İhraç edilen akademisyenler şimdi daha özgür! 2016-12-09 09:13:54 KOCAELİ - KOÜ'den ihraç edilen akademisyenlerin kurduğu Kocaeli Dayanışma Akademisi'nde dersler sürüyor. Bilimin sadece akademilerde değil, dışarıda da üretilebileceği görüşünde olan akademisyenler, topraklarını terk etmeyeceklerini söyledi. Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile birlikte Kocaeli Üniversitesi'nden (KOÜ) uzaklaştırılan 19 akademisyenin kurduğu Kocaeli Dayanışma Akademisi her hafta olduğu gibi bu hafta da, "Esen rüzgâra göre taraf değiştirenlerin çokluğu Türkiye siyasetine ilişkin bize ne söyler" konusuyla, Eğitim Sen Kocaeli Şube binasında gerçekleştirildi. İhraç edilen akademisyenlerden Doç. Dr. Yücel Demirer'in anlattığı derse ilgi oldukça yoğundu. Derse çok sayıda öğrencinin katılımının yanı sıra akademisyenler ve yurttaşların da katılması dikkatlerden kaçmadı. Doç. Dr. Yücel Demirer için KOÜ'den uzaklaştırılmayı sadece akademiden uzaklaştırılma olarak görmüyor. Kendilerinin üniversiteden ihraç edilmesini "uzun zamandan beri oluşturulmuş bir saldırı" olarak yorumlayan Demirer'e göre buna karşı verilebilecek en iyi mücadele şekli ise "uzmanlıklarına sahip çıkmak". Demirer, "Bu ihraç süresince çalıştığımız üniversitelerde bir zamanlar odamızdan çıkmayan insanların artık selam vermediğini gördük" dedi. 'KİMLERİN 'HAİN' OLDUĞUNU TARİH BELİRLEYECEK' Prof. Dr. Cengiz Erçin de "Barış Bildirisine" imza attığı için KOÜ'den uzaklaştırılan akademisyenlerden. Erçin, akademiden uzaklaştırılmalarının hayatlarına çok büyük etkiler yaratmadığını söyledi. Erçin de, akademiden uzaklaştırılmayı, "tedavi gören hastalara ve kamuoyuna yapılan bir cezalandırma" şeklinde değerlendirdi. Barış Bildirisine imza atıkları için siyasal iktidar tarafından "vatan haini" olmakla suçlandıklarını, topluma böyle aksedildiğini söyleyen Erçin, "Bu topraklar bizim, kimse bizi vatan hainliği ile suçlayamaz. Bizim toprağımızla bağımız başka bir şey. Biz topraklarımızı terk etmiyoruz. Devlet mensubu insanlar bunu rahat bir dille söyleyemez" diyerek kimlerin hain olduğunu tarihin belirleyeceğine vurgu yaptı. 'BİR ÇAY, BİR SİMİT KADAR YAŞAM KAYGIMIZ' KOÜ'nün kuruluşundan bu yana üniversitede görev yaptığını ifade eden Erçin, içinin rahat olduğunu belirterek, "Bizim uzaklaştırılmamız çok bir etki etmedi yaşantımızda, bizim yaşam kalitemiz işçi sınıfı ile aynı, bir çay bir simit kadar yaşam kaygımız var. Umarım geri döneriz ki döneceğiz. 30 yıl sonra bu çektiğimiz acılar son bulmuş olur ve acıların üzerine barışın ne kadar değerli olduğunu anlatacak katkıyı sağlamış oluruz. Aksi takdirde bu ülkeyi tek birinin ağzından çıkanlar idare etmek kolay olsa bile toplumsal yaralara derman olmaz" diyerek barış ortamının biran önce sağlanması çağrısında bulundu. 'BİRGÜN ÖZGÜRLÜK NÖBETİNDE, BİR GÜN ADLİYE ÖNÜNDE' KOÜ Tıp Fakültesi'nde görev yaparken uzaklaştırılan akademisyenlerden Prof. Dr. Zelal Ekinci'nin de uzaklaştırılmayla birlikte sosyal ve siyasal yaşamı daha da gelişmiş. Ekinci, günlük rutin hayatını, "Türkiye'de her gün yeni bir şey oluyor. Ben de bunları takip ediyorum. Bir gün özgürlük nöbetinde, birgün adliyede önünde, birgün burada ders vererek zamanımızı dolu dolu geçirmeye çalışıyoruz" sözleriyle anlattı. Türkiye'nin çok kötü dönemlerden geçtiğini dile getiren Ekinci, bir arda olmanın önemli olduğunu belirtti. 'ŞİMDİ DAHA ÖZGÜRÜM' Uzaklaştırılan akademisyenlerden Doç. Dr. Özlem Özkan ise, "Kürditan'da yaşanan acılar karşısında bizim durumumuz çok çok hafif kalıyor" sözleriyle, akademiden ihraç edilmeni durumunu özetledi. Özkan, bilimin sadece akademilerde değil, dışarıda da üretilebileceği görüşünde. Ücret verildiği için akademisyenlik yapmadıklarını dile getiren Özkan, şu an kendini daha özgür hissettiğini söyledi. Özkan, "Çünkü üniversite, akademisyeni nitelikli sekreter konumuna getirdi" diyerek günlük hayatta daha siyasal, daha sosyal olma imkanı kazandıklarını belirtti. Siyasal iktidarın saldırısının çok büyük olduğunu belirten Özkan, " Saldırı artık sadece Kürdistan'a değil, akademisyenlere değil, AKP karşıtı olan herkese karşı" diyerek bu saldırı karşısında mücadelenin de büyümesi gerektiği çağrısında bulundu.