Avukatlar Günü: Savunmayı savunuyoruz 2017-04-05 10:46:25 ANKARA - Bugün savunma hakkı konusunda geri bir tabloyla karşı karşıya olduklarını belirten avukat Nuray Özdoğan, demokrasi ve hukuk mücadelesi veren avukatların işlevsizleştirilmeye çalışıldığını ve gelinen son noktada savunmayı savunduklarını söyledi. Türkiye'deki avukatlar, 1958 yılından bu yana Avukatlar Günü olarak kutlanan 5 Nisan'ı Olağanüstü Hâl (OHAL) koşullarında ciddi mesleki sorunların kıskacında karşıladı. 59 yıldır her 5 Nisan'da "Savunma hakkının" önemine dikkat çeken avukatlar, hem mahkeme salonlarında hem de sokaklarda seslerini duyurmaya çalışıyor. Ülkede 15 Temmuz sonrası ilan edilen OHAL ile birlikte Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) ve Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD) gibi muhalif hukuk kurumları kapatılarak, kapılarına mühür vuruldu. dihaber'e konuşan avukat Nuray Özdoğan, OHAL sonrası avukatlık mesleğine getirilen kısıtlama ve yargının gittikçe siyasallaşmasının "Savunma hakkını" tehdit ettiğini belirtti. 'TARAFINIZI HAK VE ADALETTEN YANA SEÇTİĞİNİZDE KATKINIZ OLUR' Toplumsal alanda avukatların her zaman önemli bir işlevi olduğunu ifade eden Özdoğan, “Çünkü tarih bir yandan haksızlıkların eşitsizliklerin adaletsizliklerin tarihi iken diğer yandan direnenlerin mücadele edenlerin tarihidir. Avukat olarak tarafınızı halklardan yana adaletten yana eşitlikten yana seçtiğinizde o zaman insanlık tarihine anlamlı bir katkınız olur” dedi. Özdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Dünden bugüne Türkiye’de devletin ve iktidar odaklarının tarihsel olarak düşman gördüğü ezilenlerin, Kürtlerin, Ermenilerin tüm halkların, işçilerin avukatlığını yaptığınızda devletin güç odaklarının ‘Sizde devletin ve güç odaklarının düşmanı onların deyimi ile ‘teröristin terörist avukatı’ olarak düşmanlaştırılıyorsunuz ve tehdit unsuru olarak görülmeye başlıyorsunuz. Özellikle son süreçte takip ettiği davalar nedeni ile gözaltına alınan tutuklu yargılanan meslektaşlarımız var." ‘AVUKATLAR KONUMLARINA UYGUN MUAMELE GÖRMÜYOR' Özdoğan, Türkiye'de hakim ve savcıların yanı sıra yargının en önemli unsuru olan avukatların konumlarına uygun muamele görmediğine işaret etti. Çoğu dava dosyasının avukatlardan gizlendiğinin altını çizen Özdoğan, "Vatandaşın hakkı yanından avukat kendi mesleki hakları için savaşır durumdadır” dedi. Avukatların cezaevlerinde müvekkiliyle görüşmelerinin kısıtlandığı ve mesleki dokümanların hukuksuzca incelemeye tabi tutulduğunu da aktaran Özdoğan, “Gizlilik kararları genellikle muhaliflerin dosyalarına veriliyor. İçeriğini bilmediğimiz dosyaya ilişkin savuma yapmamız bekleniyor. Avukatların müvekkilleriyle görüşmesi kamera altında yapılmaya zorlanıyor" diye belirtti. 'SAVUNMAYI SAVUNUYORUZ' Bugün gelinen noktada savunma hakkı anlamında geri bir tablo ile karşı karşıya olduklarını kaydeden Özdoğan, şunları aktardı: “Savunmanın-avukatın hakkı aynı zamanda hak sahibinin, haksızlığa uğrayanın hakkıdır. Meslek etiğine, mesleki haklara bu yanıyla bakmalıyız. Tarihin ilk yasa metinlerinde yer alan en temel haklar açıkça göz göre göre ihlal edilmekte. Demokrasi ve hukuk mücadelesi veren avukatlar, işlevsiz hale getirilmeye çalışılmaktadır. Benim ve insan hakları savunuculuğu yapan diğer avukatlar açısından Avukatlar Günü bir mücadele günü olarak anılmaktadır. Bu ülkede hukuk, azda olsa hala varsa bu mantıkla mücadele eden avukatlar sayesinde ayaktadır. Savunmayı savunuyoruz. Savunulanın hakları için eşitlik için adalet için.” 'HUKUKİ POLİTİK DURUŞ KATLEDİLMEYE GEREKÇE' Özdoğan, normal demokratik hukuk düzenlerinde yargının iktidarı sınırlaması beklenirken, günümüzde iktidarın yargıyı sınırladığı ve hatta belirlediğini söyleyerek, "İktidarın beğenmediği kararları alan yargıçlar ihraç edilmekte, beğenmediği davalara bakan avukatlar tehdit edilmekte, gözaltı ve tutuklanma riski ile karşı karşıya kalmaktadır. Geçmişten bu yana işlenen 'faili meçhul' cinayetleri, infazları, işkence dosyalarını takip eden birçok avukat aynı sonla baş başa bırakılmıştır. 'Faili hala meçhul' bir meslektaşımız var. Sevgili Tahir Elçi'nin cinayet davasında hala bir adım yol alınmamış olması soruşturmayı yürütenlerin tercihidir. Ne yazık ki hukuki-politik duruş katledilmeye gerekçe yapılmaktadır" diye konuştu.