Tarihi gümüş işleme sanatı telkarinin 5 ustası kaldı 2016-11-30 09:00:27 MARDİN - Telkari diyarı olarak bilinen Midyat'ta tarihi gümüş işleme sanatının 5 ustası kaldı. El emeği göz nuru ile işlenen telkari de sanayileşmeden dolayı bir kaç yıl sonra tamamen yok olma tehlikesi ile karşı karşıya. Mardin yöresine ait ve tarihi M.Ö. 3000’lere dayanan telkari gümüş işleme sanatının Midyat ilçesinde yalnızca 5 ustası kaldı. Ortadoğu’da ortaya çıkan gümüş işleme sanatı dönem dönem geniş uygulama alanları bulsa da Mardin yöresi ile adeta özdeşleşti. Babadan kalma meslek olarak da bilinen telkari işlemeciliği de sanayileşmenin kurbanı oldu. Mardin-Midyat denilince akla gelenlerden biri olan ve 5 bin yıllık bir tarihe sahip olan telkari işlemeciliği artık bitme ile yüz yüze. Daha önce 100’den fazla telkari atölyesinin bulunduğu Midyat’ta bu meslek genelde usta-çırak ilişkisi ile öğrenilen bir meslek. BABASINDAN DEVRALDIĞI MESLEĞİ YAŞATMAYA ÇALIŞIYOR Midyat yöresinde telkâri sanatıyla büyüyen kuşakların çoğu atölyelerini kapattı. Kalan atölyelerden ve ustalardan biri olan Telkari ustası Melek Akyol, makineleşmeye karşı hala el emeği göz nuru ile direnenlerden. İşleri eskisi gibi yoğun olmadığı için zaman zaman dükkanının alt katında bulunan atölyesine çekilen Akyol, zamanının bir kısmını burada telkari işleyerek geçiriyor. Geçmişte yüzlerce kişiye telkari ustalığı yapan Akyol’un yetiştirdiği bir çok çırağı işlerin bitmesinden dolayı bu işi bırakmak zorunda kaldı. O ise oğluyla birlikte babasından devraldığı telkari mesleğini yaşatmaya çalışıyor. İNCE TELLER SABIRLA İŞLENİYOR Atölyesinde eski usulle işlemeciliğini yapan Akyol, genelde insan gücüne dayalı makineler ile ürünlerini ortaya çıkarıyor. Atölyesine çekilen usta, 950 ayar gümüşü yapısında tuz bulunan tenekan ile ateşte eritmeye başlıyor. Yaklaşık 20 dakika ateşte eriyen gümüşü ardından derece içerisine döküp kalıp haline getiren usta, kalıbın soğumasından sonra ise yaklaşık 10 cm olan gümüşü makineden geçirerek yaklaşık 2 metre haline getiriyor. Aynı kalıbı 1 milim kadar incelten usta, gümüşü bir saç teli inceliğine kadar getiriyor. Daha sonra ise yine birçok işlemden geçen gümüş son olarak ince tellerin birleştirilmesiyle, ince eleyip sık dokumayla şekil veriliyor. Kimilerine süs eşyası olarak, yada takı olarak dönen telkari sanatında en büyük özellik sabırla işlenen ince teller oluyor. Ustaların sabırla işlediği motiflerin ardından telkariler hazır hale geliyor. ‘DEĞERLERİMİZE SAHİP ÇIKAMIYORUZ’ Ancak ilginin oldukça azaldığı ve Türkiye’de turizmin bitmesinden dolayı yerel ve yabancı turistlerin gelmemesinden dolayı işlerinin yolunda olmadığından şikayet eden Akyol, daha önceleri ilginin daha yoğun olduğunu ifade etti. Yine sanayileşme ile birlikte son 7 yıldır mesleğin bitmeye doğru yol aldığını ifade eden Akyol, birkaç yıl sonra bu mesleğin tamamen biteceğini söyledi. “Değerlerimize sahip çıkamıyoruz” diyen Akyol, “Telkari sanatı her geçen gün gerilemektedir. Midyat’ta eskiden yüzlerce atölye vardı. Hepsi bıraktı. Şimdi sadece 5 atölye var. Bazen dükkanı açtığım gibi kapatıyorum. Siftah bile yapmıyorum. Bu bizim sadece mesleğimiz değil, tarihimiz değerimizdir. Ama birkaç yıl sonra bu sanat alanında bir tane telkari ustası bulamazsınız. Makineler çıktıktan sonra yapılanlar bizim el işlemeciliği ile yaptığımız gibi olamaz. Bu sanata sahip çıkılması gerekiyor” dedi.