Dink davasında ifade veren başmüfettiş Demirbaş: Bir şey çıkacaktı ama engellendik 2017-04-14 14:05:06 İSTANBUL - Dink cinayeti davasında tanık olarak dinlenen Polis Başmüfettişi Durmuş Demirbaş, Trabzon’dan gelen F4 raporlarına atıfta bulunarak, “Belki daha fazla bir şey çıkardı ama bize yaptırılmadı” dedi. Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayetine ilişkin kamu görevlilerinin yargılandığı davanın 13'üncü duruşması son gününde tanıkların dinlenmesi ile deva ediyor. Duruşmada ilk olarak Polis Başmüfettişi Durmuş Demirbaş dinlendi. Demirbaş, müfettiş Şükrü Yıldız’ın verdiği dosyayı incelediklerini ve hazırladıkları raporu sundukları Yıldız’ın rapora itiraz ettiğini kaydetti. Demirbaş, Trabzon’dan gelen F4 raporlarına atıfta bulunarak, “Bir şey çıkacaktı ama yazılarımıza yanıt verilmedi” dedi. Demirbaş, Ramazan Akyürek ile görüşmelerine dair ise, “Bu incelemeye dair bilgi istedik. ‘Bakalım’ dedi. Şükrü Yıldız ‘Siz bir takım bilgiler istemişsiniz ama bunları ben sizden istemiyorum. Sadece verdiğim dosyayı inceleyeceksiniz. Bunları almayacaksınız” diye konuştu. “Söz konusu bilgi ve belgeler tahsis edilmiş olsaydı o dönem failler ortaya çıkacaktı” Demirbaş, talep yazılarına hiç yanıt verilmediğini söyledi. Demirbaş 15 Şubat 2006 tarihli F4 raporunu görmediğini söyledi. ‘ŞÜKRÜ YILDIZ VERDİĞİ DOSYA ÜZERİNDE ÇALIŞMAMIZI İSTEDİ’ Söz alan Ramazan Akyürek ise, “Hangi müfettiş geldiyse ilgili kişiyi hazır etmeye çalıştım” dedi. Akyürek’in ardından Şükrü Yıldız ise Demirbaş’a SEGBİS üzerinden soru sordu. Yıldız, “14-16 Şubat günleri arasında bunlar İstihbarat Daire Başkanlığı’ndaydılar. F4 raporlarını ve diğer bilgileri gördüler ve bunun üzerine yazılar hazırladılar. Benim verdiğim dosyada 246 sayılı yazı ve F4 içeriği yoktur. Ama hazırlanan raporda bu bilgiler ellerinden olmasaydı bu raporu nasıl hazırladırlar” dedi. Demirbaş ise Yıldız’a “Biz istihbaratta çalışmadık. Bilgi ve belgeleri görmedik” yanıtını verdi. Yıldız, Demirbaş’ın söylediklerinin doğru olmadığını ileri sürerek, “19 Şubat günü görüştük” dedi. Yeniden söz alan Demirbaş, “Aynı gün öğleden sonra Yıldız benim odama geldi. Bana ‘ben sizden bu bilgileri istemiyorum, sadece verdiğim dosya üzerinden yazacaksınız’ dediğini” kaydetti. Ahmet İlhan Güler ise, “Bilirkişiler masa başında rapor hazırladı. Başka bir yerde inceleme yapma gereksinimi hissetiniz mi” dedi. Demirbaş, bunun üzerine “Belki daha fazla bir şey çıkardı ama bize yaptırılmadı. ‘Bunu yapacaksınız’ dediler” diye konuştu. Demirbaş’ın tanık beyanlarının dinlenmesinin ardından eski Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan, tanık olarak dinlendi. Arslan, ilk olarak “8 senedir bu anı bekliyorum” dedi. Arslan, “Bu cinayetin olduğu günlerde Ankara’da Emniyet müdürleri toplantısı vardı. Bir hareketlilik vardı, ‘bizim elamanda varmış’ diyorlardı. İşin içinde eleman olduğu konularda kolay kolay cinayet işlenmez, varsa bir ihmal vardır” diye belirtti. ‘FETÖ ORGANİZE ETTİ’ Arslan, “Bu FETÖ çetesinin bizlere, askerlere, aydınlarına, kendilerine engel olabileceklerin önüne geçmek için