Savaş ve çatışma ortamı insan haklarını 'çöktürdü' 2016-12-09 09:14:51 DİYARBAKIR - Türkiye, 10-17 Aralık İnsan Hakları Haftası'nı geçen yıllara oranla bu kez katbekat artan hak ihlallerinin gölgesinde karşılıyor. Hakları ihlalleri Şırnak'ta yaşananlarla özetleyen İHD Diyarbakır Şubesi Başkanı Raci Bilici, "90'lı yıllarda köyler yakılıyordu, şimdi şehirler yerle bir edildi" dedi. Her yıl 10-17 Aralık arasında çeşitli etkinliklerin düzenlendiği İnsan Hakları Haftası, Türkiye'de insan hak ihlallerinin tavan yaptığı ağır bilanço ile karşılanıyor. Özellikle Kürt illerinde halka dönük yaşanan hak ihlalleri 2016 yılında ciddi oranda artış gösterirken, 90'lı yılların sıkıyönetim ve Olağanüstü Hal (OHAL) uygulamalarını aratır oldu. Hükümetin Eylül 2014'te Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı'nca hazırlayıp Genelkurmay'a sunulan 'Çöktürme Planı'nda yer alan, 10 bin ila 15 bin kişinin ölümü ve 150-300 bin civarında insanın göç ettirilmesi, özgür basının ekarte edilmesi planları yılın başlangıcından bu yana bir bir uygulandı. BİN 953 GÜNDE 614 KİŞİ YAŞAMINI YİTİRDİ HDP'nin verilerine göre bölgede başlayan savaş ve çatışma süreci ile birlikte 9 kent ve 35 ilçede 113 kez ilan edilen "sokağa çıkma yasakları" bin 953 günü buldu. Abluka ve kuşatmaların halen sürdüğü Cizre, Silopi, İdil, Yüksekova, Nusaybin ve Sur'da, Temmuz 2015'ten bu yana 863 kişi yaşamını yitirdi. Yine yaşanan çatışmalar sırasında 137'si çocuk, 113'ü kadın olmak üzere toplam bin 614 kişi yaşamını yitirdi. 1 MİLYON İNSAN GÖÇE ZORLANDI Hükümet tarafından açıklanan resmi verilere göre bir yıl içerisinde bölgede 355 bin insan göçe zorlandı. Ancak GÖÇ-DER'in açıkladığı verilere göre bu son bir yıl içerisinde 1 milyona yakın insan zorla yerinden edildi. Göçlerin yaşandığı ilçelerin başında da çatışmaların yoğun olarak yaşandığı, yıkımlarla talan edilen ilçeler geldi. Ancak önceki dönemlerin aksine, insanlar yaşam yerlerinden edilseler de bölge dışına çıkmayı değil, kentlerin çevresine kurdukları çadırlarda oluşturdukları yaşam alanlarında kaldı. OKULLLAR KARAKOLLARA DÖNÜŞTÜRÜLDÜ Bölgede yaşanan çatışmalar ile birlikte dikkat çeken uygulamalardan bir diğer ise Demokratik Çözüm Süreci'nde başlayan karakol-kalekol yapımlarının devam etmesi oldu. Bölgenin kırsal alanlarında yapılan karakol-kalekol inşaatları bu kez şehirlerde başladı. Sokağa çıkma yasaklarının ilan edildiği kentlerde, kamu binaları boşaltılarak operasyonel güçler yerleştirildi. Tüm bu kentlerde okul binaları başta olmak üzere onlarca kamu binası karakola çevrildi. Çatışmaların yaşanmadığı bölgelerde ise okul ve sağlık ocakları gibi merkezler yıkılarak, buralara yeni karakol ve kalekollar inşa edildi. ÖZGÜR BASINA KİLİT: 142 GAZETECİ TUTUKLANDI Çökertme Planı'nın basına dönük ayağında ise Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapısına kilit vurulan Özgür Gazeteciler Cemiyeti'nin (ÖGC) verilerine göre, 24 Temmuz 2015'ten 20 Kasım 2016 tarihine kadar bölgede yaşanan savaş süreci devamında darbe girişimi ve ilan edilen OHAL ile birlikte basına yönelik hak ihlalleri, gözaltı ve tutuklamalar da ciddi artış yaşandı. 