HDP yargıya talimatı belgeledi: Adalet Bakanı ‘Gizli’ belge ile Demirtaş’a soruşturma istedi 2017-06-22 12:26:42 ANKARA – HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında Adalet Bakanlığı’nın “Gizli” ibareli bir belgeyle yargıya talimat verdiği ortaya çıktı. Belgede, bakanlık Demirtaş’ın basın toplantısındaki açıklamalarını savcılığa göndererek, “Gereğinin yapılması” talimatı verdi. “Yargıya talimat” tartışması devam ederken, Adalet Bakanlığı’nın HDP’nin tutuklu Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında mahkemeye talimat verdiği ortaya çıktı. Talimata ilişkin “Gizli” ibareleri belgeyi HDP Sözcüsü Osman Baydemir kamuoyu ile paylaştı. Baydemir, konuya ilişkin HDP Grup Toplantı Salonu’nda basın toplantısı düzenlendi. Baydemir, 4 Kasım 2016’de milletvekillerinin tutuklanmasının üzerinden 231 gün geçtiğini hatırlatarak, “Yargı muhalefeti susturmanın sopası haline dönüştürülmüşse orada tuzun kokmuş hali vardır. HDP’nin eş başkanlarının tutuklanmasının hukukla alakası yoktur. İktidar partisinin muhalefetini ve AKP Genel Başkanının rakibi olan Demirtaş ve Yüksekdağ’ı tasfiye etme operasyonu ile karşı karşıyayız. Yargı milletvekillilerimize dönük açılan davalarda talimatla işliyor. Dokunulmazlıkların genel kurul aşamasında görüşülmesine henüz başlanılmadan 31 Aralık 2015 tarihinde Meclis’e intikal eden HDP’li milletvekillerine dair toplamda 182 fezleke var. Ancak Cumhurbaşkanı açıklama yapıyor, bu açıklamadan bir iki hafta sonra fezleke sayısı 182’den 242’ye yükseliyor. Yetmiyor cumhurbaşkanı ‘yargı gereğini yapacak’ diyor fezleke sayısı 510’a sıçrıyor. Hakim ve savcılar bu açıklamadan sonra mı harekete geçiyor” diye konuştu. ‘ADALET BAKANLIĞINDAN GİZLİ İBARELİ TALİMAT’ Baydemir, kendilerine ulaşan “gizli” ibareleri belgeye ilişkin olarak şunları dile getirdi: “Adalet Bakanlığı bünyesinde HDP’li milletvekillerinin adeta takibe alan, ağızlarından çıkan her sözü fezlekeye dönüştürmek için talimat gönderen bir birim var. ‘Rüşvet’in belgesi olur mu?’ diye sorarlar. Ama yargının talimatlandırıldığının belgesi var. Açılan fezlekelerin nasıl hükümetin talimatıyla hazırlandığının belgesini ortaya koyacağım. Anayasa’nın 138’inci maddesinin ihlal edildiğinin belgesidir bu belge. Bu belge Selahattin Demirtaş’ın Diyarbakır Asliye Ceza Mahkemesi’nde sehven bize ulaşmış gizli bir belgedir. Çok açık ve net söylüyorum bu belge adaletin nasıl çiğnendiğinin belgesidir. Bu belge Selahattin Demirtaş’tan siyasi rakibi tarafından intikam alma belgesidir. Demokratik siyasetin tasfiye edilmek istenmesinin belgesidir. Demirtaş, 6 Eylül 2015 tarihinde Diyarbakır’da bir basın toplantısı düzenliyor. Basın toplantısından hemen sonra beyanları medyada haber konusu oluyor. Adalet Bakanlığı’ndaki birim aynı gün devreye giriyor. Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü, Diyarbakır Savcılığı’na aynı gün talimat gönderiyor. Talimatta Demirtaş’ın açıklamalarını da ek olarak gönderiyor ve ‘gereğinin ifası ile yapılan işlem sonucunda ivedi bilgi verilmesini rica ediyorum’ diyor. Bu belge gizli ibareli bir belgedir. Adalet Bakanlığı Ceza Genel Müdürü bakan adıyla Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderiyor. Bu yazı savcılığa ulaşır ulaşmaz hemen başsavcı vekili aynı gün fezlekeyi hazırlıyor.” ‘TALİMAT 3 AYRI İDDİANAME VE 3 DAVA OLARAK DÖNDÜ’ Baydemir, fezlekenin “talimatın gereği” olarak hazırlandığı belirterek, bu fezlekenin Demirtaş hakkında 3 ayrı iddianame ile birlikte 3 ayrı dava dosyasına dönüştüğünü aktardı. Baydemir, “Bu dava dosyalarından birinden dolayı şu anda eş genel başkanımız tutuklu. Talimatla oluşturulan fezleke, talimatla açılan bir dava ve talimatla tutuklamadan bahsediyoruz” dedi. DÜNYANIN NERESİNDE BAKANLIK ‘İŞLEM BAŞLATIN’ DER Baydemir, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Birkaç gündür, Anayasa’nın 138. maddesinin ihlal edilip edilmediği tartışması yürütülüyor. Dünyanın hangi yerinde adalet bakanı adına yargıya ‘gereğini yapın, işlem başlatın’ talimatı gidebilir? Çok açık şekilde Anayasa’nın 138’inci maddesi ihlal edilmiştir. ‘Eğer bu rutin bir uygulamadır’ diyorsanız neden üzerinde gizli belgesi var. Eğer ‘suç duyurusudur’ diyorsanız niye talimat gönderiyorsunuz. Cumhurbaşkanı, suç duyurusunu şahsı kendisi yapabilir. HSYK’nin başı olan Adalet Bakanı adına Cumhuriyet Başsavcılığına gereğinin ifasını rica ediyorum denilen bir yazıdan sonra gereğinin ifasının yapılmaması disiplin suçu gerektirir. Devlet yazışmasında ‘rica ediyorum’ demek üstün astına hiyerarşik olarak kullandığı bir dildir.” ‘BAŞKA BELGELER DE AÇIKLAYACAĞIZ’ Baydemir, ellerinde farklı belgelerinde olduğunu ima ederek, “Bugün bu belgeyle yetiniyorum. Ayrıca talimatla fezleke hazırlanıyor. Talimatla dava oluşturuluyor ama bütün yargılama aşamaları yine adalet bakanının gözetimi, denetimi altında gerçekleştiriliyor. Mahkemenin her kalem oynatması adalet bakanının ilgili birimi eliyle denetleniyor. Onun belgelerini de, Adalet Bakanı’nın açıklamasının hemen akabinde kamuoyuyla paylaşacağız” ifadesini kullandı. Açıklamalarının ardından bir basın mensubu Baydemir’e CHP’nin de dün açıkladığı belgeyi hatırlatarak hükümetin buna ilişkin “suç duyurusudur” yanıtını anımsatıp, “Burada da mı suç duyurusu var?” sorusunu yöneltti. Soru üzerine Baydemir, “Bu belgede 9 Eylül’de eş genel başkanımız konuşma yapıyor. Konuşması haber sitelerinde haber oluyor. Adalet bakanı adına ceza işleri genel müdür yardımcısı Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısına ‘terör örgütü propagandası var, Cumhurbaşkanı’na hakaret var, işlem yap’ diyor. Bu suç duyurusu değil, bu bir talimattır. ‘Gereğini rica ederim’ diyor. Bakan adına başsavcıya böyle bir yazı göndermek hangi prosedür içinde izah edilebilir. Bu bir talimattır ve gereği yerine getirilmiştir. Bu yüzden aynı gün fezleke hazırlanmış. Mesai saatine yetiştirilmiştir. Dolayısıyla Eş Genel Başkanımız Selahattin Demirtaş’ın tutuklanması bir yargı faaliyetiyle değil siyasi iktidarın talimatıyla gerçekleşmiştir. Adalet