Ahşaba ruh veriyor 2017-04-20 09:01:16 URFA - Bedensel engeline aldırış etmeden el emeğiyle ahşaptan süs ve oyuncak üreten Osman Basmacı, “Ben üretmeyi ve uğraşmayı seven bir insanım. Bir işin ya muhtacı ya da meraklısı olacaksın” dedi. Urfa’nın merkez Eyübiye ilçesi Balıklıgöl Platosu'ndaki Dergâh Çarşısı’nda açtığı atölyede tarihi mekânların maketlerinin yanı sıra kaybolmaya yüz tutmuş otantik oyuncak ile süs eşyalarını günümüze taşıyan Bedensel Engelliler Derneği Genel Sekreteri Osman Basmacı, oyuncağın en büyük merakı olduğunu söyledi. Eline aldığı ağaçları oyarak şekil veren Basmacı, atölyesinde şimdiye kadar yöresel taht, sedir, su küpü, dönme dolap, atlıkarınca, Eyüp Peygamber kuyusunun yanı sıra, 40 çeşit oyuncak ve süs eşyasının örneklerini yaptığını belirtti. Basmacı “Neden ahşap” diye sorulduğunda ise, piyasadaki plastik oyuncak ve süs eşyalarında kanserojen madde bulunduğunu, çocukların sağlığı için ahşaptan yapılan oyuncakların tercih edilmesi gerektiğini dile getirdi. ‘TALEP ÇOK' 49 yaşındaki 5 çocuk babası Basmacı, 2005 yılında emekli olduktan sonra geçinemediğini belirterek, “Evde oturmaktan ya da kahvelere takılmaktansa sevdiğim bir işle uğraşmak beni mutlu ediyor. Öncelikle evde zımpara ve bıçak kullanarak tamamıyla el emeğiyle yapmaya başladım. Daha sonra yoğun sipariş üzerine yetiştiremedim. Zımpara ve turna gibi makinaları alarak bu dükkânı işletmeye başladım” dedi. Atölye açtıktan sonra insanların ahşaba olan ilgilerinin gün geçtikçe arttığını fark eden Basmacı, “Piyasada 1 ya da 2 TL’ye dahi plastik oyuncak bulmak mümkün. Plastik oyuncaklar genelde atık plastiklerden yapılan oyuncaklardır. Kanserojen madde taşırlar. Çocukların sağlığını ciddi anlamda tehdit ederler. Ebeveynlerin çocuklarının sağlığı için bu oyuncaklardan uzak durması gerekiyor” diye konuştu. ‘KÜLTÜREL ZENGİNLİKLER KAYBOLMASIN’ Plastik oyuncakların ithal ürünler olduğunu belirten Basmacı, şöyle konuştu: “Kendi çabamla yapmama rağmen işlerim iyidir. Urfa’nın yanı sıra çevre illerden de sipariş alıyorum. Ancak bu işin daha çok yaygınlaşması gerektiğine inanıyorum. Bunun için de desteklenmesi gerekiyor. Benim vatandaşlara çağrım, ellerinde çürümeye yüz tutmuş ahşap süs eşyası ve oyuncaklar varsa bize getirsinler. Kültürel zenginliklerimizin kaybolmaması için getirsinler.” ÖĞRETECEK ÇIRAK ARIYOR Kendi çabası sonucunda öğrendiği mesleğini başkasına aktarmak istese de, eleman bulamadığından yakınan Basmacı, “Eskisi gibi insanlar çocuklarını meslek öğrensin diye ustaların yanına göndermiyor. Aynı zamanda gelen çırak, meslek edinmekten çok para kazanmanın derdinde olduğu için bırakıp gidiyor” diye belirtti. Konfüçyüs’ün “Bir kişiye iyilik yapmak istiyorsan ona balık verme, balık tutmayı öğret” sözünü hatırlatan Basmacı, şöyle devam etti: “Meslek edinmek isteyen olursa gelsin, ben elimden geleni yaparım. Ustalaştıktan sonra kendi parasını, kendisi kazansın. Ben engelli arkadaşlarıma bu konuda ders veriyorum. Bu işin yaygınlaşması için elimden geleni yapmaya hazırım. Uğraşılsa hem güzel zaman geçiren, hem de güzel para kazandıran bir meslektir.” ‘MERAKLISIYDIM, MUHTACI OLDUM’ “Ben üretmeyi ve uğraşmayı seven bir insanım. Boş vakit geçirmeyi sevmediğimden, mutlaka uğraşacak bir şeylerin olması gerekiyor. Bir işin ya muhtacı ya da meraklısı olacaksın. Ben meraklısıydım, muhtacı oldum” diyen Basmacı, şöyle devam etti: “Genelde dışardan gelen yerli ve yabancı turistler ahşaba yöneliyor. Çünkü tamamıyla doğal olan ağaçtan yapıyoruz. Hiçbir şekilde vernik ya da cila kullanmıyorum. Genelde kavak, çam, Sibirya çamı ve ceviz ağacı kullanıyorum. Kullanacağım ağacı oyuncağa göre belirliyorum. Hangi ağaç, hangi oyuncak ve süs eşyasına daha uygun ise unu kullanıyorum. Ürünlerime kullandığım ağaca ve yaptığım ürünün işçiliğine göre fiyat biçiyorum. 3 ile 150 TL arasında ürünlerimiz vardır. Ürünlerimiz el emeği olmasına rağmen gayet uygun fiyatlara satıyoruz.”