İHD İzmir Şubesi: Rakamlardan değil insandan bahsediyoruz 2017-04-01 15:03:38 İZMİR - Hasta mahpusların durumuna ve 46 gündür açlık grevinde olan tutuklara dikkat çeken İHD İzmir Şubesi, “Daha kaç insanın ölümü karşısında sessiz kalacaksınız. Size rakamlardan değil insandan bahsediyoruz” dedi. İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi hasta tutukluların durumuna ve cezaevlerinde devam eden açlık grevlerine ilişkin Konak eski Sümerbank önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamaya, HDP yöneticileri, Barış Anneleri Meclisi, açlık grevinde bulunan tutukluların yakınları ve çok sayıda kişi katıldı. “Susma, Suça Ortak Olma Ölüyorlar” pankartının açıldığı açıklamada basın metnini okuyan İHD Şube Yöneticisi Ahmet Çiçek, Şakran Cezaevinde bulunan tutukluların 46 gündür sürdürdüğü açlık grevinin kritik aşamada olduğunu söyledi. ‘SAĞLIK DURUMU HER GEÇEN GÜN KÖTÜYE GİDİYOR’ Tutukluların 10 ile 16 arasında kilo kaybı yaşadığını dile getiren Çiçek, tutuklularda açlık grevine bağlı olarak mide bulantısı, baş dönmesi, göz kararması, mide krampı, ışığa bakamama, aşırı koku alma ve buna bağlı olarak kusma hissi, güçsüzlük, görüşlere başkasının yardımıyla çıkabilme, bazılarında yatağa bağımlı kalma gibi fiziksel yitimlerin baş gösterdiğini söyledi. ‘SORUMLULAR CEZAEVİ YÖNETİMLERİDİR’ “Bundan sonraki her an kritik eşik demektir” diyen Çiçek, “Ailelerden, avukatlardan gelen bilgiler ve gazete haberlerine göre açlık grevindeki mahpuslara gerekli tıbbi hassasiyet gösterilmemektedir. Baskı yapıldığı; tehdit ve düşmanca bir dilin kullanıldığını öğrendik. Buradan yetkilileri uyarıyoruz: Mahpuslara Malta Protokolü, İstanbul Sözleşmesi gibi Türkiye'nin de imzaladığı sözleşmeler çerçevesinde yaklaşılsın, aksi durumda oluşacak en ufak olumsuzluğun sorumluları cezaevi yönetimleri, savcılık ve cezaevi hekimliğidir” diye konuştu. Geçtiğimiz günlerde İskenderun Cezaevinde yaşamını yitiren ağır hasta mahpus Mehmet Yıldızbakan’ın durumuna dikkat çeken Çiçek, şöyle devam etti: “Sağlık nedeniyle 5 yıldır tahliye edilmesini talep ettiğimiz Mehmet Yıldızbakan aldığı cezanın infazı bittiği halde Adalet Bakanlığı’nın keyfi genelgeleri nedeniyle tahliye edilmemiştir. Devletin tabutla tahliye ettiği Mehmet Yıldızbakan’ın iki çocuğu ve eşi de şu an yüksek güvenlikli cezaevinde kalmaktadır. Hapishaneler komisyonu olarak ziyaret ettiğimiz Mehmet Yıldızbakan’ı bize söyledikleri ile hatırlayacağız. Eşim, oğullarım, gelinim hepimiz cezaevindeyiz. ‘Bu adalet değil adaletsizliktir.’ Buradan tekrar hükümete sesleniyoruz. Daha kaç insanın ölümü karşısında sessiz kalacaksınız. Size rakamlardan değil insandan bahsediyoruz. Tahliye olması gerektiği halde tahliye edilmeyen bir insanın yaşamından bahsediyoruz.”