Şaban İba: Tutuklamalar Berberoğlu ile sınırlı kalmayacak 2017-06-17 09:02:22 BALIKESİR - CHP milletvekillerinin tutuklanmasının Enis Berberoğlu ile sınırlı kalmayacağını öne süren gazeteci-yazar Şaban İba, CHP'nin "Denetimli muhalefet" yaptığını belirterek, "CHP önce bundan kurtulmalı" dedi. Suriye'deki radikal gruplara silah taşıyan MİT TIR'ları dosyası kapsamında CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu'nun tutuklanması ardından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun başlattığı "Adalet" yürüyüşü devam ediyor. Berberoğlu'nun tutuklanması ile birlikte yargı bağımsızlığının yanı sıra siyasi iktidarın gelecek planları kapsamında muhalefete dönük saldırılarının ne yönde şekilleneceği, HDP'nin Eş Genel Başkanları dahil 11 milletvekilinin tutukluluğu ile CHP’nin tavrına dair gazeteci-yazar Şaban İba önemli değerlendirmelerde bulundu. 'KURALLAR BİR KERE BOZULDU MU...' AKP Grup Başkanvekili’nin CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun dokunulmazlıkların kaldırılması için "Anayasaya aykırı ama yine de 'Evet' diyeceğiz" sözünü hatırlatmasında haklı olduğunu ifade eden İba, “AKP kısaca Kılıçdaroğlu'na ‘bunu beraber yaptık şimdi ne oldu’ demiş oldu” diye konuştu. Bu konuda HDP başta olmak üzere herkesin CHP ve Kılıçdaroğlu'nu uyardığını hatırlatan İba, "Yani bilerek kuralları bozuyorsunuz. Kurallar bir defa bozuldu mu bunun sınırı yoktur. Bu iş bumerang gibidir döner sizi vurur. Şimdi de tam öyle oldu. 'Sıra size de gelecek' dedik ama dinlemediler" diye konuştu. CHP'nin bunu bile bile hareket ettiğini belirten İba, "CHP halen bir devlet partisi, bir müesses nizam partisidir. AKP, MHP ve CHP arasında müesses nizamın korunması yönünde özellikle de HDP'ye karşı bir ortak tutum, ortak tavır var. 2012'den bu yana bu 3 parti hemen hemen her konuda ortak tavır aldılar sonuçta da bu kendilerine kadar geldi ve milletvekilleri tutuklandı" dedi. Dokunulmazlıkların kaldırılmasının ardından CHP içinden gelen özeleştirileri de "Gecikmiş" olarak değerlendiren İba, "Bu konu CHP MYK'sinde de konuşulmuş. Bazı vekiller bu özeleştiriyi kurumsal olarak da yapalım diye bir teklifle gitmişler. Sonuç olarak buna şu anda gerek olmadığı ve gerekirse sonrasında yapılabileceğine dair bir karara varmışlar. Ben böyle bir özeleştiri beklemiyorum. Böyle bir özeleştiri CHP'nin tarihinde de yok" ifadelerini kullandı. 'BERBEROĞLU İLE SINIRLI KALMAYACAK' CHP'li vekillerin tutuklanmasının Enis Berberoğlu'yla sınırlı kalmayacağını dile getiren İba, şöyle devam etti: "CHP içerisindeki bütün solcu vekilleri tutuklayacaklarını düşünüyorum. Tanrıkulu (Sezgin Tanrıkulu), Eren (Eren Erdem) gibi solcu vekillerin tamamının tutuklanacağını düşünüyorum. Bu AKP'nin muhalefeti tamamen susturma politikası. Bunu çok bilinçli yapıyorlar. Bunların tamamı önceden düşünülmüş en küçük detayına kadar planlanarak yapılıyor. Saray’da bir sürü CIA'de (Merkezi İstihbarat Teşkilatı/ABD istihbaratı) eğitim görmüş insanlar var. Bunların bir çoğu eski solcu. Kitleleri de korkutuyor. Açıkçası gözdağı da korkutuyor insanları. Peki buradan bir kitlesel direniş bir Gezi çıkar mı? Ben bunun olmasına da yine CHP'nin izin vermeyeceğini düşünüyorum... Ankara'dan İstanbul'a değil de bütün Türkiye'nin Ankara'ya yürümesi istenebilirdi. Merkezi hükümet orada çünkü, siyasi karar mercii Ankara'da. Tabi bu yürüyüşe Gandhi süsü vermeye çalışıyorlar. Ama Gandhi hareketinin niteliği böyle bir şey değil. Gandhi kitleleri arkasına alarak bunları yaptı. Kılıçdaroğlu ise kitlelerin evden dışarıya çıkmamasını istiyor... Çünkü CHP diyor ya 'denetimli darbe' CHP de 'denetimli bir muhalefet' şimdiye kadar sınırları zorlayabilen veya bir tutarlılığı olan bir yapı değil... CHP'nin öncelikle bundan kurtulması lazım. Bu yürüyüşün sonuç vermesi için etkin muhalefetin hayata geçirilmesi lazım." 'GENİŞ BİR CEPHE OLUŞTURMAK GEREKLİ' CHP'nin sonuç alması için önünde kendisinden başka engel olmadığını belirten İba, HDP Eş Genel Başkanı Selehattin Demirtaş'ın "Demokrasi Cephesi" çağrısını hatırlatarak şunları aktardı: "Demirtaş'ın geniş bir 'Demokrasi Cephesi' kurulması yönündeki önerisi pek tabi ki tutarlı ve yerinde bir teklif. Ama sadece CHP değil bunun dışında kalan bir çok sol örgütte buna cevap vermedi. Oysa çok gerekli. 'Demokrasi Cephesi' olmazsa olmaz. Son 3 yılda AKP tarafından 3 darbe yapıldı. 1 Kasım 2015 darbesi, 15 temmuz darbesi ve Referandum darbesi. Tüm bu yaşananlar bu darbelerin sonucudur ve darbe devam ediyor. Bugün nitekim Kılıçdaroğlu da açıklamalarında 'Bu bir darbedir, bu bir diktatörlüktür' diyor. Şimdi diktaya bugün mü ulaştı AKP ya da Kılıçdaroğlu bu durumu yeni mi fark etti. Eski bir laf vardır ya, 'adı kaldı yadigar' diye parlemanto ya da temsil sistemi diye bir şey kalmadı. Artık tek adam diktatörlüğü var. Nitekim Türkiye OHAL koşullarında olağanüstü bir rejim de yaşıyor. Tam da bu nedenlerden dolayı geniş bir cephe oluşturmak gerekir. Bu da devrimci, demokrat kesimlerin en geniş katılımıyla olabilecek bir cephe olabilir. Tek başına 'Hayır' cephesi yeterli olmaz tabi ki. 'Hayır cephesi' başka bir şeydi. Hatta cephe bile değildi. Herkes bulunduğu yerden bir tavır aldı. Bunun içerisinde MHP, CHP, Vatan Partisi ve çeşitli sol gruplar vardı; ama burada ana aktör HDP idi. Bu işin esas motoru HDP’dir. Ne olursa olsun HDP'siz adım atılamaz. CHP bu yüzden HDP ile yan yana gelmek konusundaki çekincelerini bir tarafa bırakmalı."