24 Temmuz 2015'ten günümüze kadar 143 gazeteci tutuklanırken, bunlardan 113'ü OHAL sürecinde tutuklandı. Geçen 16 ayda 110 gazeteci gözaltına alınırken, 60 gazetecinin hakkında ise tutuklama kararı bulunuyor. OHAL öncesinde 30 gazeteci, sonrasında ise 113 gazeteci tutuklandı; 142 gazeteci halen tutuklu. OHAL ile birlikte Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile basına yönelik artan baskılarda 33 radyo, 58 gazete, 5 haber ajansı, 28 TV, 18 dergi ve 30 yayın evi kapatıldı. 2 BİN 863 KÜRT SİYASETÇİ TUTUKLANDI Çöktürme planının en önemli ayağı olan siyasetçilerin tasfiye edilmesi ve tutuklanması da 2016 yılına damgasını vurdu. Son bir yılda 7 bin 250 Kürt siyasetçi gözaltına alındı. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen YÜksekdağ ile 10 milletvekili ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel tutuklandı. DBP'li 41 belediyeye kayyum atandı, 14 belediyeye ise fiili olarak kayyum atanırken, DBP'li 53 belediye eşbaşkanı tutuklandı. HDP ve DBP'nin 3 Merkez Yürütme Kurulu üyesi ve 3 Parti Meclisi üyesi, 21 HDP İl Eşbaşkanı, 43 HDP İlçe Eşbaşkanı, 17 DBP İl Eşbaşkanı, 42 DBP İlçe Eşbaşkanının da aralarında bulunduğu 2 bin 863 kişi tutuklanarak cezaevine konuldu. 84 KADIN ERKEK ŞİDDETİYLE KATLEDİLDİ Bölgede tırmanan savaş ve çatışma ortamı ile birlikte kadına yönelik şiddette ciddi artış oldu. İnsan Hakları Derneği Kadın Komisyonu verilerine göre, 94 kadının asker, polis ve aile şiddet sonucu yaşamını yitirdi. Yıl içerisinde en az 39 kadının maruz kaldığı şiddet nedeniyle yaralandı. En az 26 kadın gözaltında, gözaltı yerleri dışında ve cezaevlerinde işkence ile kötü muameleye maruz kaldı. 'ÇÖZÜM SÜRECİ'NDE HAK İHLALLERİNDE AZALMA YAŞANDI' Son bir yıl içerisinde yaşanan insan hakları ihlallerini değerlendiren İHD Diyarbakır Şubesi Başkanı Raci Bilici, Demokratik Çözüm Süreci'nde çatışma ve operasyonların durmasıyla birlikte insan hakları ihlallerinin azaldığını belirterek, 24 Temmuz 2015 ile birlikte çatışma ve operasyonların başlamasıyla birlikte 90'lı yılları aşan hak ihlallerinin başladığını söyledi. Yeniden başlayan savaş ve çatışma ortamı ile birlikte orantısız gücün kullanılmaya başlandığının altını çizen Bilici, "Bu süre içerisinde çatışmalar şehirlerde yaşanmaya başladı. Dünyanın hiçbir yerinde görülmemiş uygulama ile sokağa çıkma yasakları ilan edilmeye başlandı. Devreye konulan uygulamalar hak ihlallerini beraberinde getirdi" dedi. 'YARGI İKTİDARIN ETKİSİ ALTINA ALINDI' Çatışmalı kentlerde yaşam hakkı ihlali, işkence ve kötü muamelenin ciddi artış gösterdiğini aktaran Bilici, "İnsanların yaşamlarını sürdürme hakkı elinden alındı. Sağlık ve eğitime erişim engellendi. Birçok yerde yargısız infaz yaşandı. Gözaltı ve tutuklamalar başladı. Yargı tamamıyla siyasi iktidarın etkisi altında kaldı. Düşünce ve ifade özgürlüğü noktasında ciddi artışlar oldu. Kadına ve çocuklara yönelik şiddet, ekonomik ve sosyal haklar noktasında tavan yapmaya başladı" uygulamaları sıraladı. 'TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLER ASKIYA ALINDI' İnsan hakları ihlallerinin ciddi artış göstermesinin devamında 15 Temmuz darbe girişimiyle birlikte bölgede farklı uygulamaların devreye konulduğuna işaret eden Bilici, "Temel hak ve özgürlükler tamamıyla askıya alındı. Demokratik alanda mücadele etmenin hiçbir koşulu kalmadı. Ciddi bir yönelim başladı. Var olan uygulamalara yenileri eklendi. Çatışmalar ve operasyonlar devam ediyor. Bununla birlikte siyasete yönelimler başladı. Halkın iradesine yönelik darbeler, ciddi anlamda ihlallere neden oldu. Sivil toplum örgütlerinin çalışmaları askıya alındı. Muhalif basın kuruluşları susturuldu. Gazeteci ve aydınlar tutuklandı. Binlerce insan görevden alındı. Türkiye'de cezaevlerinin 180 bin kapasitesi olduğunu ancak 200 bin üstünde kişinin cezaevlerinde" diye sıraladı. '90'LARDAN BUGÜNE DEVLET AKLI DEĞİŞMEDİ' Son bir yıl içerisinde yargısız infazların yaşandığına da dikkat çeken Bilici, şöyle devam etti: "Birçok insan aracında öldürüldü. Birçok insan evinde çatışma süsü verilerek yargısız bir şekilde infaz edildi. Toplumun nefes alabileceği bütün yollar kapatıldı. İntikam duygusuyla bir yaklaşım var. 90'lardan bugüne devletin aklı değişmedi. Tekçi politikalar sürdürüldü. Devlet bunu bir kere daha ortaya koydu. Ancak her dönemde farklı uygulamalar ile karşılaştık." '90'LARDA KÖYLER, BUGÜN ŞEHİRLER' "90'lı yıllarda köyler yakılıyordu, şimdi şehirler yerle bir edildi" şeklinde 2016 yılını özetleyen Bilici, "Şırnak'ı 90'lı yıllarda da gördüm, birde bugün bakın. Sivil insanların infazında ciddi artış var. 90'lı yıllarda kaybedilerek infaz ediliyordu, bugün açık bir şekilde yaşanıyor. İnsanlar bodrumlarda yakıldı. İzin verilseydi, bodrumlarda yakılan insanlar kurtarılırdı. Ancak izin verilmedi. Bunun yaşanan ihlaller ile 90'lı yıllarda yaşanan ihlaller arasında ciddi bir artış var. Korkunç bir artış söz konusu. Suç ve ceza keyfi bir hale getirildi" diye konuştu. '82 DARBESİNDE BİLE YAŞANMADI' 1982 darbe girişimi ve sonrasında yaşananları hatırlatan Bilici, "OHAL süreçleri yaşadık. Ancak bugün gibi uygulamaları görmedik. Daha darbe gerçekleşmeden bu uygulamalar gerçekleşti. 80'de darbe gerçekleşmesine rağmen bunlar yaşanmadı" diyerek, 15 Temmuz darbe girişimi ardından yaşanan insan hakları ihlallerine dikkat çekti. 'ÇÖZÜM: ÖCALAN' Türkiye'de insan hakları ihlallerinin son bulması için PKK Lideri Abdullah Öcalan'ı işaret eden Bilici, Türkiye'de yaşananları siyasi krize bağladı. Türkiye'nin insan haklarına dayalı politikalar geliştirmesi gerektiğini dile getiren Bilici, Türkiye'de krizin sona ermesi için Kürtler ile kalıcı barışın sağlanması vurgusunda bulundu. Özgür Paksoy / Devran Toptaş - dihaber