‘Demokratik modernitenin inşası İmralı işkence sistemini aşacak’ 2017-06-24 09:02:39 İSTANBUL - PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın avukatlarından Ebru Günay, “Öcalan şahsında İmralı özgünlüğünde yaşanan, sistemler arası savaştır, sonucu da demokratik modernite sistemini inşa görevlerinin başarısı belirleyecek; ancak bu temelde İmralı işkence sistemi aşılabilecektir” dedi. İmralı Adası’nda 15 Şubat 1999’dan günümüze ağır tecrit koşullarında bulunan PKK Lideri Abdullah Öcalan'dan 9 aydır haber alınamıyor. Kaldığı koşullar, “İmralı işkence sistemi" diye tanımlanan tecridin nasıl aşılabileceğini Öcalan’ın avukatı Ebru Günay değerlendirdi. Öcalan’ın 18 yılı bulan İmralı süreci boyunca ortaya koyduğu demokratik çözüm ve barış çabalarına dair Günay, “Öcalan’ın Kürt sorununu Türkiye ile demokratik temelde çözme çabaları sonucunda anlaşıldı ki Türkiye ne kendi adına savaşabiliyor ne de barışabiliyor. Türkiye kapitalist modernite sistemine ve onun yürütücüsü ABD ve AB politikalarına göbekten bağımlı. Bu sistemde Türk devletine ve hükümetine biçilen rol, Anadolu ve Mezopotamya halklarını kapitalist sistemin sömürüsüne bağlamanın jandarmalığını yapmaktı. Öcalan da Türkiye’nin değil, kapitalist dünya sisteminin tutsağıydı. Türkiye’nin rolü sadece bu sistemin kurduğu İmralı işkence sistemine bekçilik ve gardiyanlık yapmaktır. Bu rolünün dışına çıkmasına, yani Öcalan’ın demokratik çözüm çabalarına yanıt verecek siyasi bir iradenin oluşmasına izin verilmeyecek, bu role soyunmak isteyenler de tasfiye edilecek, Öcalan her seferinde muhatapsız bırakılacaktı” sözleriyle yorumladı. ‘MAHKUM EDİLMEK İSTENEN ESASTA ÖZGÜR KÜRTLÜKTÜR’ İmralı sisteminin Türkiye’yi aştığını dile getiren Günay, “İmralı işkence sistemi Öcalan şahsında Kürtlerin diğer halklarla demokratik ve özgür birlik iradesinin tasfiyesi amacıyla ABD tarafından gizli anlaşma temelinde kurulmuş ve yönetilmiştir. Çünkü Öcalan kapitalist dünya sistemi ve onlara bağımlı bölge ulus-devletlerinin defterden silip tarih dışı saydığı özgür Kürtlüğü temsil ediyordu. Öcalan’ın özgür Kürtlük çizgisinde ısrar etmesi, özgür Kürt birey ve toplumunu açığa çıkararak Ortadoğu politikalarını belirleyen aktör haline getirmesi onların yıllardır alışageldikleri ezberlerini bozuyor. Öcalan şahsında dışlanan ve tek kişilik bir ada cezaevine mahkûm edilmek istenen esasta bu özgür Kürtlüktür. Öcalan bu çizgide ısrarlı olduğundan hedef seçilmiş, İmralı işkence sistemi bu nedenle devreye konulmuştur. Bu sistemle halkların özgürlük umudu haline gelen Öcalan’ın olumsuz cezaevi koşulları, tecrit ve baskılarla özgürlük iradesini kırma ve özgürlük çizgisinden vazgeçirmekle birlikte temsil ettiği çizginin de tasfiyesi amaçlanmıştır. Ama tüm baskılara, tecrit, tasfiye ve irade kırma operasyonlarına rağmen Öcalan temsil ettiği özgürlük iradesini İmralı’da da bunlara teslim etmedi. Tersine duruşu ve savunmalarıyla bu iradeyi daha güçlü ideolojik ve politik donanıma kavuşturdu” dedi. ‘İMRALI İŞKENCE SİSTEMİ AŞILABİLECEKTİR’ Günay, “İmralı işkence sistemi”nin nasıl aşılacağında dair ise, şunları söyledi: “Bilindiği üzere Öcalan süreç boyunca dört katmanlı bir savunma sürecini yaşayacaktı. Birinci savunma katmanı, küçük bir kitapçık halinde yayınlanan ‘Demokratik Çözüm Manifestosu’ idi. Bununla demokratik çözüm için bir değerlendirmenin köşe taşlarını ortaya koymuştur. İkinci savunma katmanı, ‘Sümer Rahip Devletinden Halk Cumhuriyetine Doğru' adı altında iki kitap halindeki savunmaları olacaktı. İlkine göre daha derinleştirilmiş bir demokratik çözüm denemesiydi. Üçüncü savunma katmanı ise, ‘Bir Halkı Savunmak’ adıyla yayınlanacaktı. Bu kitapla Kürt sorununun oluşumu ve çözüm olasılıkları daha da belirgin hale getirilmiştir. Öcalan o dönem içinden geçmekte olduğu süreci dördüncü ve sonuncu savunma katmanı olarak değerlendirmiştir. Bunlar ‘Demokratik Uygarlık Manifestosu’ adı altında 5 cilt; birinci cilt, ‘Uygarlık’, ikinci cilt ‘Kapitalist Uygarlık’, üçüncü cilt, ‘Özgürlük Sosyolojisi’, dördüncü cilt ‘Ortadoğu’da Uygarlık Krizi ve Demokratik Uygarlık Çözümü’, beşinci cilt, Türkiye ve Kürdistan özgülüne indirgenmiş ‘Kürt Sorunu ve Demokratik Ulus Çözümü’ halinde tamamlanmıştır. ‘Yol Haritası’ bu beşinci cildin ön biçimiydi. Öcalan bu savunmalarında kapitalist modernite sistemini tarihsel, toplumsal, güncel tüm boyutlarıyla çözümleyerek aşmış ve onun alternatifi demokratik modernite sistemini geliştirerek de kendi cephesinde gereken teorik yanıtı vermiştir. Böylece İmralı işkence sisteminin nasıl aşılacağını da göstermiştir. Gerisi bunun pratikteki başarısına bağlıdır. Yani Öcalan şahsında İmralı özgülünde yaşanan bir sistemler arası savaştır, sonucu da demokratik modernite sistemini inşa görevlerinin başarısı belirleyecek ve ancak bu temelde İmralı işkence sistemi aşılabilecektir." Yasin Kobulan - dihaber