Öldürülen Kamuran Fırat’ın annesi: Ambulans gelmedi 2017-07-28 11:28:05 HAKKARİ – İran askerlerinin açtığı ateş sonucu yaşamını yitiren Kamuran Fırat’ın annesi Hızret, “Gençler ambulansı aramışlar; ama kimse gelmemiş, daha oğlum yaralıymış. Sonra oğlumu kendi imkanlarımızla hastaneye götürdük. İlçenin girişine vardığımızda ambulans polis noktasında bekliyordu” dedi. Köylüler 2 hafta önce de bir havan topunun köylerine atıldığını söyledi. Hakkari’nin Yüksekova ilçesine bağlı Ağaçlı (Kendalok) köyünde önceki gün İran askerlerinin açtığı ateş sonucu Kamuran Fırat’ın (24) yaşamını yitirmesi, çizilen sınırların ölüm saçmaya devam ettiğini bir kez daha gözler önüne serdi. 454 kilometrelik İran-Türkiye sınırına en yakın mesafede bulunan Ağaçlı ve Çobanpınar (Wergenima) köylerinin karşısında İran askerlerinin olduğu kalekollar yer alıyor. İki ülkenin sınırını ise akan dere çiziyor. 2009 yılında yapılmaya başlanan ve sınırda bulunan Akçadam, Gülagavri, Sarıyıldız, Gözlüce, Kember, Yediveren, Ağaçlı, Çobanpınar ve Ödemiş köylerini İran’dan ayıran beton duvara rağmen İran tarafındaki kalekollardan sık sık yurttaşlara ateş açılıyor. ‘OĞLUMUN HESABINI KİM VERECEK’ Fırat’ın annesi Hızret Fırat, oğlunun İran-Türkiye sınırını oluşturan derenin yaklaşık 500 metre uzağındaki tepede kenger otu toplarken vurulduğunu dile getirdi. Oğlu yaralıyken köylülerin defalarca ambulansı çağırdığını ancak gelmediğini dile getiren Fırat, “Kamuran’ın yanına ilk varan gençler ambulansı aramışlar; ama kimse gelmemiş, daha oğlum yaralıymış. Sonra oğlumu kendi imkanlarımızla hastaneye götürdük. İlçenin girişine vardığımızda ambulans polis noktasında bekliyordu. Olay olurken, hemen yanı başımızda duran karakoldan bile gelmediler. Hastanede yapılan müdahaleye rağmen oğlumu kaybettik” dedi. Oğlunun topladığı kenger otunu satarak geçinmeye çalıştığını belirten Fırat, “Benim oğlumun ne suçu vardı ne yapmıştı? İşsizdi, sadece ailesini geçindirmek için köyün küçük bir çocuğuyla kenger toplamaya gitti. Zaten babasını da yıllar önce kaybetmiştik. Şimdi hesabını kime soracağımızı bilmiyoruz. Zaten kimsesizdik, şimdi hepten kimsesiz kaldık. Bakın görüyorsunuz bu küçük köye hapsetmişler hepimizi. Etrafımızda güya karakol güvenlik var; ama hiçbir işe yaramıyor. İran askerleri hem duvar ördü hem de başını evden çıkaran herkese kurşun sıkıyor” diye konuştu. ‘KÖYÜN İÇİNE HAVAN TOPU ATILDI’ İki sınır arasına sıkıştırıldıklarını, geçim kaynakları olan tarım, hayvancılık ve sınır ticaretinin bitme noktasına geldiğini vurgulayan köy sakinlerinden Kemal Atilla, köyde hiç kimsenin can güvenliğinin kalmadığını söyledi. Atilla, “Zaten yıllar önce Türkiye ve İran sınırının diğer tarafında kalan akrabalarımızla aramıza duvarlar koydular, ayırdılar. Hiçbirimizin hiçbir şekilde can güvenliği bulunmuyor” dedi. 2 hafta önce İran tarafından atılan bir havan topunun köyün içine düştüğünü dile getiren Atilla, “Evler yıkıldı Allah korudu ki can kaybımız olmadı. Yine bir ay önce İran’dan gelen bir kişiyi gözlerimizin önünde vurdular. 2009 yılında ise ot toplayan 2 oğlumu vurup yaraladılar. Bunun için dava açtık, itiraz ettik; ama hiçbir faydası olmadı. Sadece açtığımız davayla kaldık. Bugüne kadar sayısız hayvanımız vuruldu, onlarca gencimize ateş ettiler” dedi. 'CANLARI SIKILDIKÇA BİZE ATEŞ AÇIYORLAR' Türkiye’nin, hiçbir şekilde İran’a hesap soramadığını söyleyen Atilla, şöyle devam etti: “Elbette şikayetçiyiz, bu genç için de olacağız. Ama ne fayda eder. Türkiye hiçbir zaman hakkımızı aramadı, bundan sonra da aramaz. İnsanlarımız ölüyor, dışarıdaki akrabalarımız taziyemize gelmeye korkuyor. Gençlerimiz köyün içinde suyun kenarında dolaşamıyor, canları sıkıldıkça bize ateş açıyorlar. Ne hayvanımızı otlatabiliyoruz, ne arıcılık kaldı ne de sınır ticareti. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı çıkıp Filistin’i, Katar halkını savunacağına önce kendi yurttaşının güvenliğini sağlasın. Eğer ben İstanbul’daki herhangi biri gibi vergi verip askerlik yapıyorsam elbette güvenliğim sağlansın isterim.”