Suriye halkları için bir milat: 19 Temmuz Devrimi 2017-07-17 09:01:10 HABER MERKEZİ – Kobanê'de 19 Temmuz 2012’de ilk kıvılcımı çakılan Rojava Devrimi, 5 yılda halkların özgürlük projesine ulaştı. Öcalan'ın tezlerini esas alan devrim, Suriye halklarının birlikte yaşadığı Demokratik Kuzey Suriye Federasyonu’na dönüştü. Tarihe “Rojava Devrimi” olarak geçen 19 Temmuz’un üzerinden 5 yıl geçti. Suriye iç savaşının kızıştığı 2012 yılında Cizîr, Efrîn ve Kobanê bölgelerinde topraklarını ve halkları koruyan Kürtler, haklara dayalı demokratik yöntemlerle Suriye'de 3'üncü yol olarak öne çıktı. Topraklarında yaşayan Kürt, Türkmen, Arap, Süryani, Ermeni, Keldani ve Asurilere kendi kültür ve kimliklerinde yaşam yolu açan devrim, tüm farklılıkların bir arada yaşamasına da olanak sağladı. DEVRİME GÖTÜREN NEDENLER Ortadoğu'nun egemen tekçi, despot iktidarlarına karşı 2011 yılında Tunus'ta başlayıp, Libya ve Mısır'a uzanan halkların itirazı, 1963 yılından itibaren Suriye'de iktidarı bırakmayan Baas rejimine karşı da gelişti. Özelikle Rojava'da halkı yok sayan, kimlik vermeyen, mülk edinmeye müsaade etmeyen rejime karşı yıllardır biriken enerji, kısa sürede halkı ayağa kaldırdı ve Rojava topraklarında rejimin egemenliğine son verildi. “Arap kemeri” politikasıyla Kürtleri ayıran, göçe tabi tutan, 1998 yılında Adana'da Türkiye ile anti Kürt ittifakında anlaşan, 12 Mart 2004'te Qamışlo'da Kürtleri katleden Baas rejimine karşı 15 Mart 2011'de başlayan olaylar Kürtleri ayağa kaldırdı. ÜÇÜNCÜ YOL Uzun yıllar PKK Lideri Abdullah Öcalan'a ev sahipliği yapan Rojava, rejime karşı sürekli isyan halinde olsa da dış güçlerden etkilenmeden devrimden önce kendi kurumlarını oluşturdu. Bölge ve egemen devletlerin himayesini kabul etmeyen Rojava, rejimle savaş yerine kendi kurumlarıyla devrim, egemen devletlerin himayesindeki muhalif gruplarla da çatışmasızlık ilkesini benimseyerek üçüncü bir yolu tercih etti. Tevgera Civaka Demokratîk (TEV-DEM) çatısında örgütlenen Rojava, TEV-DEM ile düşünsel alt yapısını tamamladı. İlk adım olarak birçok köyünü rejimden arındıran Rojavalılar, ikinci adımda kentlerini de rejim egemenliğinden çıkardı. Özgürleştirilen tüm yerlerdeki hizmetleri örgütleyerek, birlikte, eşit ve özgür bir yaşamın temelini de attı. İLK KIVILCIM VE KOBANÊ Kürtler, kentlerinin yönetimini eline alınca harekete geçen egemen güçler, muhalif grupları silahlandırdı ve rejimle çatıştırmaya başladı. 18 Temmuz 2012'de Suriye'deki olayları yatıştırmaya çalışan 18 rejim komutanının öldürülmesi, rejim tarafında büyük kırılma yarattı ve herkes rejimin kısa bir sürede alaşağı olacağını düşündü. Muhalif gruplar da her tarafta rejimle çatışmaya başladı. 18 Temmuz gecesi de Kobanê'nin batı sınırındaki Cerablus ve güney batısındaki Minbic grupların eline geçti. Cerablus ve Minbic kırsalından Kobanê'ye doğru muhalif grupların hareketi devam edince, Yekîneyên Parastina Gel (YPG-Hak Savunma Birlikleri) 19 Temmuz 2012 tarihinde Kobanê'yi rejimin elinden aldı ve sahiplerine verip, korumaya başladı. Böylelikle Rojava Devrimi'nin ilk kıvılcımı da çakılmış oldu. Başlayan devrim süreci 21 Temmuz'da Derik ve kırsalının rejimden alınmasıyla devam etti. Sonra Efrin ve ilçeleri ile diğer kentler özgürlüğe kavuştu. YPG de devrimin başlangıç tarihinde kendisini resmen ilan ederek, Rojava halklarını koruma sözü verdi. YPG/YPJ'NİN TARİHİ DİRENİŞİ 19 Temmuz Devrimi Kürtlere askeri ve güvenlik noktalarında büyük kazanımlar sağlarken, Baas rejimi, Türkiye ve desteğindeki muhalif gruplar karşı çıkmaya başladı. Kürtlerin iradesini kabul etmeyen söz konusu güçler, Rojava topraklarına ve onun askeri güçlerine saldırmaya başladı. Saldırılara karşı Rojava halklarını koruma şiarıyla tarih sahnesine