Barışa adanan bir yaşam: Celile Özen 2017-04-21 09:01:42 MARDİN - Yaşadığı onca zorluğa rağmen asla vazgeçmediği barış mücadelesini sürdürürken yaşamını yitiren Barış Annesi Celile Özen'i anlatan çalışma arkadaşı Feyruza Özgün, “Barış için yola çıkmıştı ve o yolundan hiç dönmedi. Biz de yürümeye devam edeceğiz" dedi. Geçtiğimiz günlerde tedavi gördüğü Mardin Devlet Hastanesi'nde 48 yaşında yaşamını yitiren Barış Annesi Celile Özen, ardında kararlı bir barış mücadelesi bıraktı. 1969 yılında Mardin’in Savur ilçesine bağlı Dengiza (Serenli) köyünde dünyaya gelen Özen, çocuk yaşta evlendirilir. 12 yaşında ailesi tarafından evlendirilen ve bir süre köyde kaldıktan sonra ailesiyle birlikte İzmir'e göç eden Özen, buradaki politik gelişmelerden etkilenerek Kürt siyasal çalışmaları içerisinde yer alır. 1991 yılında tekrar köye dönme kararı alan 7 çocuk annesi Özen, 1992 yılında köylerinin asker ve korucular tarafından yakılması nedeniyle bir kez daha göç yollarına düşer. Bu Mardin merkeze yerleşmek zorunda kalan Özen, çalışmalarını burada da sürdürür. 15 Şubat 1999 tarihinde PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın Türkiye'ye getirilmesi ardından kızı PKK'ye katılan Özen, Barış Anneleri'nin mücadelesine katılır. Uzun bir süre Mardin Barış Anneleri Meclisi’nin sözcülüğünü yürüten Özen, mücadelesine gözaltı ve baskılara rağmen geri adım atmayarak devam eder. 'ONDAN ÇOK ŞEY ÖĞRENDİK' Annesinden bahsederken duygulu anlar yaşayan Mehmet Özen, babasının da köy baskınları sırasında sürekli gözaltına alındığını belirtti. Köyleri yakıldıktan sonra ellerinde hiçbir şeyin kalmadığını dile getiren oğul Özen, Mardin'e göç ettikten sonra en büyük desteği annesinden aldığını söyledi. Özen, tüm zorluklara rağmen annesinin yüzündeki tebessümün hiç eksik olmadığının altını çizdi. Annesinin yokluğunu derinden hissettiğini kaydeden Özen, “Mücadelesinden hiçbir zaman geri atmadı. Mahalle çalışmalarında sürekli yer alıyordu. Her konuda bize destek olurdu. Çocukları için her şeyi yaptı. Ondan çok şey öğrendik. Böyle bir annemiz olduğu için çok şanslıyız ve onurluyuz. Birçok kere gözaltına alındı, birçok mahkemesi vardı ama hiçbir zaman yılmadı. Mücadelesini bağlılıkla sürdürdü. Biz de bıraktığı mirası devam ettireceğiz" diye konuştu. ‘CESARETİ GÜÇ VERİRDİ' Annesinin kendisine “Reşê min” diye hitap ettiğini kaydeden küçük oğlu Kendan Özen de, annesinin devrimci ruhundan çok etkilendiğini söyledi. Özen, tüm yaşamı boyunca “Öğretmeni” olarak gördüğü annesinden şöyle bahsetti: “Annemin cesareti güç verirdi. Okul okumamıştı ama her şeyi anlardı. Newroz günlerinde annem en önde giderdi. Şehit cenazelerinin hiçbirini atlamazdı. Parti çalışmalarında annem kendini daha çok tanıdı. Bazı geceler çok geç gelirdi. Bazen sabahları kalkardık annem olmazdı evde. Kimi günler biz annemize ekmek pişirirdik. Bazen aynı yemekleri yemekten sıkılırdık, annemize yeni yemek yapmasını söylerdik. Annem ise 'Siz varlık içindesiniz ama benim yüzlerce çocuğum un, yağ ve yumurtayla yıllarını geçiriyor’ derdi. Bizim evimizde iki yol gösterenimiz vardı. Biri yaşamını yitirdi ama diğeri ayakta. Annemizi içimizde yaşatmamız için onun yolundan sapmamalıyız. Annem Kürdistan hayaliyle yaşadı hep.” 'ÇIKTIĞI O YOLDAN HİÇ DÖNMEDİ' Barış Anneleri'nden Feyruza Özgün ise, uzun yıllar komşuluk yaptığı ve aynı çalışma içinde yer aldığı yol arkadaşı Özen'in ölümünden duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Titrek ses tonuyla "Arkadaşlık akrabalıktan ötedir derler. Gerçekten de öyleydi” diyerek konuşmasına başlayan Özgün, “Asla kimseyi kırmazdı. Çalışmalardan eksik olmazdı. Şuan aramızda olmaması büyük bir boşluk yarattı. Bazen ben çalışmalara gidemezdim ama o giderdi. Biz de Celile gibi barışı savunmaya devam edeceğiz. Çocukların ölmemesi için, savaşın bitmesi, barışın gelmesi için çalışıyoruz. Barış için yola çıkmıştı ve hiç o yolundan dönmedi. Bizde yürümeye devam edeceğiz" diye konuştu.