Bakanı kimdir? Hükümetin adalet bakanıdır” dedi. ‘AKP’NİN HUKUK KOLU MEKANİZMASI VAR’ Baydemir, belgenin aynı zamanda yargının talimatla işletildiğinin de belgesi olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti: “Bu belge HDP’ye dair açılan tüm davaların talimatla açıldığının belgesidir. Bu belge hukuksuzluğun belgesidir. Suç işlenmiştir. Cumhuriyet Savcılarını re’sen göreve davet ediyorum. Hukukçularımız suç duyurusunda bulunacak. Peki, HSK’yesuç duyurusunda bulunduk. Kimi şikayet edeceğiz Adalet bakanını. Adalet bakanı kim HSYK’ın başı. Kimi kime şikayet ediyoruz? Allah da biliyor ki bu ülkede yargı bağımsız değil. Allah da biliyor ki bugün Selahattin Demirtaş tutukluysa bunun sebebi, siyasi rakibinin onu tasfiye etmek istemesidir. Allah’ın bildiğini bugün kulla, kamuoyuyla paylaşıyoruz. Herkes bilsin ki ortada hukukun üstünlüğü, bağımsız yargı yok. AKP’nin hukuk kolu gibi işleyen bir mekanizma var.” ‘ADALET ONLARA DA LAZIM OLACAK’ Bir basın mensubunun CHP’nin “Adalet” yürüyüşüne ilişkin değerlendirmesini sorduğu Baydemir, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Adalet bir gün herkese lazım olacak. Bugün HDP bunun hedefinde. Bugün muhalifler bunun hedefinde… Bugün gazeteciler, ekmeği elinden alınan insanlar bunun hedefinde. Ama unutmayın; 2009’da Diyarbakır’da KCK operasyonları adı altında 10 bini aşkın Kürt siyasetçi tutuklanıp cezaevine konuldu. Biz o gün meydanlarda bağırıyorduk; ‘Bir gün gelecek adalet size de lazım olacak’ diyorduk. Bugün bu uygulamayı yapanlar, başta Adalet Bakanı, AKP kurmayları ve Hükümete ortaklık edenler bir gün gelecek adalet size de lazım olacak. Adalet talebi kimden gelirse gelsin yanındayız. Eşitlik özgürlük onurlu barış hukukun üstünlüğü insan hakları tereddütsüz ilkelerimizdir. Kim muzdarip ise biz hem yanındayız hem sözcüsüyüz. Adalet için, eşitlik için, demokrasi içini, insanlık onuru için yürümek ödevdir. Faşizme karşı demokrasiden yana olanların yan yana durabilmesi gerekiyor. Birlikte haykırabilmesi gerekiyor. Faşizme karşı demokrasiyi, adaleti, onurlu bir barışı talep eden demokrasi güçlerinin aynı fotoğraf karesi içinde bulunmaktan çekinmemesi gerekiyor. Ancak bu şekilde faşizm geriler, demokrasi önündeki engeller aşıla bikir. HDP demokrasi güçleri içindeki hiçbir bileşeni kendine rakip olarak görmüyor. Tam tersine partner olarak görüyor. Biz demokrasi adalet özgürlük isteyenlerle temas kurmada, onların yapacağı işi takdir etmede ikircikli davranmayız. Doğruya doğru yanlışa yanlış deriz.” ‘AYM HUKUKSUZLUĞUN SÜRDÜRÜLMESİNE DUR DEMELİ’ Anayasa Mahkemesi’ne yaptıkları başvurunun üzerinden de 231 gün geçtiğini hatırlatan Baydemir, AYM ile çağrıda bulunarak, “Oysa bizim çağrımız açık ve net; hukuk ve adalet. Anayasa Mahkemesi, içtihadına sahip çıksın. Kararını açıklasın. İçtihadına sahip çıkması hukuksuzluğun sürdürümünü durdurmak demektir. Böylelikle bir kez daha iktidarın hatadan vazgeçmesinin fırsatını sunacak ve ülkenin önünün açılmasına katkı sunacaktır” dedi.