‘Biraraya gelerek korku imparatorluğunu dağıtabiliriz’ 2016-12-10 15:32:44 DİYARBAKIR - Diyarbakır’da gerçekleştirilen “Çatışma ve baskı ortamında insan haklarını savunmak” başlıklı çalıştayda, birlikte mücadelenin önemine dikkat çekildi. Katılımcılar, korku imparatorluğunu aşmak için dayanışmanın zorunluluğunu ifade etti. İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Temsilciliği, Tabip Odası ve Baro tarafından, 10-17 Aralık İnsan Hakları Haftası etkinlikleri kapsamında “Çatışma ve baskı ortamında insan haklarını savunmak” başlıklı çalıştay düzenlendi. İHD şubesi Vedat Aydın Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen çalıştaya, kentte bulunan birçok kurum temsilcisi katıldı. İHD Yönetim Kurulu Üyesi Şerif Derince moderatörlüğünde gerçekleştirilen çalıştayda ilk olarak, baro adına Avukat Serhat Eren konuştu. Eren, “1990’lı yıllarda yaşanan hak ihlallerine karşı sivil toplum kuruluşları ve hukuk örgütlerinin yürüttüğü mücadele sonucu AİHM’in Türkiye’yi kimi davalarda mahkum etmesiyle iç hukukta bazı değişikliklere gitme zorunda kalındı” hatırlatmasında bulundu. ‘İHLAL EDİLMEYEN HAK KALMADI’ Yaşanan çatışmalı ortamlarda hak ihlallerini raporlaştırmak amacıyla çalışmalarda bulunduklarını anlatan Eren, bu süreçte ihlal edilmedik hakkın kalmadığına dikkat çekti. Daha önce fiili olarak gerçekleştirilen hak ihlallerinin ilan edilen OHAL ile birlikte yasal olarak yapılmaya başlandığını vurgulayan Eren, “Hak ihlallerine karşı geçmişte sivil toplum kuruluşlarının yürüttüğü etkin mücadeleyi tekrardan yakalamak gerekir. Yerel düzeyde var olan sivil toplum kuruluşları ile dayanışma hattını iyi örmek gerekiyor” ifadelerini kullandı. ‘ORTAK BİR MÜCADELE ZEMİNİ OLUŞTURULMALI’ İnsan hakları ihlallerini raporlaştırmak için gittikleri merkezlerde kendilerinin de hak ihlallerine maruz kaldığını belirten İHD Şube Başkanı Raci Bilici, “Bu mücadeleyi doğru ve işlevsel temelde vermek zorundayız. Birlikte bulunmak zorundayız. Baskı ve çatışmalı bölgelerde mücadele ederken birçok sıkıntıyı yaşıyoruz ama sıkıntılar yaşıyoruz diye geri durmayı hiç düşünmedik, düşünmeyeceğiz. Ortak bir mücadelenin zemini oluşturulmalıdır. Maruz kalınan baskıları bu şekilde aşabileceğimize inanıyorum” dedi. ‘İNSAN HAKLARI MÜCADELİ ÇOK ÖNEMLİ’ “İnsan hakları mücadelesini yürütmenin ne kadar önemli olduğunu insan hakları savunucularının son süreçte maruz kaldığı baskılardan görmek mümkündür” diyen Tabip Odası Başkanı Yakup Ataş ise, “7 Haziran sonrası yaşanan çatışmalı süreç ve ablukalar sağlık ile ilgili çok önemli hak ihlalleri yaşandı. Çok sayıda yurttaş sağlık hizmetine erişemediği için yaşamını yitirdi, yine kimi yerlerde sağlık ocakları, hastaneler karakollara çevrildi” dedi. ‘DEVLET AKLI DEĞİŞMİYOR’ TİHV Temsilciliği Yöneticisi Barış Yavuz ise, “Devlet aklında hiçbir şey değişmiyor. Büyüklerimizin daha önce yaşadığını şimdi ki gençler yaşıyor” dedi. Yapmış oldukları çalışmalar sonucunda kurumlar üzerinde yoğun bir şekilde baskı kurulduğunu belirten Yavuz, “İnsan hakları savunucuları sürekli zor ortamlarda baskı altında mücadele yürüttü, biz de yürütmeye devam edeceğiz. Bu dönemin en büyük özellikleri hukuksuzluk ve yaratılmak istenen korku imparatorluğudur. Bir araya gelmek yaratılmak istenen korku imparatorluğunu darmadağın etmektir” ifadelerini kullandı. Çalıştay, yürütülen tartışmaların ardından sona erdi.