Oledirî Yaylası'nda berivanlar güneşin ilk ışıklarıyla işe koyuluyor 2017-07-21 09:01:10 HAKKARİ – Hakkari’de yasaklanmayan nadir yaylalardan biri olan Oledirî Yaylası'nda güneşin ilk ışıklarıyla işe koyulan berivanlar, günde 2 kez sağdıkları koyunlardan elde edilen sütten otlu ve sade peynir yapıyor. Peynirleri soğuk suyun içinde muhafaza eden berivanlar, bir hafta bekletilen peyniri at ve katırların yardımıyla köye yolluyor. Hakkari’nin Kırıkdağ (Dêzê) köyüne bağlı Kırbaş (Kêrîser) mezrasında yaşayan yurttaşların kullandığı Oledirî Yaylası'na çıkan berivanlar, günde 2 kez sağdıkları koyunlardan elde edilen sütten otlu ve sade peynir yapıyor. Yasaklanmayan nadir yaylalardan biri olan yaylada güneşin ilk ışıkları ile uyanan berivanlar, bölgede akan tek kaynak suyunun üzerine yaptıkları gölgeliklerin altına, su içinde muhafaza ettikleri peynirleri, birkaç günde bir at ve katırlar yarımıyla köye yolluyor. GÜN ONLAR İÇİN ERKEN BAŞLIYOR 6 hanelik mezrada, yaklaşık 600 küçükbaş hayvanla bahar aylarında yaylanın yolunu tutan berivanlar, taşlarla yapılan ve üstü brandalarla kapatılan küçük kulübelerde kalıyor. Erkeklerin gündüzleri bulunduğu yaylada akşamları, çoğunlukla kadınlar kalıyor. Berivanların ihtiyaç duyduğu yiyecek ve gereçler, kimi zaman at veya katır, kimi zaman da köyün çocukları tarafından 5 kilometre uzaklıkta bulunan mezradan yaylaya taşınıyor. Sümbül dağının arkasında bulunan yaylada gün berivanlar için erken başlıyor. Sabahın 5’inde uyanan berivanlar, günde 2 kez koyunları sağıyor. Her defasında sağılan sütler kazanlara konularak kaynatılıyor. Soğuduktan sonra sade veya otlu peynir olacak şekilde mayalanıyor. Gün boyu yoğun bir koşuşturma içinde olan berivanlar, akşam da kesimi yapılan peyniri tuzlayıp bidon veya leğenlere dolduruyor. YASAKLAR YÜZÜNDEN OT TOPLAYAMADILAR Gün boyu yaptıkları işlerin rutin olduğunu dile getiren berivanlardan Zübeyde Yiğit, “Gün boyun çok yoğun oluyoruz. Sabah 5’te güneş ile kalkıyoruz. Günlük işlerimizi yapıyoruz” dedi. Sattıkları peyniri talebe göre otlu veya sade yaptıklarını dile getiren berivanlardan Sıti Akdoğan, yasaklardan dolayı bu yıl fazla siyabo otunu toplayamadıklarını belirtti. Akdoğan, “Burada şimdi lorik, pancar ve peynirlerimiz var. Bir hafta biriktirdiğimiz peynirleri köye yollayıp orada toprağa gömüyoruz. Sonbaharda da isteyenlere satıyoruz” diye konuştu. GÜNDE 4 SAAT BOYUNCA KOYUN SAĞIYORLAR Her gün yaklaşık 4 saat boyunca koyun sağdıklarını paylaşan Ayten Yiğit, “Burada saatlerce oturarak koyun sağmak çok zor. Hem güneşin sıcaklığı hem de koyun yününün verdiği sıcaklık bunaltıyor” derken, berivanlardan Kazi Cin ise, “Eskiden Bala ve Spixane yaylalarına giderdik. Orada yol vardı su boldu. Ancak şimdi oralara gidemiyoruz. Tek burası kaldı elimizde, buranın da yolu yok. Ama mecbur burada yaşamaya çalışıyoruz. Kalıcı olamadığı için düzen kuramıyoruz. Ve çok zorlanıyoruz” ifadesinde bulundu. MEZRA İLE YAYLA ARASINDA YOL YOK Bala ve Spîxane yaylalarının yasaklı olduğu bölgede, mezra ile kullandıkları yayla arasındaki yolun kullanılacak gibi olmadığını söyleyen Übeyt Yiğit, “Burada yol yok, su ise çok az. Eskiden diğer yaylalarımıza çıkar, jeneratör götürerek aylarca yaylada kalırdık. Ancak şimdi burada yol olmadığından sadece banehi dediğimiz geçici barınaklar yapıyoruz. Bu da kadınların yaşamını çok zorlaştırıyor. Bu yasakların bir an önce kaldırılması ve bölgemize yol yapılmasını istiyoruz” dedi. YASAKSIZ YAYLADA SU AZ 23 yıldır bölgede çobanlık yapan Ömer Kanat ise, “Hayvan sayısı az olduğu için köylüler tek çoban tutuyor. Eskiden yabani hayvanlardan korkardık şimdi ise artık insanlardan korkuyoruz. Bölgede çok güzel yaylalar olduğu halde gidemiyoruz. Oledirî yaylasında su çok az. Akşam saat 17.00’de koyunları buradan götürüyorum ertesi gün saat 10.00’a kadar hayvan susuz kalıyor. Bu yüzden de çok huzursuz ve yerinde durmuyor” diye konuştu.