlığının o dönem, “hukuku askıya alarak, güvenlik kaygısı ile benzer içerikte yaptığı bütün düzenlemelerin hukuka aykırı olduğunun” tespiti olarak değerlendirdi. Özdoğan, “Sağlık Bakanlığının yetkisinde olan bir düzenlemeyi Adalet Bakanlığı yapıyor. Adalet Bakanlığının o dönemde cenaze ve defin yönetmeliklerinde yapılan değişikliklerin tamamının yetki gaspı ve hukuku aykırı olduğunun kanıtıdır bu karar. Güvenlik kaygısını önde tutarak yapılan bir değişiklikti, insanların cenazelerini gömme hakkı hiç gözetilmedi, kendi rütiellerine uygun olarak cenaze töreni yapma hakkını engelleyen bir düzenlemeydi. Bakanlığın bu konuda düzenleme yapmasının hukuka aykırı olduğunu tespit ettiğini daha sonra yapılan hileli işlemlerin de hukuka aykırı olduğunu da söylüyor bu karar” diye konuştu. NE OLMUŞTU? Kürt kentlerindeki yasaklar süresince sokaklarda bulunan cenazelere ilişkin 7 Ocak 2016 tarihinde Adli Tıp Yönetmeliğinde yapılan değişiklik ile cenazelerin 3 gün içinde alınmaması halinde kimsesizler mezarlığına gömüleceğine hükmedildi. Danıştay’ın kararı “Adalet Bakanlığının bu düzenlemeyi yapmaya yetkisi yok” kararından sonra hükümet bir yandan karara itiraz etti, öte yandan değişikliğin arkasından dolanarak, “3 gün” ibaresini “5 gün” olarak değiştirdi. Yönetmelik kamuoyunda, “cenaze kaçırma yönetmeliği” olarak değerlendirildi.