Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'a: Her şeyi göze aldık 2017-07-06 22:51:54 HABER MERKEZİ – CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Adalet Yürüyüşü'nün 22'nci gününde canlı yayında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın Adalet Yürüyüşü ile ilgili sözleri için “Her şeyi göze aldık” dedi. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Adalet Yürüyüşü'nün 22'nci gününde canlı yayında Prof. Dr. Emre Kongar ve ABC-Tele1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ'ın sorularını yanıtladı. Kemal Kılıçdaroğlu Adalet Yürüyüşü'nün toplumun geniş kesimleri tarafından sahiplenildiğine vurgu yaptı toplumun adalete susamış durumda olduğunu belirtti. Yenikapı Ruhu'nun beş gün sürdüğünü belirten CHP lideri peşinden gelen süreçte AKP'nin verdiği sözleri tutmadığını belirtti. Kılıçdaroğlu, "15 Temmuz'dan sonra bir uzlaşma alanı çıktı. Ben Saray'a gittim, Başbakan Genel Merkezimize geldi, güçlü bir parlamenter sistem olacaktı. Yenikapı'ya gittim 12 maddelik bir demokrasi bildirisi okudum, Erdoğan beni konuşmamdan dolayı kutladı. Fakat sonra ne oldu, beş gün sürdü bu. 20 Temmuz'da OHAL kararını geçirdiler, bini aşkın akademisyen üniversiteden kovuldu, hapisteki gazetecilerin sayısı arttı, iki öğretmen işini istediği için hapse atıldı" dedi. Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satırbaşları şöyle; “Bu yürüyüşten sonra çok şey değiştirmeye kararlıyız. Adaletler özgürlükler hakkında çok ciddi sınırlamalar var. Toplumun üzerine giydirilmiş bir korku gömleği var. Gazeteci, üniversite hocası, vatandaş kimse konuşamıyor. Toplumun ortak sese ihtiyacı vardı. Toplumu seslendirecek bir şeye ihtiyaç vardı bu en çok CHP’ye yakışırdı biz üstlendik. Bu yürüyüş CHP yürüyüşü değil bu adalete susamış herkesin yürüyüşü. Her siyasi partinin katılımına açığız, her kesimden insan katıldı. Toplumun adalet isteyen her kesimi bu yürüyüşte buldu kendisini. Biz bu çıtayı toplumsal destek bulduğumuz sürece yükselterek devam edeceğiz. Ne zaman güçlü demokratik parlamenter sistem gelir, adalet gelir, üniversiteler özgürleşir o zaman. Mutlaka adaletten demokrasiden özgürlükten yana olan geniş kesim var. Sağ sol ortada yer alan farlı kesimler. Ortak paydayı güçlendirerek yolumuza devam etmekte kararlıyız. Toplumun her kesiminden destek alıyoruz. Biz azimle yola devam edeceğiz. Bu yürüyüşü anlamlı kılan temel öge 20 Temmuz sivil darbesidir. 15 Temmuz’dan sonra Türkiye’de demokrasi konusunda uzlaşma alanı çıktı. Herkes darbeye karşıydı. Ben saraya gittim, başbakan genel merkezi ziyeret etti. Demokrasi konusunda ortak payda oluştu. Yenikapı mitingine katıldım, 12 maddeyle darbelere karşı olduğumuzu bildiren bir metin verdim, Erdoğan beni kutladı ama fazla sürmedi; 5 gün. 20 Temmuz’da OHAL kararı parlamentodan geçti. Üniversite hocası kendini kapının önünde buldu. Gazeteciler hapiste, televizyonlar gazeteler kapatıldı, açlık grevi yapan iki öğretmen hapse konuldu. Gazetecilerin sayısı bini aştı. Haksızlığa uğrayan kişinin yargıma erişimi engellendi. Bu kadar ağır insan hakkı ihlalleri var. HER ŞEYİ GÖZE ALDIK Bu yürüyüşümüzün toplumsal destek sağlamasına yol açtı. Çevre dostu, taşeron işçisi, üniversite öğrencisi, gazeteciler, siyasiler herkes yürüyüşte yer aldı. Demek ki bu ülkenin insanları adalete susamış. İranlı filozof Sadi’in güzel bir sözü var: “dünyanın bütün nehirleri adalete susamış bir insanın susuzluğunu gidermeye yetmez”. Bir kişinin adalet ihtiyacını dünyadaki tüm nehirler karşılamıyorsa bu ülkenin 80 milyonu adalete susamışken biz bu nehirleri nereden bulacağız? Biz bu yürüyüşte toplumsal destek sağlar, yapılan protestoları da alkışlarsak kimsenin burnu kanamadan İstanbul’a ulaşırsak büyük başarı olacak. Provokasyon oldu, gelirken oldu. Erdoğan dedi hatta neden yapmıyorsunuz diye açıkça hedef gösterdi. Ama biz alkışladık. Hak hukuk adalet dedik. Herkes bunu diyor. Biz her şeyi göze aldık yasak getirseler de engelleme getirseler de İstanbul’a gidecektik. Ülkenin adalete ihtiyacı var. Topluma giydirilen korku elbisesini çıkarmamız lazımdı. Toplum şu an artık yürüyebileceği noktaya geldi. Artık hak arayabilirim diyor. Birileri olay çıkarabilir, saldırabilir. Bize yapılanlar karşısında asla saldırı karşılığı olmayacak. Bizler çok kararlıyız bu konuda. Yürüyüşte bize yönelik provokasyon vardı ama karşılık vermemeliydik. Barışçıl yürüyüş yapmalıydık. İstanbul genel merkezimizden 12 maddelik metin hazırlandı. Yürüyüşçülere dağıtıldı. On binlerce kişi bu metnin her satırına sadık kaldı. Taş atıldı gübre döküldü hakaretler yapıldı doğrudan saldırmak istediler; biz alkışladık slogan attık hak hukuk adalet dedik. Aslında on bin kişiyi kontrol edemezsiniz ama bu gösteriyor ki on bin kişi adalete susamış ve sorun çıkarmadan İstanbul’a varmak istiyor. BEKLENTİLERİMİZİ MALTEPE’DE ANLATACAĞIZ Bu adalet yürüyüşü de topluma dünyaya yönelik çağrı. Bu yürüyüşü neden yaptık, beklentilerimiz nedir Maltepe’de anlatacağız. Türkiye dünyadan soyutlanıyor. Katar dışında dostu yok. Ortadoğu’dan soyutlandı, Avrupa’dan soyutlanıyor. Artık Türkiye’nin gücü kalmadı.”