çıkan YPG, direnmeye başladı. YPG, Baas rejimi başta olmak üzere kendisine saldıran tüm gruplara karşı savunma savaşı başlattı. YPG, bu kapsamda Halep'in Şêx Maqsut Mahallesi’nde rejim ve muhalif gruplar ile Suriye'ye taşeron olarak sokulan radikal İslami gruplara karşı halkları koruma savaşı verdi. Yine Efrîn'de ise, El Kaide uzantılı El Nusra ve bağlı gruplara karşı savaştı. Cizîr Kantonu kentleri olan Girkê Legê ve Serêkaniyê'de El Nusra'yı yenilgiye uğratan YPG/YPJ güçleri, 15 Eylül 2014 tarihinde Kobanê Kantonu’na dönük DAİŞ'in büyük saldırısını tarihi bir direnişle boşa çıkardı ve insanlığın başına bela olan DAİŞ için sonun başlangıcı oldu. ROJAVA SAVUNMA GÜÇLERİ Devrimin üçüncü yılında, 26 Ocak 2015 tarihinde Kobanê'nin kurtuluşu, Şubat ayında Til Hemîs ve Til Berak, Kizwan Dağları, ardından da Girê Spî (Til Ebyad) kenti ve Siluk ile Eyn İsa kasabalarını özgürleştiren Rojava güçleri, önemli kazanımlar elde etti. Aynı anda Rojava'nın tüm kentlerinde akademiler açan savunma güçleri, binlerce savaşçı yetiştirip eğitti. Özgürleşen kentlerde ise, kentin güvenlik güçleri oluşturuldu. Bu kapsamda 24 Temmuz 2012 tarihinde Rojava'nın Asayiş Güçleri oluşturuldu ve kentlerin iç asayişi ile yurttaşların güvenliği sağlandı. Aynı şekilde asayiş akademilerinde binlerce asayiş görevlisi yetiştirildi. 2014 yılının başında ise, Rojava'nın polis gücü oluşturuldu. 2015 yılının başında kurulan Öz Savunma Güçleri ise, mahalle ve köylerde oluşturulan komünlerin gücü olarak bulundukları alanların korunmasında ve asayişinde YPG güçlerine destek oldu. Rojava'da yaşayan Araplar ise Senadid Güçleri adıyla YPG çatısında örgütlenerek kendi öz güçlerini oluşturdu. Aynı şekilde Rojava halklarından olan Süryani, Asuri, Keldaniler YPG çatısında Süryani Askeri Meclisini oluşturdu. Söz konusu halklar asayiş güçlerinin çatısında ise Sutoro'yu kurdu. DEMOKRATİK ÖZERKLİK Rojava'daki bu askeri gelişmeler bölge devletleri ve egemenlerin dikkatini çekti. Başlangıç olarak Kürtlerin temsilcileri Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lawrov'un davetlisi olarak Haziran 2013 tarihinde Moskova'ya gitti. Rojava Halk Meclisi yetkilileri Suriye sorununa çözüm için uluslararası temsilci El-Exzer El-Îbrahîmî ile bir araya geldi. Temmuz 2013'te Partiya Yekîtiya Demokratik (PYD-Demokratik Birlik Partisi) Eşbaşkanı Salih Müslim resmi davetli olarak Ankara'da Türkiye Dışişleri Bakanlığı ile görüştü. Ağustos'un sonunda ise PYD'nin diğer eşbaşkanı Asya Abdullah, Ankara'da hükümet yetkilileriyle görüştü. Görüşme ve ilişkilerin devam ettiği süreçte, 21 Ocak 2014 tarihinde Demokratik Özerklik Yönetimi ilan edildi. Özerklik yönetimi, kuruluşuyla birlikte başta Avrupa olmak üzere dünyanın her alanında diplomasi faaliyeti yürüterek, Suriye sorununa çözüm aradı. Birçok konferansa dahil olan yönetim, bu kapsamda Suriye muhalefetinin Kahire'de düzenlediği konferansa da katıldı. Konferanslarda demokratik özerkliğin çözüm yolu olduğunu aktaran yönetim, bilgi ve birikimlerini paylaştı. Avrupa'dan birçok toplum bilimci ve sistem analisti Rojava'ya gelerek, demokratik özerkliği yerinde inceledi. Bu kapsamda Rojava'yı ziyaret edenler arasında Fransa Dışişleri Bakanı Robert Kouchner, Lord Hamilton ve birçok parlamenter de yer aldı. Her ziyaret edenler, toplumların gelecek projesi olarak adlandırdıkları sisteme destek açıklamalarında bulundu. Diplomasi ve Rojava'da YPG/YPJ'nin direnişi, DAİŞ'e karşı ABD öncülüğünde oluşturulan uluslararası koalisyonun dikkatini çekti ve onları Suriye halklarının savunma güçleri ile ilişkiye ve ortak operasyonlara zorladı. KOMÜNAL EKONOMİ Rojava Devrimi, bu kazanımlarını korumak ve büyütmek için ekonomik altyapısını da oluşturmaya başladı. Kapitalist