organize ettiği bir cinayettir” ididasında bulundu. Arslan, “Benle görüşen Teftiş Kuruşu Müfettişlerine nasıl baskılar yapıldığını çok iyi biliyorum” dedi. Arslan, Trabzon İstihbarat Daire Başkanlığı’nın çıkarılan yardımcı istihbarat elemanın bilgisinin İstanbul ile paylaşılması gerektiğini belirterek, “Bu bilgi paylaşılmadı” diye vurguladı. ‘TEFTİŞ KURULU MÜFETTİŞLERİNE BASKI VARDI’ Arslan, şöyle devam etti: “Emniyet istihbaratı benimle ilgili bir hesapları olduğunu izlenimi alıyordum. Her kese baskı yapıldı. Teftiş Kurulu Başkanı Mütalip Ünal zaten baskı yapanlardan biriydi.” Engin Dinç’in avukatı Necdet Pakdil ise, “Bu konu hakkında yorumlarınız Nedim Şener’in kitabından alıntıdır” demezi üzerine Arslan, “Trabzon üzerini düşeni yapmış Genel başkanlığa yazarak ama İstanbul’a ‘ses getirecek eylem’ diye yazıldığını anlamış değilim” diye konuştu. FARUK SARI İKİNCİ DEFA DİNLENDİ Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde eski Emniyet Müdürü Hanifi Avcı tanık olarak dinlendi. Avcı, “FETÖ”nün İstanbul emniyetini ele geçirmek için çok çaba sarf ettiğini dile getirerek, Dink cinayeti ile var olan yetkilileri zan altında bırakarak, kendi kişilerini buraya getirmeyi amaçladıklarını söyledi. Avcı, “Bunlar bir kitap yazmışlar. Derin yapılar diye. Bu kitap onların yol haritasıydı. Bir ufukları vardı. Türkiye’yi ele geçirmeye çalışıyorlardı. Sahte belgelerle, dinlemelerle bunu yapmaya çalıştılar. Her tür kötü olayı kullanmaya çalıştılar” diye konuştu. Avcı, çocuklarının “FETÖ” okullarında okuduğunu kaydederek, Gülen Cemaati ile ilişkinin olmadığını söyledi. Avcı, Ali Fuat Yılmazer’in “Hanifi Avcı’nın FETÖ ile ilişkisi var” sözleri ile ilişkinde “Doğru değil söyledikleri” dedi. “İstihbarat hizmetleri diğer emniyet hizmetlerinden farklı bir tarafı var” diyen Avcı, “Siz devlet adına bir insanı kullanıyorsunuz. Bundan dolayı istihbarat hizmetleri ciddi bir devlet denetimine tabidir. Aldığınız bilgileri merkeze bilgi vermek zorundasınız. Merkez bu ilişkileri denetlemezse birçok sıkıntı ortaya çıkar. Verdiğiniz bilgileri merkezde kontrol etmek zorunluluğuna sahiptir” diye konuştu. Avcı’nın ardından dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Faruk Sarı’nın ifadesi bir kez daha alındı. Sarı’ya “FETÖ” soruşturması kapsamında 20 Aralık 2016 tarihinde verdiği ifade soruldu. Sarı, daha önce “cemaat sohbetlerine katıldım” ifadelerini kabul etmediğini dile getirerek, bazı beyanlarının yanlış olduğunu dile getirdi. Sarı’nın ifadesi ardından taraflar taleplerini dile getirdi. Duruşma, 5,6,8,9 Haziran günlerine ertelendi. Kararda Trabzon'daki jandarma dosyasının ana dosya ile birleştirilme yönündeki talebine bu aşamada karar verilemeyeceği belirtilerek, sonraki duruşmada Nedim Şener, Levent Yarımel, Bayburt Emniyet Müdürlüğü görevlisi Burhan Gümüş, İstihbarat Daire Başkanı Görevlisi Hasan Çobanoğlu, İsmail Bayseç, Abdullah Öztürk, Arif Sarıkaya, Sadık Turan Alp, Adanan Daştan, Hasan Hüseyin Koca, Hüsamettin Yaman, İlhan Murat Kulalar, Muzaffer Erkan, Ömer Şen, Şafak Şen, Yüksel Sezer’in tanık olarak dinlenmesine karar verdi.