Tabqalılar: Çocuklarımız hesap soruyor 2017-03-27 09:50:32 RAKKA - QSD’nin Tabqa operasyonu ile DAİŞ'ten kurtarılan kadınlar, DAİŞ'in ölümün diğer adı olduğunu söylerken, erkekler ise, "İşkence ettikleri insanların çocukları şimdi onlardan hesap soruyor. QSD ile birlikte bu karanlık zihniyeti topraklarımızdan atacağız” dediler. Demokratik Suriye Güçleri’nin (QSD) Tabqa ilerleyişi devam ederken, savaşçılar stratejik Tabqa Askeri Havaalanı'nı özgürleştirdi. Havaalanının yanı sıra Fırat Nehri’nin her iki yakasında bulunan onlarca köy özgürleştirilirken, yüzlerce Tabqalı da DAİŞ esaretinden kurtarıldı. Kurtarılan Tabqakalılar, DAİŞ’in insanlara yaşam şansı tanımadığını belirterek, QSD ile birlikte DAİŞ karanlığını topraklarından atacaklarını söyledi. YAŞAM HAKKI YOK İslamiyet adı altında her türlü zulmün kendilerine reva görüldüğünü belirten Mihemed Ensar (40), kılık kıyafet başta olmak üzere her şeylerine müdahale edildiğini aktardı. DAİŞ'in dayattığı şeylerin İslam’da yerinin olmadığına işaret eden Ensar, yaşamsal ihtiyaçlarının bile kısıtlandığını dile getirirken, “Neredeyse yaşam alanı bırakmıyorlardı. Bu şekilde kimse kendini güvende hissetmiyordu. İnsanların onların yanında yaşam hakkı yoktur. Eğer onlardan biri değilsen, senin hiçbir hakkın olamaz. Yaşama hakkını tanımazlar” dedi. DAİŞ’in her anlamda kendilerinde kötü bir iz bıraktığına vurgu yapan Ensar, DAİŞ’in İslam’ı kendine göre yaşatmaya çalıştığını, bunun insani hiçbir yönünün olmadığını kaydetti. Bu duruma dayanamadıklarını ve onlardan kaçtıklarını aktaran Ensar, QSD’ye sığındıklarında ilk hissettikleri şeyin özgürlük olduğunu, bunun yaşamsal durumla eş değer olduğunu kaydetti. DAİŞ'LE YAŞAMAK ÖLÜMDEN BETER DAİŞ’in kadınlar için karanlık bir pencere olduğunu belirten 35 yaşındaki Suad El Mubayet adlı kadın ise, DAİŞ’in kirli ve barbar bir zihniyete sahip olduğunu, çocukların gözü önünde insanları katledip, cesetlerini sokak sokak dolaştırdığını belirtti. DAİŞ'in bulunduğu bir yerde, bir kadının yaşamasının çok zor olduğunu kaydeden Mubayet, “Her zaman bir tedirginlik ve korku var. Bununla yaşamak ölmekten daha kötüdür. Onların yaşam için getirdiği kuralları, insanlar korkudan yapmak zorunda kalıyor. Kuran adına konuşuyorlar. Yaptıkları ve uyguladıkları şeylerin Kuran’da geçtiğini söylüyorlar; fakat biz de okuduk, böyle bir şey ile karşılaşmadık. Aslında onlarda kadınlar için yaşam diye bir şey yoktur” ifadelerini kullandı. HESAP SORUYORLAR DAİŞ’in kenti işgal ettiği sırada sebepsiz yere alıkonulduğunu belirten Zahit Ehmed, esaret dönemini anlattı. DAİŞ'in hakkında soruşturma açtığını ve kendisini ajanlıkla suçladığını belirten Ehmed, şöyle konuştu: “Hakkımda bir şey kanıtlayamadılar. Beni bıraktılar; fakat kısa bir süre sonra tekrar gelip aldılar. Bu sefer de beni şeriat eğitimi için götürdüler. Benimle birlikte birçok kişiyi de getirdiler. Aylarca eğitimde kaldık. Bize zaman zaman şiddetle dini öğretmeye çalışıyorlardı. Fakat biz dinimizi biliyoruz. Onların o insanlık dışı durumları ile öğrenemeyiz. O eğitimlerden çıktıktan sonra ben ve o eğitimlere getirilenlerin hepsi onların elinden kaçarak, QSD’nin bulunduğu alanlara geldik. Onların bu zulmü yanlarına kalmayacak. İşkence ettikleri insanların çocukları şimdi onlardan hesap soruyor. QSD ile birlikte bu karanlık zihniyeti topraklarımızdan atacağız.”