ekonomiye karşı komünal ekonomik değerler böylelikle örgütlendi. Bu kapsamda 13 Temmuz 2013 tarihinde Rojava Ekonomisini Örgütleme ve Büyütme Merkezi kuruldu. Merkez komünal ekonominin esaslarını açıkladı ve çok sayıda kooperatif kurup projeler hazırladı. Yurttaşlara ve küçük tüccarlara destekte bulundu. Tarımın gelişmesi için çiftçilere her türlü destek verildi. Olanaklar çerçevesinde projeler oluşturulup, Rojava'nın aydınlatılmasında kullanılan elektriğin üretilip taşınmasını sağladı. KÜLTÜR VE AYDINLANMA Ortadoğu halklarının isyanıyla Kürt Dil Kurumu oluşturuldu. 19 Temmuz Devrimi ile çok sayıda dil eğitmeni yetiştiren kurum, Rojava'nın eğitim sisteminin temelini attı. Okullarda Kürtçe eğitimi örgütleyen kurum, önceki sistemin ırkçı-şoven yapısını değiştirdi. Kurum aynı zamanda birçok akademi ve özel eğitim merkezleri kurdu. Bu kapsamda 11 Ağustos 2013 tarihinde Efrîn'de ilk Kürtçe dil akademisi ve Kürt edebiyatı olan Şehit Ferzat Kemenger kuruldu ve bölge eğitiminde rol alacak eğitmenler yetiştirilmeye başlandı. 28 Ekim 2013 tarihinde ise Efrîn'de Rojava Eğitimciler Birliği'nin desteği ile Şehit Viyan Amara Dil ve Edebiyat akademisi kuruldu. 24 Ekim 2013'te Qamişlo'da Celadet Bedirxan Dil, Tarih ve Edebiyat akademisi kurulurken, Kobanê'de de Şehit Viyan Amara Akademisi açıldı. Bu akademileri demokratik ulus akademileri takip etti. 29 Mart 2013’te Cizîr'de Nuri Dersimi Bilim ve Aydınlanma Akademisi kurulurken, sonrasında akademinin ismi Özgür Bilim ve Aydınlanma olarak değiştirildi. Akademi kantonun birçok kentindeki şubeleriyle demokratik ulus fikrini öğretti, yaygınlaştırdı. 4 Nisan 2013’te Qamişlo'da toplumun önde gelenleri tarafından Hukuk ve Adalet Akademisi kuruldu. İlk mezunlarını veren akademi, ikinci eğitim dönemini devam ettiriyor. 24 Şubat 2013’te Qamişlo'da kurulan Kürtçe Stratejik Araştırma Merkezi'nin ismi, kanton yönetimi tarafından 20 Kasım'da Rojava Stratejik Araştırma Merkezi olarak değiştirildi. Devamında Rojava'nın tüm halkları kendi anadillerinde temel eğitim okulları ve akademilerini kurdu. YÖNETİM ESASLARI Böylelikle demokratik ulusu esas alan Rojava yönetimi, toplumsal boyutta da birçok gelişmeye kapı araladı ve aralamaya devam ediyor. Yönetim, halkların eşit, özgür ve birlikte yaşamını temel ilke edindi. Bu kapsamda Hesekê'de Halkların Kardeşliği Meclisi ilan edildi. Serêkaniyê'de İç Barış Meclisi, Halep'in Şêx Maksud Mahallesinde Eşitlik Meclisi kuruldu. Bu meclisler halkların ortak yaşamını örgütleyip iç çatışmaların önüne geçti. Tarih 13 Mart 2015'i gösterdiğinde ise Cizîr Kantonu kentlerinde belediye meclisleri seçimle iş başına geldi. Halkın seçtiği meclisler, kentte hizmet götürmeye başladı. Şimdi de Efrîn Kantonu kentlerinin belediye meclislerinin seçimi için hazırlıklar yapılıyor. 2015 yılından itibaren Rojava halkları bulundukları her alanda komünlerini kurup yönetime katıldı. Bu komünler üzerinden köy, kent ve kanton halk meclisleri oluşturuldu. Bu meclisler, demokratik ulus esaslarıyla demokratik, özgür, eşit yaşamı örgütlemeye ve geliştirmeye devam ediyor. DEVRİM ROJAVA SINIRLARINI AŞTI Demokratik Suriye Meclisi (MSD) ile Suriye sorununa gerçek muhatap oluşturan Rojava halkları, Demokratik Suriye Güçleri (QSD) çatısı ile devrimi askeri ve siyasi boyutta, Rojava sınırlarının dışına taşıdı. Girê Spî, Minbic gibi Arapların yoğun yaşadığı kentlerde özerk yönetimler oluşturarak demografik yapıyı koruyan Rojavalılar, sorunu “Kuzey Suriye Halklarının Federasyonu” olarak çözüm masasına yatırdı. Dünya gündemin ön sıralarından düşmeyen devrim geldiği aşama, DAİŞ, El Nusra gibi insanlığın başına bela örgütlere de aman vermeyerek, insanlığın takdirini toplamaya devam ediyor. Erdoğan Altan - dihaber